ifade özgürlüğünü, yasalar tek başına garanti edemez. Herkesin kendi düşüncesini, cezalandırma olmaksızın açıklayabilmesi için toplumda hoşgörü mevcut olmalıdır.
Albert Einstein
tam olarak anlaşılamamış ve sadece kendi özgürlüğünü düşünen insanlar oldukça asla doğru olarak anlaşılamayacak kavramdır.
özgürlük, başkasının özgürlüğünü kısıtladığı yerde biten bir kavramdır. ifade özgürlüğünü de aynı mantıkla düşünmemiz gerekir. ne yazık ki ifade özgürlüğü aklına geleni söyleyebilme özgürlüğü olarak görülüyor. bunun adı halk arasında densizliktir, patavatsızlıktır. hiç bir özgür düşünce başkasının haklarına, fikirlerine, inançlarına saygısızlık yapamaz.
özellikle internet ortamında ve sözlüklerde yayılan bir akım var. küfür et adı özgürlük olsun akımı. biri senin gibi düşünmüyor/inanmıyor mu ? bas küfürü, aşağıla, alay et. en aşağılık küfürleri çekinmeden kullan, sonra tek savunman "ifade özgürlüğü olsun". bu kabul edilebilir bir şey değil. zaten kişiler bir şeyler söylerken empati kurabilseler hiç konuşmazlar. söz olduğu kadar empati de aklın yansımasıdır.
son olarak diyorum ki ; evet fikirlerinizi açık açık ifade edin ama hakaret etmeyin. gün gelir birileri de size hakaret eder, sonra hakkınızı aramaya çalışırsınız, hem de daha önce hiçe saydığınız kanunlar ile.
uludağ sözlükte olmayan özgürlük çeşitidir. neden derseniz, çok basit hatalardan dolayı çaylak moduna alınanlar bir daha çok zor sözlüğe davet ediliyor da onun için ifade özgürlüğü yok dememe neden olan özgürlüktür.
hem türkiye'de hem de sözlüklerde mevcut olmayan doğal hak. insanın düşünmek ve düşündüğünü açıklamak gibi bir doğal hakkı mevcuttur. bu hak ne kimse tarafından verilmiştir ne de kimse tarafından elinden alınabilir. fakat üzülerek söylüyorum ki sözlüklerde dahi bunun kısıtlandığını ve yazarların mevcut zihniyet çerçevesinde yazılan entry'i okumak, incelemek yerine belli başlı kelimeleri gördüklerinde direk eksi vermeye ve eleştirmeye başladıklarını görmekteyim. Acı. çok acı. bugün bana yarın sana.
çoğunluğun aksine katılmadığım daha doğrusu eksik bulduğum uygulamadır.
kimse ifade özgürlüğü adı altında kutsal değerlere hakaret edemez ve etmemeli. özellikle sözlükler dini değerlere en çok hakaret edilen alanlardır burada bu hakarette bulunan kişiler bu hakareti ifade özgürlüğüne dayanarak gerçekleştirmektedir. hükümet ise ayrı bir tartışılması gereken konudur. nitekim dini ifadelere hakaret, özgürlük sınıfında değerlendirilirken akp li şahıslara yapılan ifade suç sayılmaktadır. kimse kimsenin annnesine babasına küfür edemez bu hakarete girer ve suçtur. ama peygambere küfür edebilir bu ifade özgürlüğüne girer ama o peygamber benim annem babamdan daha değerli ve önemli ise neden ifade özgürlüğü adı altında hakaret serbest dir? işte bu tartışılması gerekir.
Belki bu entry i girdikten sonra çaylak olabilirim ama yine de yazayım. Uusers dan anladığım kadarıyla (kesinlikle öyle bir şey söylemem ama iyi anlaşılması açısından örneği veriyorum ne de olsa teşbihte hata olmaz ) "ananızı sikm oruspu cockları Uludağ sözlük yazarları , uludag sözlükte nerde artı oy alan bir yazar var kesin oruspu cocugudur" desem (tekrar söylüyorum kesinlikle böyle bir şey ağzımdan çıkmaz ama anlaşılmadı açısından söylüyorum) kimsenin bana bir şey söylemeye hakkı yok çünkü benim ifade özgürlüğüm var.
ifade özgürlüğünü tartışalım. Bu büyük bir gerekliliktir.
Ancak buna kalkışacak insanların herşeyden önce, "fikir", "ifade etme", "hakaret" ve "özgürlük" kavranlarını iyi çözümlemiş olmaları gerekmektedir. Zira burada "kendini mağdur konumunda gören insanların" hepsi, düşüncelerini çağdaş, saygılı, zengin ve güçlü bir dille anlatabilme olgunluğuna sahip, fikir üretebilen geniş ufuklu insanlar "değiller".
Hepimiz biliyoruz ki, bu ülkede gençler, büyük çoğunluğu, hala "ne bakıyorsun" anahtar kelimeleriyle birbiri üzerine yürüyebilen; kendine "lan" denilmesine "karşısındaki insanın canı alabilecek" kadar öfkelenebilen, karşıt görüşlere ve fikirlere karşı tahammül sınırları son derece düşük insanlar.
Bu sebepledir ki, başkalarına her sözü söyleme hakkını kendinde görüp; roller değiştiğinde hiçbir eleştiriyi kabul etmeyip üzerine toz kondurmayarak vahşice sözler sarfedebilen kimseleri ayırmak, bu platformdan elemek, onları ilkokulu yeniden okumaya davet etmek gerekir ki, fikir, düşünce, tasarım, bilgi, birikim ve tecrübe sahibi olup, bunları çağdaş dünyanın saygı ve ifade özgürlükleri çerçevesinde ifade edebilen insanlar burada bunları konuşabilsinler.
Hayatında "bence" diye başlayan hiçbir cümlesi olmamış, kopyala yapıştır yapmadan hiçbir şey paylaşamamış insanlar, bugün kalkıp sosyal paylaşım siteleri üzerinden "ifade özgürlüğü" hususunda nutuklar atmaktalar. Ve asıl savundukları şey, "insanların rahatça, korkmaksızın, huzurla ve inanarak fikir beyan etmeleri değil" savundukları şey " 'kendilerinin' rahatça, korkmaksızın" fikir beyan edebilmeleri. Okuduğum pek çok paylaşımda gördüğüm şey bu. Zira bu toplum onlarca yıldır, "kişinin özgürlüğü, başkasının özgürlüğünün başladığı yerde biter" kalıbı içinde yetişti ve özgürlüğü bu açıdan yorumladı. Sonuçta da, kendi özgürlüğünü genişletip, başkalarının özgürlüklerini daraltmayı bir görev bildi. Dedi ki, "benim özgürlüğüm öyle büyük olsun ki, başkalarının özgürlükleri hemencecik benim özgürlüğümün başladığı yere dayansın ve özgürlüğü bitsin".
bizim ülkemizde olmıyan şeydir.
ne münasebet efendim ifade özgürlüğü falan.
ülke özgür değil,içindeki halk özgür değil..
ooo çok şey istiyosun ama çok oldun bak götürür merkeze alırım ifadeni özgürce haa.
Sadece anayasamızda bulunur kendisi, kimse görmüş, duymuş değildir. faşizan eğilimlerin fazla olduğu bir toplumda bireysel hak ve özgürlüklerden bahsetmek zaten trajikomiktir.