Tahta çıkabilmek için Mithat paşa ile anlaşmıştır. Akabinde babası abdülmecid şüpheli bir şekilde ölmüş, abisi de 3 aylık saltanat sonrası akıl sağlığı yerinde değil diye Çırağan Sarayı'na kapatılmıştır.
Mithat paşa'nın bu kıyakları sonrası kendisi de ona söz verdiği gibi kanun-ı esasi'yi ilan etmiştir. Sonra da Mithat paşa'yı sürgüne yollamıştır.
Mithat paşa ingilizlere sığınmıştır. Onu geri Almak, sırf kendi çıkarını korumak için Kıbrıs'ı ingilizlere vermiştir. ingilizlerin Kıbrıs üzerindeki vesayeti bu olaydan gelir.
Kendisi tüm Türk tarihinde en çok toprak kaybeden liderdir. Bu adamı ulu önder gören zihniyetin niyeti bellidir.
"...sultan abdülhamid'in kişiliğini ve despot yönetimini eleştiren basın organları üzerinde baskı uygulamaktan geri kalmamıştır. örneğin parti organı olan ve sozialist gazetesiyle birlikte çıkarılan der arme konrad adlı bir dergi abdülhamid'in hususi masraflarının 199.800.000 frank olduğunu "bir devlet sömürücüsü nasıl yaşıyor?" başlığıyla verdiğinde dahiliye nezareti dergiyi toplattırdı ve böyle yazıların önlenmesi gerektiğini başbakan prens hohenlohe'ye tavsiye etti."
Kaynak: ilber Ortaylı - Osmanlı imparatorluğu'nda Alman nüfuzu
Şanlı bir osmanlı sultanı hükümdarlığı esnasında
Mısır
bulgaristan
bosna-hersek
kıbrıs
girit
teselya
romanya
doğu anadolunun bazı illeri
Kaybedilmiştir.
şu an ekşide kadın olup olmadığı tartışılan adam ahhahaha. haremdeki o kadar kadını kimler sikti amınakoyim? veya o şehzadeler dışarıdan mı alındı. ilgünç.
elindeki kadro iyi olmayan bir teknik direktör gibidir ne taktik strateji dehası olsada elindeki kaynaklar ve kapasite sınırlıdır olmamıştır. kanuni olmak kolaydır dünyada eşi benzeri olmayan imkan ve kaynaklara sahiptir başarısız olması zordur hatta abdülhamit devrine kanuniyi getir daha başarılı olmaz. ama yönetimdeyken kimse memnun olmamıştır namık kemali falan geçtim bediüzzaman bile mehmet akif bile ilk zamanlarda abdülhamit karşıtıdır onaylamazlar yerine gelenler daha beter işler yaptıkları için kıymete binmiştir hamit ona yapılan övgüde eleştiride ölçüsüzdür. Hayatın gerçeği kimse yönettiğin geminin hangi fırtınalara girdiğine nelerle karşılaştırdığına bakmaz limana gelip gelmediğine bakar. tarihte özellikle geçerlidir hamit kaptan olduğu gemiyi batırmasada karaya oturtup limana sokamamıştır.