1000. entrysini yazmasına ramak kalmış yazardır*. müzik zevkini takdir etmiştim daha önce ama axel rudi pell hayranlığını öğrendikten sonra takdir etmek haddime değil diye düşünmekteyimdir. sorularını da en yakın zamanda bekliyorumdur... çok çalıştım dersime*.
zirvede adımı bir türlü aklında tutamayıp sürekli soran ,hoş sohbetli ve sağlam müzik muhabbeti yapabilceğimiz... tanışmaktan memnun olduğum bir yazar.
mümkün olması halinde önümüzdeki yaza deep purple konserinde(saçlarımın kısalması muhtemeliyatını gözönünde bulunduraraktan) saçları ile kendimi kamufle edip hemen önümde konseri izleyen kendi halindeki bir gariban rockera kırbaç yapmak istediğim yazardır. hatta ödünç bir pervane bile yapabilirim netekim... ancak; akabinde pogo yapmayacak isek bir anlam ifade etmez diyerekten dürterim kendisini...
ayrıca; sözlüğe daha sık gir, çekmeyeyim kulağını diyerek mesaj verdiğimdir.
bursa'ya bilet bulamayan yazar *.
sözlükteki bütün yazarlarla kaynaşmış bir bünyedir. bu yüzden sözlükçülerin "şu yazarın tipi nasıl, o yazar yakışıklı mı, o yazarın saç yapısı ne ?" sorularına maruz kalmıştır.
bir dahaki sefere eskişehir'e gidfiş ve dönüş biletlerini ayarlayarak gelsin *.
hakkımdaki ilk entryi yazan bursalımdır, rumuzdaşımdır... hakkında girilen bunca entry den sonra tanışmanın ne zaman kısmet olacağını düşünmeye başladığım mavi denizin içindeki denizdir. nitekim içimde onun kadar büyük bir deniz taşıyorum. saygılarımı sunarım.
dinleyen yazar. zirvelerde her şeyi dinliyor. bunu eleştiri anlamında yazmıyorum bu yönünü örnek almaya bile başladım diyebilirim. sadece soru soruyor ve bu sayede karşısındaki insanı tanıyor. kendi konuşmuyor, karşısındakini konuşturuyor. sonra ölçüp biçiyor o insanı ve o insana ona göre bir değer verip hayatında onun için bir yer hazırlıyor, ne kadar yeri hak ediyorsa artık.
samimi lan bu...
valla bak, zirve öncesinde hakkında duyduğum söylentilerle n'oluyo lan kim bu demi$liğim var.
lakin yüzyüze gelindiğinde kafamdaki tüm soruların yanıtlarını çatır çatır aldığım ki$idir. bana kar$ı özel bi tavır takındığını da zannetmiyorum açıkçası, yeri geldi cart diye koydu çocuğu, yeri geldi kapağı ile mutlu mesut geçindi.
severim açıkçası böylesini, özü sözü bir, aklından geçeni çekinmeden bazen patavatsızlık gibi gelse de söyleyenini.
ha çok te$rik-i mesai yaptık mı? yok valla bi zirvede görmü$lüğüm var ama yetti de arttı be birader.
dost yada dü$man olun farketmez. doğru, düzgün, dürüst olması yeterli gerisi hikâye.***
anlamda derinlik olan nicke sahipmiş. Denizin hırçınlığı,dinginliği,güzelliği ve ufkunun genişliğini barındırıyorsa her ne kadar tanış olmasamda ne mutlu ona demekten kendimi alamayacağım yazardır.
edit : Oha bunuda eksilemişler
çok süper şeker bir insandır. sağlam metal dinleyicisidir. dinlediği müzikten ben pek hazzetmem ama kendisini severim, zaten o da ölümüne savunmaz.
böle şaşkın bakar hep, o da fazla kafa sallamaktan heralde.*uü şenliklerinde görüşemeyecek olsak da, ben onla buluşmanın bi yolunu elbet bulurum yazarı. *****
bir şarkıda geçiyordu bu söz. kimin şarkısı şimdi gece gece hatrımda değil. neyse sözle ilgili olarak bir anım geldi aklıma. yer istanbul taksim'de roof bar mı ne öyle adı olan bir mekanda yazın ortasında, sıcaktan pişmiş bir şekilde tek ankara delikanlısı olarak ben bir kaç istanbullu piç hatunla oturuyoruz. ki hiç muhabbet edesim yok bazı konular hakkında. ortama sonradan gelen hatun bu sözleri sarf ederek bir denklem kurdu aşk-meşk lafları ile süslü. ne dediğini net hatırlamıyorum şimdi, ve akabinde "içindeki deniz mi" dedim kıza. baktı ve: "senin içinde de bir deniz yok mu kero" dedi, ben zaten sıcaktan bayılmış ve içtiğim 2 kadeh vodkanın etkisiyle "evet, benim içimde bir deniz var ve senin gibileri o denizde boğarak doğaya ve insanlığa hizmet etmek istiyorum" dedim. kız sustu ben sustum, sonra çişim geldi kalktım gittim arkamdan cins cins baktı öyle.
insanın içini ferahlatan bir deniz.... çünkü deniz aklıma tatili getiriyor şu günlerde ... sonsuz mavi, özgür, bazen yalnız, bazen huzur dolu deniz.... insanın içini ferahlatan bir deniz.... yazarı okumayı seviyorum...
sol'a geldiğinde her daim tebessüm ettiren başlık ve daha önemlisi nick. denizleri çok seven bütün insanlar için öyle mi acaba. ya da herkesin yüreği, kendininki gibi okyanus mu ki? ya da ben derinler sarhoşu muyum? *
bahar şenliğinde buluşalım zirvesinde de her zaman olduğu gibi sözlükle ilgili bilinmeyenleri ortaya çıkarmış ve beni neşelendirmiş yazardır.. sağolsun var olsun *
beni "kafamı bozma anuna gorum seovi'n olurum senin ayağını denk al!" diye bir mesaj yollamış ve domal dese domaltacak kadar korkutmuş yazardır. ** ben de senin kızıl saçlarını yolarım la pis yaparım! *