akbilin ilk temellerinin atıldığı "koçan bilet" zamanlarını da görmüş nesildir. kırmızı biletti yanlış hatırlamıyorsam 1 koçan halinde alırdın ( haftalık ) çek keser gibi kırt kırt tırtıklı yerinden kopartır otobüsün girişindeki kutuya atardın.
bir bu bir de eskiden otobüsün arka kapısında sonraları ise terfi edip otobüsün girişinde kendisine yapılmış yuvada oturup veznedarlık yapan biletçi emmiler. hey gidi günler hey.
evet, otobüslere treleybüslere arka kapıdan biner; biletçi beyden paso-şebeke veya tam bilet rica ederdik. biletçi bey ara sıra "önlere ilerleyelim" diye uyarma ihtiyacını hissederdi. yolcular itiş kakış değil, nezaketle ilerlerdi önlere. kim bilir o nesillerin biraz ilerici olması doğasında vardı. zaman zaman kontrolör bir kişi "bilet kontrol" diye, yolcuların biletlerini inceler, yoksa cezalı bilet keserdi. ayrıca mesafeye göre farklı ücret alındığından (tam biletler yani siviller için) bilet üzerine işaretlenmiş bölge numarasını geçmişseniz yine cezalı bilet uygulaması yapardı. böylece bir otobüste daimi iki eleman birde arada kontrolör olmak üzere üç kişi ekmek yerdi bu yolculuklarımızda. şimdi kaptan pilot ve yolcu. yakında uzaktan kumandalı araç yaparlar ve yalnız yolculuk. medeniyet galiba yalnızlık mı ne?