Bir ilişkinin işe yürümesi için iki temel şart vardır.
Birinci şart: Cömert olmak.
Cömert olmayan bir kişi, başka biriyle sağlıklı bir şekilde etkileşimde bulunamaz. Cömertlik, başka bir kişinin varlığına ve ihtiyaçlarına açık olmaktır. Cömertliğin çeşitli şekilleri vardır: paranızla, zamanınızla, alanınızla cömert olabilirsiniz. Aynı şekilde görüşlerinizle de cömert olmalısınız.
Bazı insanlar parasıyla, zamanı ve alanıyla cömerttir, ama bir şekilde sözleriyle cömert değildir. Bir adam geçen gün bana şunu söyledi: “Karım öyle inanılmaz bir şey yaptı ki, nereden buluyor bilmiyorum ama gerçekten inanılmaz.” Ben sordum, “Buna ona söyledin mi?” O dedi ki, “Hayır.” Ben de sordum, “Neden?” Sebep yok, sadece sözle cömert değil.
Cömert olduğunuzda, bir varlıktan diğerine akan köprü sağlıklı olur ve bu da ilişkinin mümkün olmasını sağlar.
ikinci şart: Saygı ve bu çok az konuşulur. insanlar cömertlikten ve iyi olmaktan bahseder; saygıdan ise çok nadiren.
Saygı, onur demektir; diğer kişinin onuruna izin vermek. Bazen insanlar “onlara alan tanıyın” der, ama bu ne anlama gelir? Bu, onların onuruna izin vermektir. Bir alanda kendilerini rahat hissetmiyorlarsa, biraz çekingenlerse, onlara o alanı verin. Oraya zorla girmeyin; bu onur vermektir.
Ayrıca kendi onurunuzu da korumalısınız ki karşı taraf size saygı duyabilsin.
buraya gelen yaşlı bir Rus çiftin hikayesini anlatalım: Adam eski Sovyet döneminden geliyordu ve tüm zorluklara rağmen gözlemci bir Yahudi olarak kaldı. Birkaç yıl sonra karısı korkunç bir ruhsal rahatsızlık geçirdi ve bir yıl sonra vefat etti. Shivah’da dedi ki: “iyi bir eş oldum mu, bilmiyorum ama tüm günlerimiz boyunca asla onun onurunu bozmadım.” Böyle bir şeyi söyleyebilen bir eş muhteşem bir iş başarmış demektir.
Evde birlikte yaşarken birbirimizin onurunu sürekli ihlal ederiz; dikkatsizlik, düşüncesizlik ve standartları düşürmek bunu yapar. Kaç çift birbirine o kadar saygısız konuşuyor ki, şok oluyorsunuz; aynı çift yabancılara asla böyle konuşmaz. Burada sorun “aşk nereye gitti?” değil, sorun “terbiye nereye gitti?”
Örnekler: Masada kim önce servis alacak? Geleneksel olarak önce kocaya sunulur, sonra koca eşine servis eder. Onur budur. Evden seslenmeyin, uzaktan çağırmayın; gelip yüz yüze konuşun. Bunlar saygı ve cömertlik ile iyi bir ilişkiyi sağlar.
Ama bu mutlaka bir evlilik değildir. Evlilik için üçüncü bir unsur gerekir: kutsallık (holiness, sanctity).
Kutsallığı olmayan bir evlilik sadece bir ilişkidir. Gerçek samimiyet, kendinizdeki en masum durumu bulmak ve ona ulaşmaktır; bu kutsaldır. Kutsallık olmadan iyi bir ilişki asla evliliğe dönüşmez.
Kutsallık demek: sahip olamayacağınız bir şey. Satın alabileceğiniz ya da sahip olabileceğiniz hiçbir şey kutsal olamaz. Kutsal, size ait olmayan bir şeydir. Bu nedenle ilk kez gittiğiniz zamanı hatırlayın, nasıl hissettiğinizi, ne kadar gergin olduğunuzu… Kutsallık, tanıdıklığa izin vermez.
türk toplumunda erkeklerle kadınlar arasındaki ilişkilerde sıkça görülen bir ihlal: samimiyet Erkek, bir kadınla tanışır, bir akşam yemeğine çıkar, ertesi gün öğle yemeğine gider ve bazıları artık bir samimiyet beklemeye başlar. Bu doğru değildir. Hatta onuncu buluşmadan sonra ya da nişanlı olsanız bile… Hakkınız yoktur.
Evlilikte samimiyet kutsaldır ve sahip olunamaz. Hak iddia etmek, kutsallığın karşıtıdır. Evlilik insan tarafından uydurulmuş bir anlaşma değil, Tanrı tarafından yaratılmış bir düzendir. insan kurallarıyla sadece bir oda arkadaşı gibi yaşayabilirsiniz ama bu evlilik değildir.
