Kürt meselesine kafa yormuş komünistmiş kendisi. Ben size iki cümleyle yorduğu kafayı özetleyeyim.
"Kürt halkı kendi kaderini tayin etme hakkına sahiptir ve bunu Kürt-komünist bir önder ile yapmalıdır. Bizde desteğimizi esirgemeyiz." Bu...
Yorduğu kafa bu kadar. O yüzden özellikle Kürtçüler çok sever bu piç kurusunu! Ayrıca ulusalcı dediğiniz hıyar ağaları bunların hepsine sempatiyle yaklaşır korur kollar. Cehape nin ibo için sayfasından ölüm yıldönümü kutladığını gördü bu gözler. Ulusalcı değil onlar ulusolcu!
Bu tatlı su solcusu söylemi de tüm ergenlerin dilinde mına koim. Aynı masaya otursak teorik politika konuşsak anca adını söyler keko.
Kendisini eleştirmiyorum, velev ki o da benim gibi inandığı şey uğrunda ölüme gitti. Amma velakin inandığı şeyin bozuk olduğuna inandığım için ölümünün benim için bir anlam taşımadığını söylüyorum.
Yeri nede ayridir bende. Fotografina bakinca sanki kirk yillik arkadasimmis gibi oyle sicagim oyle kederli. Ibrahim'I burda sudur budur diye yazmayacagim. Grup munzur un sarkisini dinleyin. Yigit bir komunist derin bir yaradir ibrahim yoldas.
faşist cellatların, tam 42 yıl önce işkencede katlettiği, marksist- leninist değerler ışığında türkiye halklarına gerçeği öğretmeye çalışan bir yiğittir.
--spoiler--
Diyarbakır' da bir kaya,
Sanki yükselmiş aya.
Diyarbakır' da bir zindan,
Zindanda kaypakkaya!
--spoiler--
Yoldaş seni anacağız, faşist cellatlardan bir gün intikamın alacağız!
"Sünnilik, Alevilik, Kürtlük, Türklük diye ayrım yapmak yanlıştır. Bu kavga yoksul, zengin kavgasıdır. Kimden olursa olsun bütün yoksulların birleşmesi şarttır. "
Evrensel ihanetin acınası bir piyonu. Bugün Türk halkı soldan hazzetmiyorsa sebebi kendisi ve avanesidir. Öyle sanıldığı gibi pek de sır vermeyen bir adam değildir. Cemil cümle sözde dava arkadaşlarını bırak satmayı bizatihi ihbar etmiştir. Canı çıktığında dahi propaganda malzemesi olmaktan vazgeçmemiş Alevi olmamasına rağmen seramonisi cemevinde yapılmıştır. Oyhşşş ibo çoğoş diyen liseli tayfa cahildir. 3 tane devrimci fraksiyon sayamaz müdür.
ardılları hala dersim bölgesinde faaliyet gösteren devrimci. mkp*ve dhf* ardıllarıdır. aynı zamanda tunceli-ovacık, dhf ile ortak çalışma sonucu alınmıştır.
1949 yılında Çorum'un Sungurlu ilçesinin Karakaya Köyü'nde doğdu. ilkokulu bitirdikten sonra Hasanoğlan Öğretmen Okulu'na girdi. Öğretmen Okulunun ardından istanbul'daki Çapa Yüksek Öğretmen Okulu'na başladı. Aynı zamanda istanbul Üniversitesi Fen Fakültesi - Fizik Bölümü öğrencisi olan Kaypakkaya, sol düşüncelerle burada tanıştı. Mart 1968'de Çapa Fikir Kulübü'nün kurucuları arasında yer aldı. Çapa Fikir Kulübü'nün başkanı olan Kaypakkaya, 6. Filo'ya karşı bildiri yayınladığı gerekçesiyle Kasım 1968'de okuldan atıldı.
FKF ve TiP içinde ortaya çıkan ayrışmada Millî Demokratik Devrim (MDD) tezini savunan kesimde yer aldı. işçi-Köylü gazetesinin istanbul'daki bürosunda çalışan Kaypakkaya, Aydınlık ve Türk Solu dergilerine yazılar yazdı. Aydınlık içinde meydana gelen ayrışmada Doğu Perinçek'in başını çektiği PDA kanadında yer aldı. 1972 yılına kadar PDA (TiiKP) saflarında çalıştı ve DABK üyesi olarak görev yaptı. Bu tarihte PDA ile yolları ayrıldı. Doğu Perinçek ve çevresinin saptırımcı (revizyonist) ve fırsatçı (oportunist) olduklarını iddia eden Kaypakkaya, ayrılık sonrasında TKP/ML TiKKO'yu kurdu.
TKP/ML faaliyetlerinin yoğunlaştığı Çemişgezek bölgesinde mücadele ederken, 24 Ocak 1973'de Tunceli/Çemişgezek ilçesi Vartinik köyü Mirik mezrasında kolluk güçleri tarafından bulunduğu köyün etrafı sarılmış, çatışma sırasında TiKKO'nun ilk komutanlarından Ali Haydar Yıldız yaşamını yitirirken, Kaypakkaya yaralı olarak çatışma alanından uzaklaşmıştır. Beş gün sonra kendisinin saklandığı köydeki bir öğretmenin ihbarıyla yakalanmıştır.
Çatışmada botlarını kaybettiği ve yaralı olduğu halde kasıtlı olarak saatlerce yürütülmesi nedeniyle ayaklarının hissizleştiği iddia edilmektedir. Bunun sonucunda kaldırıldığı hastanede ayak parmakları kesilmiştir.[1]
ibrahim Kaypakkaya, Diyarbakır'da süren dört aylık sorgulama ve işkence (parmaklarının, ellerinin, ayaklarının kesilmesi gibi) sürecinden sonra, mahkemeye çıkartılmasına az bir zaman kala, 18 Mayıs 1973'te yaşama veda etti. Ölüm sebebi kayıtlara intihar olarak geçmiştir.
iki gün sonra babasına cansız bedeni teslim edildi. Ölümü dönemin bağımsız milletvekili Mehmet Ali Aybar tarafından bir soru önergesiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne getirildi.
Mezarı, doğum yeri olan Karakaya'dadır.
Kaypakkaya'nın yazılarının toplandığı Seçme Yazılar adlı bir kitabı vardır.
düşünceleri.
ibrahim Kaypakkaya, pratik devrimciliğinin yanı sıra, Türkiye'nin sosyalist düşünce dünyasına farklı bir ivme kazandırmış bir teorisyen olarak görülmüştür. Bu hususta en çok dikkati çeken konu, dönemin Türk sosyalistlerinin büyük bir çoğunluğunun yer aldığı Millî Demokratik Devrim anlayışını savunan yasal ve yasadışı grupların görüşleriyle neredeyse taban tabana zıt duran bir Kemalizm karşıtlığıdır. ibrahim Kaypakkaya, dönemin diğer Türk sosyalist ve komünist gruplarının benimsediği ve eylem ile görüşleriyle bizzat içerisinde yer aldıkları Kemalizm ile bağlarını koparmasının ardından, ulus-devlet ideolojisinin karşısında duran, azınlık hakları üzerine inşa ettiği kendi yolunu ve çizgisini ortaya çıkartmıştır.
Kemalizm'e ve Mustafa Kemal Atatürk'ün fikri mirasına karşı bu sert çıkış, özellikle Kemalizmin vatansever ve milliyetçi yapısı ile alakalı bir çıkış olarak kendisini göstermiş, Kaypakkaya'nın bu minvalde öne sürdüğü Lenin'in "Ulusların kendi kaderini tayin hakkı" anlayışı çevresine kendi fikrince oturtarak düzenlediği "Kürtler de bir ulustur ve kendi kaderlerini belirleme hakları vardır" yönündeki görüşü, Kaypakkaya'nın ikinci Fikir Kulüpleri Federasyonu Kurultayı'ndan gürültülü bir şekilde kovulmasına ve akabinde dönemin diğer sosyalist grupları ile yollarının bütünüyle ayrılmasına sebep olmuştur.
TKP/ML-TiKKO'nun kuruluşu bu ayrılık sürecinin ardından gerçekleşmiş ve Kaypakkaya, yandaşları ile birlikte kendi mücadelesine başlamıştır.
Maoist bir dünya görüşünü benimseyen Kaypakkaya, Mao'nun köylerden şehirlere doğru yayılacak bir devrim anlayışını benimsemiş ve bunun yolunun asla siyasi bir çözüm olmadığını, muhakkak silahlı mücadeleden geçmesi gerektiğine inanmıştır.
Günümüzde Kaypakkayacı 4 örgüt faaliyet yürütmektedir. Bunlar; MKP, iDH (ibocu Dönüşüm Hareketi), TKPML Maoist Parti Merkezi (www.tkp-ml.de) ve TKP/ML-TiKKO'dur. Ayrıca yasal faaliyet yürüten Halkın Günlüğü, Devrimci Dönüşüm, Partizan, Uzun Yürüyüş dergileri Kaypakkayacı oluşumlardır.
ibrahim Kaypakkaya´nın TKP/ML ´yi kurması aynı zaman da şafak revizyonistlerine karşı mücadele içerisinde oldu. Yazılarında bu açık ve net olarak görülmektedir. (* Seçme yazıları / ibrahim Kaypakkaya, Umut Yayımcılık) Özellikle 1987 yılı TKP/ML içerisinde ortaya çıkan devasa bir iki çizgi mücadelesinin tarihidir. 2. MK içindeki revizyonist ve halk savaşını tasfiye eden görüşlere karşı Maoist Parti Merkezi önderliğinde kıyasıya bir iki çizgi mücadelesi ortaya çıktı. Netice de ideolojik anlamda iK çizgisini TK/ML Maoist Parti Merkezi sürdürdü. Uluslararası alanda Maoist harekete içindeki sorumluluklarını proleter enternasyonalizm anlayışı ile yerine getirdi. Devrimci Enternasyonalist hareket içerisinde yer alan Maoist Parti Merkezi önderliğindeki TKP/ML önemli oranda ibrahim Kaypakkaya´nın düşüncelerini geliştirdi. Özelilikle Silahlı Ekonomizm tezleri başlıcasıdır.