bölümün kontenjanının fazla olmasıyla işletme bölümü mezunlarının işsizlik oranı doğru orantılıdır. misal işletme bölümü ikinci öğretimleriyle birlikte 5bin öğrenci alıyor bir yılda ve genellikle bu kontenjanlar hiç boş kalmıyor. hiçbir öğrencinin yıl uzatmadığını düşünelim-böyle bir olasılığı hesaplayacak insan yok sanırım ama düşünelim*-. 5bin öğrencimizin birbiriyle aynı nitelikte olmadığı gözler önüne serilecektir. mezun çok olduğunda iş bulan çok olsa da dışardan bu oranın yüzdesi hep düşük görünecektir.
bu önermeye gelirsek eğer sanırım işletme bölümünün puanından mütevellit her tür insanın bu bölümü seçmesi-üniversiteyle alakası olsun olmayan- insanların bu bölümün sıradan olduğunu düşünmesine yol açıyor. -ek bilgi- önceki cümlemdeki puanından mütevellit kısmı boğaziçi, koç, bilkent gibi üniversiteleri kapsamamaktadır-ek bilgi-. insanların gözünde "herkes işletme okur. ne var ya bunda?" bu bölümün öğrencileri malesef. ama okuyan öğrenciye bakarsan niteliksizi ilk seneden çuvallıyor, çalışanı edeni paşa paşa okuyor bölümünü, mezun oluyor ve işini de çok güzel buluyor. sadece niteliklisi kadar niteliksizi de bir o kadar olan bir bölüm olduğundan ayrı tutuluyor.
sonuç olarak bu durum her üniversite öğrencisi için geçerli bir durum. bir şekilde diğerlerinden sıyrılmak ve 'nitelikli' bir mezun olman gerek. eğer işletme bölümünün kontenjanı düşük olsaydı böyle bir başlık olacağını hiç sanmıyorum. işletme bölümü okuyanlar da üniversite okuyor tabii ki hem de seninle aynı üniversitede.
ayrıca "işletme bölümü var hacı bu okulda ben bu okulda okumam." diyecek göte sahip de insan tanımıyorum ve tanıyacağımı sanmıyorum. o da üniversite bu da üniversite.
adettendir not: amerikan kültürü ve edebiyatı bölümünde öğrenim görmekteyim.
açıköğretim mezunu 3 dil bilen adamın olduğunu öğrenmemi sağlayan başlık.sormak istiyorum hangi ülke için konuşuyoruz.türkiyede açıköğretim mezunu 3 dil bilen varsa,ben okulu direk bırakıyorum.kendimden de utanıyorum o adam nasıl öğrenmiş 3 dil ben hala 2.yi öğrenmeye kasıyorum şu an.ya birileri alışmış götünden sallıyor.(3 dil bilen x kişisi bile,5 dil bilen y kişisi bile) gibi ifadeler kullanıyor ya da ben çok geri kaldım.
belli üniversiteleri ayırmak gereken durumdur. ayrıca boğaziçinden mezun olup amerika ya gitme olayı 2000li yılların başında kaldı. şuanda buradaki adamlar da gayet geleceklerinden şüpheliler. ama netice olarak yine de bir farkının olduğu kesin ama bu fark çok keskin değil. zira açıköğretimden mezun olan adamın bile 3 dil bilebildiği ülkemizde bunun çok keskin olduğunu söylemek, mantıklı bir önerme olmaz.
bir işletme öğrencisi olarak işletme okumamdan şikayet etmeye başladım. neden mi?
- puanı fazla olmayan öğrencilerin genellikle bu ve bu tarz bölümleri tercih etmeleri
- cümle dahi kuramayan (!) öğrencilerin bu veya bu tarz bölümlerde okuması
- ister akademik ortalama için olsun isterse kendini geliştirme/yetiştirme olsun bu gibi şeylerde rekabetin sıfır yada sıfıra yakın olması
- diğer bölümlerce sürekli eleştirilmesi
- anasının amı kadar kontenjanının olması (1.sebeple paraleldir)
fakat kanımca diğer bölümler bu bölümün yanına dahi yaklaşamaz. çünkü;
- puanı her ne kadar düşük de olsa, türkiyede en fazla parayı alan işletmecilerdir.
- her ne kadar mezun olup da işsiz sayısı fazla olsa da, en fazla iş bulan bölümden mezun olanlardır.
- uygulama alanı en fazla olan bölümdür.
- eğer severseniz (ki bu bölümü okuyan bilinçli kişi cidden seviyordur), diğer bölümlerden kat kat daha zevklidir. çünkü insan yönetmek ve yönetebildiğini görmek örneğin bir dişi çekmekten veya bir makine tamir etmekten veya program yazmaktan çok daha zevkli birşeydir ve en önemlisi statik bir dal olmadığından kendini geliştirmeyi seven kişi için en mükemmel bölümdür.
- gerektiği gibi okuyan ve kendini geliştirebilen paranın harbiden amına kor.
ayrıca diğer bölümlere nazaran çoook çok kolay bir bölüm değildir. ayrıca işletme gibi bir bölümü ders kitaplarına sığdırmak çok anlamsız kaçacaktır.
extra bilgi: başta amerika olmak üzere bir çok sanayi ülkesinde en fazla talep edilen bölümdür. nasıl türkiyede tıp puanı yüksek ise, bahsedilen ülkelerde işletme puanları da yüksektr. (puanlama olarak: çoğu ülkede öss olmadığından diploma puanı yada buna benzer birşey düşünün artık)
ekürisi endüstri mühendisliği kesinlikle değildir. yazar kendini üniversite okuyor olarak görmeye çalışmış burada. amma velakin kaç tane programlama dili bilmektedir? yada işletme ve endüstri mühendisliği ne laf atarak aldığı rantı nerede neresine sokup napmaktadır merak konusudur.
ben fakültesinde okudum. koskaca işletme fakültesi. ingilizce işletme hemde. valla baya baya üniversite gibiydi. anfiler filan vardı kantin vardı okey pis yedili fotokopi kuyruğu hepsi vardı yani. ben kendime başka bir yol çizmiş olsam da bazı arkadaşlar baya bir kariyer sahibi oldu yani. ama sorarsanız şimdi bana tıp okuyun derim. ( gerçek ten tıp okuyun derim, iyi meslek)
sen bin bir güçlükle üniversiteyi kazan, o kadar hileden hurdadan geç bilmem ne yap, türkiye'nin ekonomisi belli. bin bir güçlükle okumaya çalış, ek iş yap. sonrasında mezun ol dön memleketine.
Tamam bitti daha ne bekliyorsun iş mi var ? dön evine kır bacaklarını otur. herkes böyle değil tabi sen, o şanslı olabilirsiniz ancak geneline baktığın zaman göreceğin tablo bu.
Eminim sikinde değildir. Yaz geç.
neredeyse tüm mühendisliklerin ekonomi adı altında 1,2 derste gördüğü konularla diploma sahibi olma sonucu gelişen durumdur. 1,2 kitap okumak da aynı işlevi görür, bir şekilde mülakata çağırılırsanız konuyu bildiğinizi anlarlar, okuduğunuz esas bölüm de yanınıza kar kalır.
ancak finans gibi yüksek dallarında ilerlemiş olanlar gerçekten ayrı bir diplomayı hakedip farklı bir dalda uzmanlaşmış olur kanımca.
zaten bu görülen derslere değil de diplomaya göre iş ilanı veren ülkemin düştüğü komik durumlardan birisidir. yoksa bir staja başvurun yurtdışında, birkaç dersini aldıysanız eğer işletmecilerin önüne geçersiniz başvurularda.