tatlıses kardeşlerin ortancası, politika ve antropolojiyle ilgileniyor, aynı zamanda blues türünde çok şükela da müzik yapmaktadır. evli ve 4 çocuk babası olan ibrahim tatlıses, türkçe, ingilizce ve fransızca bilmemektedir.
şu sıralarda nelerde ne yapmaktadır dediğim şahıs. evet ansızın müzik paylaşım sitesinde bi köşeden fılamasıyla aklıma geldi bi merak etmiyorum değil hani?
sevmiyorum bu adamı.sevemiyorum.dertler derya olsa, o da bir sandal.devrilip batsa, yıkılmışım ben diye bağırsa kurtarmam kendisini dert denizinden.yeminlen, valla.ne şappi demek için kocaman açılan o ağzını, ne boyalı saçını ve bıyıklarını.ne yaptığı çiğ köfteleri ya da mangalları.ne de beni sizler var ettiniz sözündeki "sizler"i sevemedim.bu ülkeyi babasının malı gibi görmesinden, en boktan şeye bile sanki çok hisliymiş gibi gözyaşı dökmesinden, ne de haremine aldığı onlarca cariyesinden haz etmedim bugüne kadar.en son kurşun kafasını delip geçtiği zaman da, ibrahim tatlıses kafasından vuruldu altyazısını gördüğüm anda da içimde kendisine karşı malesef bir merhamet oluşmadı.hatta ne yalan söyleyeyim.ölmesini istediğim insanlar listesinde epey bir üst sıralarda kendisi.peki neden?samimiyetsiz oluşu, maganda oluşu, mafyalığa soyunuşu ve bu çıplak halinin kimse tarafından da sorgulanmayışı canımı sıkıyor en çok.ne benden daha az kitap okumuş olması,ne de daha az film görmüş olması; kısaca benden daha cahil olmasına rağmen daha çok kazanıyor oluşu ya da etrafındaki fıstık gibi hatunları rakıyla beraber yutuşu kıskandırmıyor beni.içimde kendisine karşı böyle bir kıskançlığın beslediği öfke yatmıyor.ben sevmiyorum bu adamı.sevemiyorum.sadece bu.o günde kurşun kafasını deldiğinde yine sevemedim, acıyamadım bu zata.çünkü benim derdim bu adamın yaşayan bedeni ya da ölü cesediyle değil.bu memlekette kapladığı alan, hacim ve bunun etkileri rahatsız ediyor beni.bu ülkenin sözüm ona "sanat" camiasının bu adamın çiftliği oluşu rahatsız ediyor.eğer show dünyasına girecekseniz bu dünyanın ibrahim tatlıses'in çiftliği olduğu gerçeğini kabul edeceksiniz.işte bu gerçek sıkıyor canımı en çok da.o yüzden kendisi ne kadar güzel şarkı söylerse söylesin sevemedim asla.kaldı ki karakoç'un da dediği gibi aslında "en güzel türküyü bir kurşun söyler." söyledi de zira.ama bugüne kadar kendisi ile ilgili yapılan her eleştirinin bir kulağından girip öbür kulağından çıkması gibi çıktı kurşunda.o bile tahamül edemedi bu hastaklıklı kafada daha fazla kalmaya.kurşunlattığı esnaflara, dövdüğü kadınlara hiç değinmedim şu ana kadar.bu beyzadenin yasaklı kadınları var bu memlekette.asena, didem gibi dansözleri vardı yakın zamana kadar.bunların konuşması, televizyon programlarına falan çıkmasını yasaklamıştı bu ortadoğu şeyhi kılıklı herif.ve kimse bu adama sesini çıkaramadı tüm bunlar olurken.kameralar gizli gizli bu adamı ve asenayı çekip beyzade asenayı dayak manyağı yaparken de kimsenin gıkı çıkmadı.yoksa herkes mi gıkını bir cerrahi operasyonla aldırdı?ya da milyonlarca kişinin izlediği, bu herife ait olan şahsi şovunda yıldız tilbe'ye seni gavatların elinden almadım mı? sarhoşlara meze olacaktın seni kurtarmadım mı? derkende sesi soluğu çıkmadı bu memlekette kimsenin.ibrahim tatlıses etrafına dokunulmaz, ulaşılmaz duvarlar çektikçe o duvarların içinde nelerin yaşandığına kimse şahit olmadı.olmak istemedi.hepimiz seyirci kaldık kelimenin tam manasıyla olanlara.bir adam bir kadına televizyonda gözlerinin içine bak baka seni gavatların elinde aldım dedi.sanırım o esnada tüm feministler uykuda.velhasıl kelam yaşamaya devam ediyor ibo.mucize adlı yeni bir albüm yapacakmış hiç şaşırmadım.şarkıların adları da allah bilir: kahramanım- beni öldüremezsiniz- kafam rahat- başım ağrıyor- kafam bi milyon falan olur.yakında da beyzademiz peygamberliğini ilan eder bu gidişle.zaten "ben allahın bir mucizesiyim cümlesiyle bunun da ilk sinyallerini vermiş bulunmakta.o ve inananları inşallah hicret ederler bu gezegenden başka bir gezegene inanmayanlar olarak rahat bir nefes alırız bizde.eğer güzel bir kadın olarak dünyaya gelseydim ve katıldığım güzellik yarışmasında elimde sihirli bir değnek olsaydı ne yapmak isterdin sorusu bana da sorulsaydı: o değnekle tatlıses'i yok etmek isterdim derdim.değneği bir namlu misali doığrultup boyalı saçlarına "van-tu-tiri-forro" dedikten sonra kaybol lan gözüm görmedin diyip değneğin tetiğine basardım.
sevenlerine sözümüz yok ama kendisine var. çekil artık sanat camiasından senin devrin kapanalı yirmi yıl oldu fosilleştin hala hebelek hübelek yapacağım diye uğraşıyorsun.
önemli not:giderken hülya avşar ve ferhat güzel'i yanında götür sevabına.
uğur yüce'den seçme taklit; biz karılara vurmayız karılara elımız kalkmaz, biz güney dogluyuz oglum. türkü söylerken elımız kolumuz havada sallaniyür sonra karı geliyür yüzünü elıme şaaap çarpiyür. diyorlar ki ibrahim tatlıses kıro ohumamış cahil. e o zaman menim türkülerimi niye dinliyürsüz? urfada okhusfort vardı da biz mı gitmedık?
