haber yapıyoruz diye artık resmen sıçan gezetedir.
konu: Rte'nin kılıçdaroğlu'na açtığı tazminat davasından kazandığı para.
haber: Erdoğan tazminat kazandı
açıklama: Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu aleyhinde "kişilik haklarına saldırıda bulunduğu" iddiasıyla açtığı davalardan birinde 10 bin TL manevi tazminata hükmedilirken, diğer dava ise reddedildi. Başbakan Erdoğan, iki gün önce de Kılıçdaroğlu'ndan 10 bin TL tazminat kazanmıştı. Böylece maaşı 10 bin TL civarında olan Başbakan Erdoğan iki günde iki aylık maaşını kazanmış oldu.
sıçma anı: yasal faizleri ile 10bin tl kazanan rte için 2 günde maaşının iki katı para kazandığı söyleniyor ancak aynı yazıda rte'nin maaşının 10bin tl civarında olduğu yazılıyor.
şimdi nasıl oluyorda 10bin tl civarında maaş alan birisi mahkemeden 10bin tl tazminat kazananınca nasıl oluyorda 2 günde iki kat maaşını almış oluyor?
sıçarken artık boka batan gatezedir.bu kadar salakça haberler yapılmaz.
konu: burcu esmersoy'un ntv'de son kez spor haberi sunması
haber: Show TV'de yayınlanan "Yok Böyle Dans" yarışmasındaki performansının yanı sıra, ilişkileri ve evliliği ile Türkiye'nin gündemine oturan NTV Spor spikeri Burcu Esmersoy, ani bir kararla görev yaptığı kanaldan ayrıldığını açıkladı.
Twitter'deki hesabından "Bu akşam son kez 19.30'da NTV Spor'da haber bültenini sunuyorum" diyen Esmersoy, ileriki zamanlarda Doğuş Grubu'nun diğer kanalı NTV'de yeni projelerle seyircilerin karşısına çıkacağını ifade etti..
Burcu Esmersoy'un NTV Spor'la yollarının ayrılmasındaki en büyük etkenin, güzel sunucunun yaptığı işten çok, yaşadığı magazin olayları ile sık sık gündeme gelmesi olarak vurgulandı.
internet sitesinin kelebek sayfasından "müniz özkul tekrar hastaneye kaldırıldı" haberini vererek neyi amaçladığını ve bu haberin magazinel nesi olduğunu sormak istediğim yayın birimi.
gün geçtikçe enteresanlaşan gazetedir.daha düne kadar ultra liberal yazarları (özellikle hadi u.)ergenekon operasyonunu desteklerken,şimdilerde aynı yazarlar ''basın özgürlüğü kısıtlanıyor'' diyerek yaygara koparıyor..yani.. aydın doğan grubunun yazar ve muhabirleri içeri alınınca olay oluyor,tuncay özkan ve ulusalcılar içeri alınınca güzel oluyor. müstehaksınız denir sanırım..
özellikle iç sayfalarında ve ekonomi sayfalarındaki başlıklarında bıkmadan usanmadan,
-dı, -dı.
şablonunu kullanan gazete. mesela bugünkü gazetedeki başlıklar;
"ge cari açıkta üzdü, kurumlar vergisinde sürpriz atak yaptı."
"thy business'ta iyi büyüdü, ortadoğu ve tsunami zarar yazdı."
"en az gelişmişler için 21 bin kişi çalıştı, zırhlı araç takviyesi yapıldı."
"cari açık ve dış olumsuzluk birleşti, borsa 2.9 düştü."
"koç'un çeyrek geliri 15 milyar lirayı aştı, 3 bin kişiye iş göründü."
"76.2 milyar lira kredi verip öne geçti, karı 680 milyon lira oldu."
"5.3 milyon alman turisti gördü, puravida'yı antalya'ya çekti."
"150 milyon dolara ankara'ya gitti, kral dairesi kurşun geçirmez yapıldı."
bu başlık tarzı bana çok itici geliyor. yaratıcılıktan uzak, sıkıcı, ilk akla gelen cümle başlık yapılmış gibi, ve sanki okuyucuyu aptal yerine koyan bir tarzı var. "bak sen anlamazsın; geçmişi bilmiyon; falanca şöyle yaptı da, ondan böyle oldu" der gibi.
değiştirseler artık şu stili.
bugün akşama doğru gazete okuyayım diye kütüphaneye gittiğimde kimsenin raftan indirip okumadığını gördüğüm gazetedir. diğer bir kaç okunmayan gazete ile birlikte hürriyet gazetesinin de rafta kalması beni şaşırtmıştır. okunan gazeteleri incelediğimde liberal gazeteler gözüme çarparken, fikirlerinin zamana ayak uyduramadığı için marjinalleştiğini düşündürmüştür.
başını çektiği basında yozlaşma, halkı küçük görme dolayısıyla magazinin dibine vurma hareketlerinin kendisine -belli ki- para ve itibar kaybettirmesiyle karı-kızı bırakıp gazetecilik yapacağını açıklayan gaste. kendisinin başlattığı bir tutumu bırakma kararı üzerinden kahraman çıkmaya çalışması, basında bir devrim yapmış gibi davranması da bir hayli enteresandır.
kelime anlamı özgürlük olan bir kelime fakat ülkemizde ve dünyanın bazı ülkesinde işlevselliğini yitirmiş, insanlar tarafından kullanılamayan, kullanılsa bile başka taraflara çekilen bir kelimedir. mesela içki özgürlüğü, mesela internet özgürlüğü, mesela düşünce özgürlüğü, mesela da mesela çok ama çok var.