dün akşam ana haber bültenlerini izlemeyeniniz yoktur sanırım.
sayın başbakanımızın yatağı başında poz verdiği ibrahim tatlıses in yoğun bakımdan çıktığı, konuşabildiği, vücudunun sağ tarafını hareket ettirebildiği hatta sıcağı sıcağına akp den milletvekili aday adayı olduğu zaten malumunuz.
aday adaylığı konusuna gelinceye kadar her şey insani ve toplum olarak kırgınlıklarımız, kızgınlıklarımız olsa da bir insanın, bir sanatçının hayatı tabii ki değerli ve gereken değerin verilmiş olması da sevindirici.
fakat iş milleti temsil etmek adına vazifeye aday olan ibrahim tatlıses e gelince, dürüstlüğe ve vicdani kanaatlere gelince işin rengi tamamen değişiyor, değişmeli.
aklı selim düşünülmesi gereken bir konunun mevcut koşulların cazibesine kapılan çevrelerce hiç de akli olmayan bir şekilde düşünüldüğü kanaati uyandı bende.
ibrahim tatlıses vurulmadan önce de akp ye yeşil ışık yakmış, başbakana aday adaylığını kabul ettirmenin alt yapısını altı çizilmesi gereken muhalefeti hiç sevmem sözleri ile zaten hazırlamıştı.
vurulunca ne değişti.
ibrahim tatlıses e karşı mesafeli duran toplumun belli bir kesiminin hissiyatı değişti çünkü mağdur eden sınıfından tek bir kurşunla mağdur sınıfına terfi etmişti.
urfalı hemşehrilerinin hassasitetleri daha bir net gün ışığına çıktı.
peki bu değişim bir insanın geçmişine çizgi çekip, onun milletvekilliği makamına uygun bir insan olduğuna kanaat getirmek için yeterlimidir.
kişiden kişiye algılar değişebilir olarak değerlendirdiğimizde, bu seferde akp liderinin algılarını ne değiştirmiş olabilire geliyor dayanıyoruz.
recep tayyip erdoğan 24.03.2011 perşembe günü, yani ibrahim tatlıses i ziyaretinden 24 saat önce, katıldığı bir toplantıda kadın haklarına değinmiş ve belediye başkanlığı yaptığı dönemi hatırlatarak, ''ben belediye başkanlığı yaptığım dönemde kadınların istismar edilmesine bilboardlarda bile müsade etmedim.'' demiştir.
hatırlarsanız daha bir iki hafta önce de, kadın sendikacılarla yaptığı toplantıda kadınlara şiddet uygulayan erkeklere şerefsiz benzeri bir yakıştırma ile tepkisini ortaya koymuştu.
başbakanımız kadın ve kadın hakları ile ilgili her platformda kadına uygulanan şiddete tepkisini ortaya koyuyor ve kadınların yanında bir tutum sergiliyor ama aynı zamanda, kadına karşı düşünceleri ve eylemleri hepimizin malumu olan ibrahim tatlıses i milletvekilliğine yakıştırabiliyor.
başbakanımız yakıştırıyor olabilir ama temsil edeceği millet(sanırım, en azından bu konuda benimle hem fikirsiniz) yakıştıramıyor.
kaldı ki ibrahim tatlıses in milletvekilliği için uygun olmamasına sadece kadınlarına karşı olan tutumu ve kadınlarının bir şekilde ve birileri tarafından kurşunlanması da sebeb değildir.
mafya ya olan yakınlığı, vurmalar, vurulmalar, tehditler, hatta ve hatta urfa çarşısında tartıştığı ve yanı başında öldürülen insan bile tek başına milletvekili olamaz denmesine haklı bir neden teşkil etmektedir.
akp yi söylemlerine uygun eylemlere davet ettiğimiz bu yazımızda ibrahim tatlıses i de kendisine epey bir bol gelecek milletvekilliği rüyasından uyanmaya davet ediyoruz.
tabii ki milletimize de güven duyarak, bu tür duygu sömürüsüne bulanmış teşebbüslere itibar etmeyeceğini umuyoruz.
gerçekler ışığında düşünürsek, ibrahim tatlıses ten muhtar dahi olmayacağını, olamayacağını net bir şekilde görmemiz gerekir.
zira sayısı ne olursa olsun milleti temsil ödevi için temiz bir vicdan, temiz bir akıl ve temiz bir geçmiş şarttır.
bunu ben söylemiyorum; milletin vicdanı, aklı ve sağduyusu söylüyor, söylemeli.
ülkemizde insanların ne kadar kolay şekilde kullanıldığını ve garip halkımıza karşı acıtasyonun ne kadar büyük bir popülarite sağlayıcı bir şey olduğunu gösteren vaziyet.
bu gösteriyor ki, bitiklerin ağlama duvarı gibi akape ye paspas olması durumu. işin ilginç yanı akape de bitik. bakınız tugçe k. orspsu, bülent dönmsi, zerrin özer çatlağı, ugur ışlak şrefsizi, mustafa ceceli denen gizli yoz, niran ünsal kaşarı, kibariye safı, şafak szer saray soytarısı, yavuz bingöl denen şerefsizlik abidesi. bu halk size birdaha paye vermeyecek. akape liler onlar anlamaz yaptıgınız müzikten. yani bundan sonra bir boka yaramazsınız.
