porto maçında 60 küsürüncü dakikada topu kendi kalesine yakın bir yerde tutan, pas verecek adam bulamayınca ayağında geveleyen ve rakibe çarptırıp taç kazanmaya çalışırken topu kaptırıp rakibin önemli bir pozisyon bulmasını sağlamış kaptanımız. üstelik de milli takımın sol beki kendisi.
golde hata yapmasıyla eleştirmesine rağmen 2-3 dakika önce stoperler s.k sallandırırlarken gelip ters kademeye girmiş ve rahat kafa topu vurma imkanı vermeyerek golü önlemiştir.
roberto carlos'un sivasspor maçında attığı şık kafa golü için şu yorumu yapmıştır; ''roberto carlos'un kafasına top çarptı gol oldu, adamı kahraman yaptılar''
"Bırakın Türkiye'yi, dünyada benim kadar çok bindiren bir sol kanat oyuncusu var mı? Yok, olamaz da...Orta yapamadığını söylüyorlar. Ben sürekli bindirip, 2 orta yapıyorum. Diğerleri bunu yapamıyor. Carlos'un kafasına top çarptı gol oldu, adamı kahraman yaptılar. Yıllardır oynuyorum, milli takımda da varım hala arkamızdan sallıyorlar. ikinci bir ibrahim Üzülmez yok"
ibrahim uzulmez.
köln'deki maçta trübünde olan, ayıcı baryam'ın, "söyle bakalım kezman amamda koca karılar nası bayılır?" sözü üzerine darbe yok, bir şey yok, beşiktaş atağında "hamamda bayılan koca karılar gibi" yere "uzanan" kezman'a, "kalk kız yatak odasına gidelim burda yatma" dediği için kırmızı kartla cezalandırılan ve pfdk tarafından 3 maç ceza verilen futbolcu/erkek ayı... kezman mı? profesyonel evcilleştirilmiş ayı... taklit etmeyi pek sever kendisi.
meslektaşına yaptığı dengesiz hareketler nedeniyle hakettiğinin çok altında bir ceza almıştır. ama tabi ki de aldığı bu ceza kesinlikle deli ibrahim'i durdurmayacak, kasaplığın yanında ek iş olarak yaptığı futbolculuğa kaldığı yerden devam edecektir.
süper kupa finalinde mateja kezman'a attığı diz, yaptığı artistlik sonrası gördüğü kırmızı kart yüzünden pfdk tarafından 3 maç cezalandırılan çok ama çok değerli futbolcu. ama asıl önemlisi beşiktaş duruşunun önde gelen temsilcilerinden.
türkiyede kaptanlık kavramının ne kadar yanlış anlaşıldığını kanıtlamış deyyo. kaptan dediğin takımını dışarda temsil eder, hareketleriyle çocuklara ve izleyenlere örnek oluşturur ve en önemlisi saha içindeki herhangi bir gerginlikte takımını temsil etmek amaçlı orada bulunur ve barışı sağlar. yani kaptanlığın takımda bulunma yaşıyla bir ilgisi yoktur. Bu deyyo gibi sahada yatan ve profosyenelce zamanı oyalamak isteyen futbolcuya kabadayılık yapmaz.. Beşiktaşın ikinci kaptanı ibrahim toromanda son dakikada aurello'ya yaptığı harektle sanırım beşiktaşta kaptanlık statüsünün kabadayılıkla aynı olduğunu kanıtlamıştır. ikisinede verceksin bir 6 ay ceza versen adam akıllı bir para cezası görcekler sonra anyayı konyayı..
Süper Kupa maçınını son dakikalarında Kezman'a yaptığı çocukca hareketl güzelim maçın içine eden, bir damla profesyonellik ruhuna sahip olamadığını bizlere gösteren ve çıkarken sayısızca .mına goduuummmuunn tarzında küfürler eden, bjklı aynı zmaanda milli takımın etkili sol beki..
ağzı bozuk mu bozuk, çirkef mi çirkef, hırçın mı hırçın, kabadayı mı kabadayı, deli mi deli, karakterinde hangi rezilliği ararsanız arayın, elinizle koymuş gibi bulacağınız, futbolcu demeye bin şahit ister insan, ha beşiktaş kaptanı bi de...
kırmızı kart gördüğü an kameraların çekmemesi gereken futbolcu. dün sahadan çıkarken kaç kere am.na k.dmun oğlu dedi ben sayamadım.
ayrıca bir kaptana yakışır mı lan o hareketler. daha sezonun başındayız. ölüm yok ya sonunda. yenildik geçti gitti. kaptanlık bu zamanlarda belli olur yoksa ver o pazubandını bana ben de takarım, olurum şeker gibi kaptan . köşede fırıncı ali abi var o da taksın o da olsun kaptan.
Atamizin 'Ben sporcunun zeki , çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim' sozunun antitezi olarak Turk sporuna yakismayan,sporcu olma ahlakina sahip olamayan bjk'nin utanc kaynaklarindan sadece biridir.digeri icin (bkz: ibrahim toraman)
roberto carlos geldikten sonra gölgede kaldığını düşünen hala türkiye'de futbol oynayan en yetenekli ve kişilikli futbolcudur. geriye düştükten sonra yerde yatan futbolcuya vurarak da zaten bu yeteneğinin üstüne bir de hazımsızlığının ne noktalara vardığını göstermiştir. bunun üzerine ise yerde yatan mateja kezman'ın yüzündeki manidar gülüş aslında her şeyi açıklamıştır. dağda mı yaşıyorsun be ibrahim, kimin üstüne yürüyorsun sen? koskoca beşiktaş'ın kaptanına yakışır hareket mi o? ben alırdım sana bi kasa soda, içerdin tüm gece? ne dersin hoş olmaz mıydı?
