lan var ya ben böyle adamları anlayamıyorum yemin ederim. şimdi bu abimiz, bildiğiniz üzre, beşiktaş'ın son dönemlerinde sürüynen teknik direktör değişmesine rağmen hep ilk 11 çıktı. tercih edilen oldu..
normaldir, böyle bi durum futbolcu milletinde ego yapar direkt. "ben vazgeçilmezim!" tripleri hasıl olur ister istemez. mevzu bahis futbolcu da yaşına başına bakmadan kaptırdı kendini tabii bu akıma.. hiç anormal karşılamadım ben şahsen.
lakin,
unutulan/ unuttuğun noktalar var aybalam, böyle tripten tribe koşarkene. hani koyunun olmadığı yerde keçiye abdurrrahman çelebi derlermiş diye çok möhüm bi atasözümüz var ya, tam bu elamnı anlatır işte. lan del bosque, ertuğrul sağlam, rıza çalımbay ve onlardan öncekiler seni inanılmaz süratin, muhteşem tekniğin ve öldürücü ortaların (komik oldu bu başlıkta evet) için mi tercih ettiler? yoksa yürüyerek adam geçisişin veyahut rakip atakları başlamadan bitirdiğin için mi?
az bi düşün bunları allasen. 5 dakika lan. benim için... türk futbolu ben kendimi bildim bileli sol bekte sorun yaşar lan zaten. iyi dediğin futbolcuya bakarsın ya bindirmeleri sağlamdır defansı boşlar, ya da savunması iyidir ama ataklarda yoktur. ikisini birarada yapabilen çıkmadı, çıkamadı..
eh böyle bi ortamda ibrahim üzülmez mecburi olarak tercih edilen/ tercih edilmek zorunda kalınan adam oldu. ve bu durum mevzu bahis kişinin kıç tarafına da yansıdı tabii.. kalkma gözlendi ciddi anlamda.
kimi zaman çıktı;
- orta da yapabilsem burda değil real madrid de olurdum.
dedi. kimi zaman daha gazlandı;
- oyun tarzlarımız roberto carlosla aynı.
dedi. alkolden kendini kaybettiği vakitlerde;
- türkiye'nin en iyi sol bek'i benim.
dedi.
konuştu da konuştu yani.. ama koşarken kafasını kaldırmayı akıl edemedi asla. ya da antrenmanlardan sonra orta çalışmayı..
en son ne oldu?
gitti takım arkadaşıyla, üstelik kapten iken, ske sürülmeyecek bi sebepten kavga etti bu büyük futbolcu, top cambazı, nam-ı diğer delinho.
kız mısın lan sen? terlik için kavga mı edilir olm?
türk futbolunun 10 yılına damgasını vurduğunu söyleyerek milli takıma alınmayışına serzenişte bulunan sol bekimsi. hadi oradan sen son on yıla damganı vurdun diye seni vatandaşlıktan çıkarmadıklarına şükr et.
bu güne kadar iyi niyetiyle beşiktaş için çalışmış futbolcu. ama beşiktaşta oynamak için yeterli mi bu? bende beşiktaşı çok seviyorum aşırı derecede iyi niyetliyim ozaman ben niye oynamıyorum.?
hani sahalarda görmek istemediğimiz futbolcular vardırya işte ibrahim üzülmez tam onlardan biridir. takıma 3 senedir hiçbirşey vermediği gibi dengesiz davranışlarıyla da zarar vermeye başlamıştır. baya yaşlandı artık eski gücüde yok. hani mucize diye birşey varsa işte bu adam 21. yüzyılda düpedüz bunun kanıtıdır. bu kadar yeteneksiz olup bu kadar büyük bir takımda kaptan olmak gerçekten mucizedir.
toraman'ımızla yaptığı kavga ile kartalıma da son darbeyi böyle vurmuştur. bu adam bariz bir şekilde andropoza girmiş. bunu röportajlarından da anlamak mümkün. yaptığı yetmezmiş gibi yine olsa yine yaparım diyecek kadar da küçülmüştür. kendisini ezelden beridir sevmememe rağman artık saygım da kalmamıştır. benim gibi bir çok taraftarımızında aynı görüşte olduğunu tahmin edebiliyorum.
zaten teknik kadro yaşlandığını ve yetersiz olduğunu sonunda anlamış yerine adam almıştı bu sene. oynaması zaten imkansızdı. fırsattan istifade husumetli olduğu toraman'ımızı da yanında götürmüştür, başını yakmıştır.
bu konuda sonuna kadar haksızdır...
yakışmadı kaptan, allah'ından bu emi.
özellikle son 4 yıldır beşiktaş'a hiçbir şey vermemesine rağmen ilginç bir şekilde "ahde vefa" uygulanıp gönderilmeyen futbolcu.
sergen'in gönderildiği yerde, 50 kere gönderilmeliydi.
son olayda takımın 2. kaptanına ukalalık yaparak kavga çıkmasına sebep olmuş ve bunun sonucunda toraman ile beraber kadro dışı bırakılmıştır. şunu bilsin ki, olayda beşiktaşlı taraftarlarca haksız olan kısımdadır. eğer toraman gönderilip, kendisi takımda kalırsa beşiktaş yönetim kurulu adlı 3 perdelik komedi artık iyice trajediye dönüşecektir.
ibbrahim toraman ile yumruk yumruğa yaptığı kavgadan sonra avusturya kampından toraman ile beraber kovulandır.
basında yer alan haberlere göre üzülmez toraman'a göre haksız konumdadır.
basında yer aldığına göre, toraman öğle yemeğine terlikle gelmiş, üzülmez de "ayakkabı giysene neden terlikle geldin" deyince, toraman da "ayağım ağrıyor" demiş, üzülmez bunun üzerine "benim de ağrıyor ama ben giymiyorum" deyince toraman "sanane" demiş, bunun üzerine üzülmez "ben bu takımın kaptanıyım" cevabını verince toraman da "ben de bu takımın kaptanıyım" demiş bunun üzerine de kavgaya başlamışlar oyuncular ayırmış.
akşam yemeğinde sinan engin iikini barıştırmak için bir araya getirdiğinde yine kavgaya tutuşmuşlar teke tokat birbirlerine girmişler bunun üzerine ikisinin de istanbul'a gönderilmesi kararı alınmış.
tahminimiz ikisinin de kaptanlığı düşürülür, ağır para cezasından, kadrı dışı kalmaya kadar giden bir yolun başlangıcıdır.
üzülmez sanki ukalaca davranmış gibi geldi bana...
bugun yayinlanan ropartajinda, yabanci olsaydim heykelimi dikerlerdi vecizesini yumurtlamis, sicaktan hayli etkilenmis oldugu izlenimi uyandiran, besiktasin emektar kaptani. ilerleyen yillarda futbolculuguyla anilip heykeli dikilir mi bilemem* ama biraz daha zorlarsa, yesil sahalardan, stand-up olgusuna gecis yapmasi zor olmayacaktir sanirim. hatta gecti mi ne?
BMW marka cipiyle manisa'da bir araçla çarpışıp orta refüje çıkan futbolcu. ailesinde ve kendisinde birşey olmadığı belirtilmiş. geçmiş olsun diyoruz ama bir yandan da gülmeden edemiyoruz. sahadaki gibi topu sürüp sürüp orta yaparken devrilmesi geliyor aklımıza.
eğer kadroya alınsaydı hakan kadir balta'dan kat be kat daha iyi oynardı diyeceğim adam. yok kardeşim yetişmiyor işte türkiye'de sol bek. ne kasıyorsun tecrübesiz adamı alıyorsun. tamam ibrahim orta açamıyor, düz oynuyor vs. ama kesinlikle adamını bırakmıyor. hakan balta'nın ise ne yaptığı çözemiyorum. değişik.
akıl ve mantık seviyesi ust duzeyde olan turk futbolunun yetistirdigi en zeki futbolculardan biridir.* oyle ki kendini hakan balta yla kıyaslamakla kalmamamıs, roberto carlos la da kıyaslamıs ve daha da kotusu adı gecen iki oyuncudan ** da iyi oldugunu dile getirmistir.
ancak soyle de bir durum vardır ki roportajı veren dunyanın en iyi sol bekine kendi takımı guvenmediginden rakip takımlar icin dunyanın en iyi oyuncusu olan serici transfer etmistir. bu durumda gostermektedir ki; besiktas ın ne futbolcusuna ne yonetimine guven olmaz, dedikleri tutmaz.
fenerbahçe sayesinde kendini roberto carlos'la kıyaslama imkanı bulmuş ve carlos'un fenerbahçe formasıyla attığı ilk golde topun carlos'un kafasına çarptığını ama kahraman ilan edildiğini oysa kendisinin 10 senedir yaptıklarının ortada olduğunu söylemiş bjk'li futbolcu.*
yıllar önce "sol kanatta işini yapan iki kişi var,biri roberto carlos biri de benim" diyerek gülmekten yerlere yatmama sebep olmuş orta yapma özürlü futbolcudur.