tek maç açma özürlü kurum. sonra vay efendim niye yurtdışı bahis şirketlerinde oynanıyormuş. bu haftaki süper kupa maçında bjk ve fb ye eşit oran vermişler. e güzel insanlar bu maça da tek maç açmazsan hangi maça açacaksın?
ilk maçınız tutmamış ise diğer maçları takip etmemenizi önereceğim bahis oyunu. diğer maçlar tutarsa klasik tek maçtan tribine girersiniz. hiçbiri tutmazsa kendinizi lanetli gibi hissedersiniz.
bilyoner ve nesine isimli internet bayiileri mevcuttur. nesine nin sahibinin aydın doğan olduğunu biliyorum şayet bilyoner in sahibi de ünlü bir şirketti.
haftasonu oynanacak olan milli maçlarla farklı bir heyecan getirmiş bahis oyunu. oranların düşük olması her ne kadar can sıksada handikap olayı ayrı bir renk katmıştır.
kar marjı konusunda uçmuş bahis oyunu. televizyon reklamlarında dönüyorlar bir de, şu günde şu kadar milyon verdik bilmem ne diye... verdiğinizi değil, ne kadar aldığınızı söyleyin oğlum! kara para döndürüyor resmen herifler. herif dediğim de devlet he... neyse, hayatımda ilk oynayışımda 350 papel geçirdim size, ohh, içimin yağları eridi. harcamıyorum lan o parayı, evimin duvarını kaplatırım.
yatmanın çocuk oyuncağı olup kazanmanınsa çok uzun zaman aldığı oyunlardan bir tanesidir.paraya gidicem diyen çok kişinin elinde avcunda ne varsa siler süpürür.bu arada oyunun düşük miktardan oynanabilmesi oyunun ucuzluğuna değil soyup soğana çevirmesine tekabül eder.
genelde en az 4 maç bahisinden tutturulur.çünkü maç sayısı arttıkça tutturma oranı da -müneccim değilseniz- bir okadar zorlaşır.bu arada fransa-italya gibi liglere bir hafta alt-üst her türlü oyunu açan iddaa yöneticileri niçin bir hafta tahtayı kapatıyorlar,anlam veremez insan;''ya tamamen açın ya da kapatın oyun bahislerini''!iş bununla da kalmaz efendim bir takım deplasmanda bir maç kazansın kendi evinde sür direk favori çıkar halbuki takım 3 ay aradan sonra ilk defa kazanmıştır oysa oynayacağı takım deplasmanlarda mağlubiyeti olmayan bir ekiptir,insanın kafasını bulandırırlar iki dakkada;ama akıllı oyuncu bu dolabı yemez!
ülkemizde bu oyunu çılgın oynayanlar kazanır,yani 1.25 1.50 1.60 lardan değil de yüksek oranlardan açılan brezilya 2.ligi ya da izlanda 1.ligi gibi liglerdeki süpriz sonuçlar köşe yapar adamı.ya da ağırlık olarak beraberlik kuponları oranı çok yükseklere taşır.mühim olan maçları iyi kombine etmektir.
neticede doldudizgin oynatmaktadır iddaa bahsi kendini.yediden yetmişe herkes çatır çatır oyun yazar,hele hele işsizlik ve futbol sevgisi olayı daha bir perçinler bunu.bu işten devlet ve spor kulupleri büyük kazanç sağlamaktadır,oyuncuysa her seferinde kızarmış bir yüz görür ya ekranda ya aynada...
bir yaşam biçimidir. iddaasız olmaz yahu dedirtir. Tek maça kalmış 5 maçlı kombine kopunun 1.70 oranı olan son maçını izlemek zevkine vardırır. ki durum inanılmaz güzel bir durumdur her defasında ilk günkü zevki yaşatır.
türkiye topraklarında insanları en fazla sömüren şirkettir. devletin bu şirketi 'tekel' konumuna getirerek, insanları sömürmesine sağladığı katkı küçümsenemeyecek kadar fazladır. hükümetin bu tarz oyunlarda 'rekabetin' geliri de arttıracağının farkında olmaması kimler tarafından yönetildiğimizi açıkça gözler önüne sermekte. sürekli oran düşüren bu şirketi durdurmak mümkün değildir. 1.75 orana sahip bir maçı, başlamasından bir saat kadar önce 1.35'e indirebilen bu şirketin son kazığı, bosna hersek - türkiye maçında 1.45 oranlı 'üst' seçeneğini, an itibariyle 1.30'a düşürmesidir. 'utanma', 'arlanma', 'mahçup olma' gibi kavramlarla pek tanışık olayan bu şirket eğer mümkün olsa tüm oranlarını 1.03'e sabitleyecektir. zamanında benim gibi online bahis oynayanları bu iğrenç şirkete mecbur bırakanları kınıyorum ve laflar hazırlıyorum.
diğer maçlarda da yapıyor mu bilmem ama beşiktaş - manu maçının oranlarında tam bir gerizekalılığa imza atmış kurumdur.
şöyle ki;
sadece ilk yarı sonucu için 2 oynamak istersek oran: 1,6. buraya kadar herşey normal.
gelgelelim ilkyarı/maçı sonunu için 2/2 oynamak istersek oran yine 1,6. ulan eşşoğlusu. ozaman niye 2/2 oynayalım?
zaten sadece ilk yarı için 2 oynarsak o oranı kazanıyoruz. daha niye riske edelim 2.yarıyı?
ilk yarı ve maç sonucu oyunları arasında fark yok diye birşey yoktur.sadece ilk yarı oynadığımız takdirde minimum bahis sayısı 3,ilk yarı ve maç sonucu oynadığımız takdirde minimum bahis sayısı 2'ye iniyor.aradaki fark budur.
arkadaşlarla oynandığında daha keyifli olan, fazla kişinin katılımıyla en güzel şekilde sıyrılabileceğiniz bahis oyunudur. hani az ver çok al hesabı. giden gelen yine aynı oluyor ama bünye daha bi' rahat hissediyor nedense. bakınız verelim öncelikle,
bundan ötesini yaptık biz. sınıfta 16 erkek vardı. 2'si erkek olduklarını ispatlayamadılar. 14 kişi kupon yaptık. ben çok severdim bu oyunu. futbol bilgimle arkadaşlarımı büyüler, okul maçlarında bok gibi oynasam da elanovari paslarımla milletin "oha"sını alırdım. aslında bok gibi de oynamazdım. defansın göbeğiydim, göbekli de değildim. iyi koşuyordum ve mevkiimde etkiliydim. ileri çıkınca hem ben, hem takım... sıçıyorduk. hatta bi' keresinde, 5-1 öndeydik. "abi desteğe gel gözünü seviyim" dediler. sadık defansım ben. "defansa gelsenize lan" diyen adamım. gün geldi devran döndü, keser sapı çük yaraladı. dediler sen forvete geç. gittim. 4 dakika sonra 5-5 oldu maç mna koyim. "skeyim böyle forvetin ıstırabını" dedim, defansa yardırdım. yarime koşarcasına yardırıyordum. çukur vardı mna koyim görmedim, ayağımı kırıyordum ama iyi atlattım. sıyrık falan vardı. yorgun kebapçı edasıyla "yok bi şeyim, sktirin gidin işinizi yapın teytey" dedim. "abi sen işini yapacan mı?" dediler. hızlı gonzalez edasıyla "çalışınca oluyor" dedim. tayyipçi püü diyerek kovaladılar defansa kadar. sonra o maçı farklı kazandık. 9-7 mi ne. o iki golü de ben frikik kullanırken attılar zaten.
işte böyle futbol bilen, oynayan bi' adamdım. çok deliydim. arkadaşlar bana güvenirlerdi. edebiyat dersinde düzenek kurar, kupon yapardım. "hocam atletico madrid'deki sakatlar kimler yav?" derdim. sadece kendim gülerdim. el konulurdu güzelim gazeteme. çöpe atılırdı. sonraki teneffüste gider alırdım çöpten onu. öper koklardım. 50 kuruşa yan sınıflara kiralardım.
sonra bi' gün, herkesten 10 lira aldım. etti mi sana 140 lira? gerçi 14 kişi miydik emin de değilim amına koyim. gittim bütün parayı panathinaikos'a bastım. 4 tane yediler. linç girişiminde bulundular. tellerden atlarken götüme kızılcık sopası yedim ama okuldan kaçmayı başardım. 14 arkadaştan biri acımış. çantamla eşyalarımı evime getirdi. "kitaplar nerde lan?" dedim, yoldan geçen arabalara fırlatmışlar. olay çıkarmış pezevenkler.
velhasıl kelam, siz siz olun, el sikiyle gerdeğe girmeyin. o siklere de söyleyin, kupon yapma yetkisini size vermesinler. ben ne yapayım mna koyim, anlaşmam mı var fanatinaykos'la. olmayınca olmuyor mna koyim. fanatinaykos laf dinlemiyor.