işte aradaki 7 fark;
1- hristiyanlığın temelinde barış sevgi çicek böcek vardı, ama bizde din lültürü dersin de savaşları görüyoruz.*
2- islam hristiyanlığı egale ettiğini iddia ederken, hristiyanlık alemi müslümanlığa şüpheyle bakar.
3- hristiyanlık islama göre daha çok yayılmışken, islam özellikle arap coğrafyası ile özdeşleşmiştir.
4- hristiyanlık kanlı reformlardan geçmiştir, islamda orjinale bağlı kalınmaya çalışılmaktadır
5- özellikle katolik mezhebinde din papalığa bağlanmışken, islamda halifelik uygulamasında aynı durum yakalanamamıştır
6- peygamberler açısından katoliklerin tezi isa'nın tanrının oğlu olması ve üçlü sistem vardır, ve isa doğuştan peygamberdir, beşikte konuşur; islam'ın peygamberi 40 yaşından sonra bu makama ulaşmıştır, o yaşına kadar da sıradan bir sivildir.
7- katolizm ve bazı aşırı tarikatlar dışında hristiyanlık gelişime açıktır, hatta ateizme dahi kötü gözle bakmazlar*. daha rahat bir dindir. islam'da ise genel olarak islami ülkelerde gayet eski bir sistem olan şeriat hukuku görülebilir.*
biz birleriz, onlar üçler... biz peygambere elçi deriz, onlar oğul..
biz onların peygamberini kabul ederiz, onlar bizimkini kabul ettikleri an iş biter zaten..
bana bunlarla gelmeyin kardeşim.
hristiyanlık cennete gitmenin tek yolu olduğunu iddia ederken bunun garantisini verir. isa mesih'e gerçekten iman eden herkes cennete gidecektir.
ancak müslümanlar "allah bilir" der. hristiyanlar ise hangi yöne gideceğini bildikleri minibüse binerler.
hristiyanlık tek tanrı'nın üç ayrı görünümü olduğuna inanırken müslümanların böyle bir inanç şekli yoktur.
hristiyanlıkta tanrı adına kurban kesmek kesinlikle günah sayılırken müslümanlıkta böyle bir şey yoktur.
hristiyanların peygamberi yoktur, gökten vahiyle inmiş bir kitabı yoktur. müslümanlar ise bir peygamber ve vahiy ile inen bir kitap olduğuna iman ederler.
bunlar aklıma gelen en belirgin ayrımlar... bunun dışında genel hatlarıyla çok bir fark yoktur.
geçen haberlere şöyle göz atarken gözüme takılan, sonra da aklıma takılan bir detay. belki de detay değil apaçık, en büyük hat. spor haberiydi ve sporcudan bahsederken "amerikalı müslüman cart curtson" tarzında bhasedip başarısını överken, müslüman olmasıdan gurur duyulup sürekli dile getiriliyordu. bu olay en belirgin muhammed ali döneminde yaşanmıştır. tüm müslüman dünyası sanki adam iman gücüyle dövüşüyormuş gibi adama hayranlık ve sempati duyuyor, müslümanlığıyla övnüyordu. bir hristiyan michael phelps dünya rekorunu parça pinçik edip sekize böldüğünde "oh my god" derken orada adamın hristiyanlığından kaynaklana bir imana geliş nidasıyla dininden gurur duyma nidası atıyordur orasını tam olarak bilmesem de müsülümanlar kadar gaza geldiğini sanmıyorum.
sonra bir zamanlarda da uzaya çıkan ilk "müslüman" haberleri yayınlanmıştı. yani bilim irfan tarafları bir yana, teknolojik gelecek bir yana sanki önemli olan adamın "din"i.
tamam eyvallah herkes tuttuğu takımı tutan insana bir nebze sempati duyar ama yok şu başkan şu takımlı, bu komutan bu takımlı gibi basit işlerle uğraşıp adam savunmak yada onur duymak kadar gereksizdir.
hristiyan olmak ile müslüman olmak arasındaki farklardan biri budur, azılı taraftar olmak, diğer dinin (artık din ne kadar önemliyse başarıda) çalıştırıp, yetiştirdiği bir başarı unsurunu dine bağlama gibi enteresan işler.
Beyoğlunda bir kilisede mum yakan bir hristiyanın yanına yaklaşıp omzuna tıklattım ve "o yatsıya kadar yanacak biliyomusun" dedim. Adam gülümsedi ve uzaklaştı. Şimdi pişmanım. Niye mi? Erzurumda camiye çevrilmiş kiliseye gidip "burayı hangi terbiyesiz camiye çevirdi" dediğimde bir gruptan dayak yememek için 15 dk koştum.
Bu en çok birikimle alakalı ama sıradan bir hristiyanla sıradan müslüman arasındaki fark özetle böyle...
var olup olmadıkları sorgulanabilir olan 2 inanç sisteminden birini seçmiş olmak ya da herhangi birinin toplumca kabul gördüğü bir çevrede doğmak. ortak noktaları derseniz, kendi dininin en iyisi olduğuna, en saf, en değişmemiş olduğuna inanma eğilimi diyebiliriz.