ibn i haldun

entry92 galeri2
    18.
  1. 17.
  2. tarihin arka odası'nın son bölümünde ilber ortaylı ve cüneyt kanat beylerden öğrendiğimize göre timurlenk şam'ı ele geçirdiği sıralarda orada olan ve timur ile tanışmış olan alim. timur kendisine ve çalışmalarına ilgi göstermiş ve aralarında geçen kısmen duygusal bir konuşma sonucunda serbestçe evine dönebilmesi için kendisine serbest ulaşımının sağlanması ve kendisine dokunulmaması için bir ferman vermiş. gerçi o bu fermandan ta evine kadar dönmek için değil, kahire'ye sorunsuz ulaşabilmek için yararlanmış, böylece timur'a ufak bir feyk atmış.
    2 ...
  3. 16.
  4. ünlü iktisatçı adam smith e esin kaynağı olmuş tarihi kişilik.
    0 ...
  5. 15.
  6. 14.
  7. alimdir.

    tarihi coğrafya yazar.
    0 ...
  8. 13.
  9. coğrafya bir kaderdir, sözünü söylemiş büyük insan.
    1 ...
  10. 22.
  11. Tarihte iklim ,coğrafik şartlarla toplumları inceleyen ve ayrıştırıp sınıflandırma ve yorum tekniğini kullanan,tarihçi sosyolog ve 'mukaddime'eserinin sahibi.
    1 ...
  12. 21.
  13. batılı sosyoloji kitaplarında bir montesquieu olamayan, kitaplara alınmayan sosyolog.
    0 ...
  14. 20.
  15. 14.yy Tunuslu müslüman düşünür. Batı kendisini ancak 20.yy da keşfetmiştir maalesef ülkemiz de hak ettiği yeri henüz bulamamıştır, yeterince tanınmamaktadır. Kitabül iber adlı tarih kitabına yazdığı önsöz olan Mukkaddime bir başyapıttır. Sosyolojinin ve iktisatın kurucusudur. Bana göre en önemli özelliği Helenistik düşünceyi olgunlaştırıp Rönesans'a tepsi içinde sunmuştur.
    1 ...
  16. 19.
  17. mağluplar galipleri taklit eder sözünün sahibidir.
    bu tespitinin ne kadar doğru olduğunu çeşitli modernleşme hareketlerinde görüyoruz.
    1 ...
  18. 18.
  19. gün itibariyle ölüm yıldönümünde bulunduğumuz ve saygıyla andığımız büyük sosyoloji dehası.
    (bkz: üşüyoruz haldun reyiz)
    1 ...
  20. 13.
  21. zamanının kaliteli sosyoloğudur. Ayrıca zamanındaki aşırı radikaller tarafından fazlasıyla yerilmiştir. Ne diyeyim artık...
    1 ...
  22. 12.
  23. tarih sosyolojisinin kurucularındandır. mukaddime adlı eseri bu alanda başyapıttır. esasen mukaddime önsöz demektir, ismini şu anda hatırlayamıyorum ama uzun soluklu bir kitap yazmayı düşünüyor. bu kitabı da o yazmayı düşündüğü ama nasip olmayan kitabın önsözüdür. düşünün önsözü buysa kitabın kendisi ne olacaktı allah bilir.
    0 ...
  24. 17.
  25. devletlerinde tıpkı canlılar gibi doğup, büyüyüp sonunda öleceklerini; bunun doğal bir seyir olduğunu söylemiştir.
    o tarih felsefesini kendisinden öncekiler gibi yani; aristoteles'çi (klasik) yaklaşımdan ayrı tutarak teorilerini gözleme dayandırmıştır. bu açıdan kendinden sonraki bir çok düşünüre (bkz: jean jacques rousseau) ışık tutmuştur. tarihi siyasi seyrinden çıkararak neden sonuç ilişkisi içerisinde dönemin şartlarına (ekonomi vs.), içinde bulundukları duruma göre değerlendiren düşünürlerden ilkidir.
    2 ...
  26. 16.
  27. meclisin böyle büyük insanları anacağı gün bu ülkenin kurtuluşu olacaktır. yoksa biz daha çok eski sarı sendikacı yeni kabadayı vekilleri yada davetiye üzerinden muhalefet yapan vekilleri anlayışımıza göre alkışlarız.
    1 ...
  28. 11.
  29. mukaddime'de

    " kimi madenler ve mineraller kimi bitkilerin ve çok basit canlıların ön-formudur , kimi bitkiler de daha karmaşık canlıların ön-formudur. canlılar birbirlerinden dönüşerek inkişaf eder . bence insanın öncülü de maymundur ama en iyisini allah bilir" demiş adamdır.

    her bi boka "islam bilginleri ilk keşfetmişti" diye atlayanlar bunu gözden kaçırmışlar hatırlatayım sevaptır.
    4 ...
  30. 10.
  31. insanların yaşadığı bölgedeki iklimin o insanların kişiliklerinin oluşumunda etkili olduğunu söyleyen sosyolojinin babası olan düşünür.
    2 ...
  32. 15.
  33. araplardan çok osmanlı tarihçilerini etkilemiş bilgindir.

    (bkz: mukaddime)
    1 ...
  34. 14.
  35. Özellikle köy-kent farklılaşması hakkında toplumsal çözümlemeler getirmiştir. Ünlü eseri Mukaddimenin 2. bölümünde, göçebe-köy toplumsal yaşamı ile yerleşik-kent toplumsal yaşamı arasında önemli saptamalar yapmıştır. Ona göre, göçebe-köy toplumsal yaşamı, yerleşik-kent toplumsal yaşamından önce başlamıştır. Köy halkı, kent halkından daha sağlam, mert, özgüveni daha fazla, özgür, köklü ve az bozulmuştur. Köy aile yaşamı, kent aile yaşamından daha dengeli, daha sağlam ve daha huzurludur. Toplumsal bilinç ve duyarlılık, karşılıklı yardımlaşma ve dayanışma köy toplumsal yaşamında daha fazladır. Ayrıca yaşlılara ve kadınlara verilen saygı ve değer de çok daha fazladır. ibn haldun tüm krallıkların da tıpkı canlı organizmalar gibi doğum,gelişme,duraklama ve ölüm evreleri olduğunu; doğum ve gelişme gibi evrelerin göçebe yaşam kültür ve ahlakının sonucu olduğunu, zamanla kent yaşamına alışan uygarlıklarınsa gerilemeye ve ölmeye başladıklarını(yokolmuş medeniyetleri ve yaşadığı dönemin olaylarını örnek göstererek)ileri sürmüştür. ibn Haldun'dan önceki tüm tarihçiler olayları tek tek ele alıp, hikaye gibi anlatmış, bir senteze gidememişlerdir. ibn Haldun ise tek tek fenomenlerden yola çıkarak ünlü tarih tezini öne sürmüş, böyleliklede sosyoloji adını verdiğimiz bilim dalı kendisiyle başlamıştır.
    1 ...
  36. 13.
  37. "kamu, egemenin dinindedir" saptamasını sürekli kanıtladığımız meşhur mukaddime'nin yazarı düşünür.
    0 ...
  38. 12.
  39. dünyanın ilk medeniyetbilimcisi ve sosyologu... timur'un danışmanı olan endülüs bebesi...
    0 ...
  40. 12.
  41. yine mi haldun üstünel be kardeşim yeter diyecekken tıklayıp inceden g.t olduğum sevgili başlık. herneyse, kendisi bir düşünürdür ve integral ile ilgi çalışmalar yapmıştır. yanlışsa affola.
    1 ...
  42. 11.
  43. ibn haldun mukaddime sinde yeni düşünce ve görüşlerini ortaya atarken,eskiden kullanılan bazı kelimelere yeni manalar kazandırmış bu kelimeleri birer terim haline sokmuştur.umran, ilm-i umran,beşeri-ictimai hadarilik gibi terimler bunlardan bazılarıdır.ibn haldun'un anlaşılması,ancak kullandığı kelimelere karşılık verdiği kavramların anlaşılması ile mümkün olmaktadır.
    1 ...
  44. 9.
  45. diyalektik kavramini modern oncsi toplum ve devlet yapilarini algilamada bilincli bir sekilde kullanan dogunun buyuk tarihcisi ve sosyologu.
    1 ...
  46. 10.
  47. 650 yıl kadar önce yaşamış ve bilim çevrelerince; sosyoloji ve felsefe bilimlerinin babası kabul edilen ibn-i Haldun;

    siyasi bir egemenliğin oluşması, gelişmesi ve çözülmesi sürecinde Siyasi Lider veya liderlerden ziyade grubunun önemli olduğuna inanır. o'na göre; Siyasi bir liderin kişisel özellikleri ne kadar gelişmiş olursa olsun ekibini oluşturamadığı sürece kesin olarak başarıya ulaşamaz.

    Aynı şekilde, devletlerin çözülme sebeplerini Yönetenlerin kişisel kusurlarında aramak da yanlıştır. Bu görüşüyle, ibn-i Haldun'a göre; Devlet siyasi bir Hanedan niteliğindedir.

    Bir devletin ortaya çıkması, gelişmesi ve en yüksek noktaya ulaştıktan sonra çözülmesiyle bir siyasi hanedanın ortaya çıkması, gelişmesi, yükselmesi ve çözülmesi arasında sıkı bir paralellik kurar. Her devlete ortalama olarak 120 - 130 yıllık bir ömür tanır. Her devlet genel olarak 5 temel aşamadan geçer;

    Kuruluş Devresi:

    Her türlü karşı koymanın bastırıldığı, daha önce onu elinde tutan hanedandan zorla alınması devresidir. Ele geçiren grupta canlılık ve etkinlik en üst düzeydedir. Henüz geleneksel alışkanlıklarını yitirmemiş, mütevazi ve kanaatkardır. Siyasi lider henüz kendisini vatandaşlarından ayrı tutmaz.

    Otorite Devresi:

    iktidarı elinde tutan lider kendi grubu üzerinde otoritesini tesis eder, mülkü ve nimetlerini kendisi için istemeye başlar. Grupta rakip olacak ileri gelenler yönetimden uzaklaştırılır, kendine bağlı itaatkar kişiler yönetime gelir.

    Rahatlık Devresi:

    iktidarın meyveleri toplanır, servet genişletilir, şan ve şöhret ön plana geçer, kendini ölümsüzleştirecek eserler meydana getirilir. Siyasi liderin hem kendi grubunu hem de diğer grupları tam egemenlik altına aldığı dönemdir. Güçlü ordu, iyi çalışan sivil bürokrasi ve düzenli toplanan vergiler vardır.

    Taklit Devresi:

    Siyasi iktidar, atalarının bıraktıklarını yeterli görmeye başlar. En doğru yolun kendisine miras bırakılan yolu takip etmek olduğuna inanır. Taklitçilik ve gelenekçilik, yenileşmenin önünü tıkar.

    Savurganlık Devresi:

    Siyasi iktidar, atalarından kalan mirası arzu ve hevesine göre israf etmeye ve savurganlık yapmaya başlar. Devlet yönetimine ehliyetsiz kişiler geçirilir. Devletin çözülme ve yıkılma süreci başlar. Ordusunu, memurunu besleyemez ve giderlerini karşılayamaz hale gelir ve yıkılır.

    ibn-i Haldun, devletin çözülmesinde dış faktörlerden ziyade iç etkenlerin öncelik taşıdığını kabul eder. Bununla birlikte devletin tümüyle ortadan kalkışı bir dış saldırıyla gerçekleşir. Devletin yıkılışındaki en temel sebepleri; Lider, Ekonomi ve Ahlak olmak üzere 3 temel başlık altında ifade eder.

    - ben, bu durumu birilerine uyduruyor gibiyim amma...
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük