rte'nin bu ağlama numarasıyla ilgili arkadaşlar bir sürü şey yazmışlar ama ben başka bir noktaya değinmek istiyorum. birazcık aklını kullanan, olayları göründüğü gibi değil içyüzüyle anlamaya çalışan insanlar zaten anlıyor bu timsah gözyaşlarını. ancak şunu da kabul etmemiz lazım ki bu ağlama numarası çok büyük bir kesim insanı etkilemeye yetebilecek güçtedir ülkemizde. eğer referandum sonucunda evet oyları çok küçük bir farkla fazla çıkarsa bunun en büyük nedeni bu sahte gözyaşları olacaktır. belki çoğunuzun haberi yok ama haberleri sadece samanyolu'ndan, kanal-7'den takip edip rte ve yandaşlarının söylediklerinden başka kimseye kulak vermeyen milyonlar var ülkemizde. dolayısıyla böyle ucuz siyaset uygulamaları geçmişte olduğu gibi şimdi de prim yapıyor ve başarılı olmak isteyen bir partinin de ucuz siyaset yapması gerektiği çok büyük bir gerçek.
peki bunun nedeni ne? en basitinden öss sınavında türkiye geneli ortalamalarına bakmak bile yeterli. türkçe testinin okuduğunu anlama sorularını bile yapamayan, fen-matematik gibi analitik düşünce gerektiren derslerde ile yerlerde sürünen bir toplum nasıl gerçekleri görebilir ki? böyle bir topluma hitap etmek için maalesef ki ucuz siyaset yapmak gerekiyor. şimdi partiler referandum kampanyalarını anlatırken değiştirilecek olan her bir anayasa maddesinin hangi konularda, hangi kesimlere ne tür avantajlar-dezavantajlar getirdiğini ciddi biçimde anlatmaya çalışsa kaç kişi anlayabilecek bunları? bırakın anlamayı daha insanların neyin oylandığından bile haberi yok. ama herkesin bir görüşü var ve bu görüş kesin doğruymuş gibi her türlü laf dalaveresini çevirebiliyor.
bu nedenledir ki, oylanan anayasa maddelerinin 12 eylül mağduru solcuların-ülkücülerin acılarıyla hiçbir alakası olmamasına rağmen insanlar yapılan duygu sömürüsüne kanabiliyor. bu ucuz siyaset yakın zamanda da bitecek gibi görünmüyor ülkemizde. sonumuz hayrola...
ne 12 eylül'de bir işkence görmüş ne de 1970'lerde filistin için kılını kıpırdatmayan insanların arasında olup şu sıralar prim yapmak için bazı değerleri kullanma amacından öte bir anlam ifade etmeyen duygusal ergen dönemi yaşayan başbakandır. yırtık ayakkabıyla gelip, 60 bin dolarlık saati ve havuzlu villaları içersinde durumu içler acısı olan, açlıktan nefesi kokan sayın recep bey hala yaşamaktayken, halkın oy verdiği sayın tayyip erdoğan'ın vefat etmiştir. imparatorluk sürecine girilen şu günlerde halk ''hayır''lı bir cevap verecektir...
işini iyi bilen bir başbakandır. ancak görmesini bilen gözler için hüngür hüngür ağlayarak oy dilenciliği yapmaktan öte hiçbir şey değildir bu. türkiye de bir körler ülkesi olduğu için olayın aslını gören insanlar yok denecek kadar azdır.
o dönemde gençlere uygulanan 31 çeşit işkence yönteminin tadına tek tek baksada, millete bu iyi niyetini(!!) yediremeyeceği başbakandır. sadece idamlara değil, işkencelere de ağlamalıdır. hatta ağlamaktan katılarak uzaklaşmalıdır.
1) falaka
2) köpek saldırtma
3) zincir
4) germe
5) tepe
6) kule
7) ranza altı
8) kantar
9) kervan
10) sehpa
11) cop sokma
12) çek-çek
13) lağım suyuna sokma
14) kitap okuma
15) marş söyletme
16) öl dediğimde öl
17) sigara içirme
18) banyo
19) sayım düzeni
20) gece nöbeti
21) lokomotif
22) pislik yedirme
23) işeme
24) tecavüz
25) hastane
26) verem
27) ayakta bekletme
28) konuşma yasağı
29) gece baskını
30) avukat - ziyaret dayağı
31) mahkeme dayağı
birilerini fena rahatsız etmiştir. kimilerince oy dilenciliği ile suçlanır, sanki her seçimde ağlıyormuş gibi sanki her seçimde 50 yıldır "şeriat geliyor, bizi seçin yoksa öcüler sizi yer" diye ağlayanlar kendileri değilmiş gibi laf atarlar hep.