Başlamadan 10 dakika önce telefonun alarmı çalan, çaldıktan sonra yiyeceklerimi alıp televizyon önüne oturup başlamasını beklediğim dizidir. Başroller de Ahmet Kural, Murat Cemcir ve Sadi Celil Cengiz'in oynadığı dizidir. Yayından kalkmasın sakın.
bir dizinin içine nasıl sıçılır bize çok güzel gösterdiler. televizyon izlemem, hay götüm dediğinizi biliyorum, durum öyle değil bi dur. lig tv'yi kapattırdık normal anten almaya üşendim izlemiyim daha iyi dedim öyle kaldı işte neyse dün ki bölümü tvde izledim tesadüfen. evet sadece izledim bir görsellik vardı ancak ses olarak bipten başka birşey duyamadım. ne gerek var bu kadar küfüre? eskiden ne de güzel izlerdik küfürsüz. küfretmeyen bir adam değilim gerektiğinde ederim ama bunların yaptığı boş boş küfretmekten başka bişey değil. kendisinin gözümde celal ile ceren'den zerre kadar farkı kalmadı.şimdi onlar düşünsün...
28. Bölümü pek tatminkar olmayan sevilen tv dizisi. 28. Bölüm içime sinmedi. Sahneler sırf karakterler de olsun diye yazılmış gibi. Salih, rüstem abi, Münir'in sahneleri çok havada kalmıştı bu hafta.
En önemlisi bu Turkcell reklamı dizinin kendi içindeki gerçekliğe büyük risk oluşturacak gibi gözüküyor. Şöyle ki her filmin veya dizinin kendi içinde bir gerçekçiliği olur buna bilim kurgu filmleri çok iyi örnektir. Mesela uçan cisimleri izleyiciler yadırgamaz. Severek izlediğim bu dizide de kendi içinde mantığı ve gerçekliği var örnek olarak kendi isimleriyle oynamaları ve kendi hayatlarıyla ilgili örnekler vermeleri bu özellikler diziyi izlerken hoşuma giden özellikti ama buna alıştırıldıktan sonra çıkan haberlerle ve yüksek bütçeli bu reklamdan sonra bu etki azaldı ve dizinin inandırıcılığı azalmaya başladı. Tabii ki tamamen uydurma kurgusal bir dizi ama işte. Sonuçta izlemeye desteklemeye devam.
hızlı dedik, espriler arada harcanıyor dedik, insani atıklarla ilgili espriler fazla ve uzun dedik, bağrış çağrış cağrış çok dedik.
sonra onlar bir miktar düzeltti, birazda biz anlayışlı olduk ve en sonunda izlemeye başladık. boomcu arkadaş bir numaradır.
devam, izliyoruz.
en baştaki fıstıkçı şahap esprisi dışında pek olayı olmayan bir bölüm yayınlayan dizi.
ahmet kuralın , feride ye verdiği ayar güzeldi de. komik değildi. bildiğin ayrılık , trajedi. komedi değil.
ahmet kural'ın epeyce öne çıktığı, sadi celil cengiz'in gereksiz olduğu, murat cemcir'in ve salih abinin en iyi olduğu dizidir. şahsen izlediğim tek dizi ve biterse yıkarım kanalı.
üsküdar'a giderken biterken bu adamlar "bi hikaye biter, daha iyisi gelir" demişlerdi ben o zaman bundan daha iyisi olabilir mi diye düşünmüştüm. görüyorum ki "biz daha iyisini yapana kadar en iyisi bu" en çok size yakışıyo abiler.
not: tabaktaki patlamamış mısırları, patlamış mısırlardan daha çok sevenlerin dizisi.
eğer her 2 hafta arayla yapılcaksa, ama bu denli yardıracaksa razıyım.
o yeni yılın ilk bölümü ve 2 hafta aradan sonra gelen bu bölüm gerçekten harkuladeydi.
ki zaten bir komedi dizisi için 80 dk civarı fazla. onun için 2 hafta arayla çekilse daha mantıklı olur. hem biz daha çok güleriz hem de ekip daha rahat çalışır.
bunlar ara versinler. tanım: haftada bir bölümü olduğunda türkiye standartlarının çok üzerinde, iki haftada bir bölümü olduğunda ise nirvanaya ulaşmakta olan şimdiden efsaneleşen dizidir.
an itibariyle dizi icinde dizi ceken, bunu da gayet basarili yapip ayni sahnede bircok duyguyu sunabilen, yarım yarım yardiran dizidir.
dipnot: bence izleyenler asla pisman olmayacaktir.