şabanoğlu şabanın dünyanın en komik filmi olduğunu ciddi ciddi haber yapan bir gazete. sanki kimse işin iç yüzünü bilmiyor a.ına koyim. alışkınlar milleti salak yerine koymaya.
ayıp eden gazetedir. internet sitesinde "rijkaard fatih terim'e salladı" şeklinde bir manşet atmışlardır fakat rijkaard'ın dediği şudur:
"son dönemde yaşadığımız sıkıntılarda, sakat oyuncuların çokluğunun da etkisi var. örneğin gökhan zan, 1 aydır aramızda yok. gökhan zan, bizle değilken sakatlandı. milli takım doktorlarını uyardık ama buna rağmen oynatıldı ve 1 ay aramızdan uzak kaldı."
yalan haber konusunda bir numaradır. hani öyle bir durum var ki okuduğunuz her 2 haberden 1'sinin yalan olma ihtimali var. allah okuyanlara akıl versin.
son zamanlarda ispanya'daki seks turizminin reklamını yapmaya başlayan gazete. neredeyse haftada bir ispanya'nın değişik yerlerinde seks turizmi skandalları! ile ilgili haberler görmek mümkün. bu haberlerin dışında da yaz boyunca ispanya'da patlayan bombaların ve terörist eylemlerin haberlerini yayınlamışlardır.
25 ekim 2009 fenerbahçe galatasaray maçı'ndan sonra sıçıp üstüne de sıvayan gazetedir efendim. kendileri özenle sıçmaktadır. bütün galatasaray'ı itin dibine sokan durumları geçtim. gerizekalılar, taraftarın sadık olduğunu göstermek için söylediği peşindeyiz bestesinin haberine şöyle bir başlık atmışlar: "mağlubiyeti böyle kutladılar."
(bkz: siktirin gidin)
haber coplugu diyebilecegimiz bir internet sitesine sahip gazete. ne bileyim hic mi incelemezler boyle bbc news, cnn, msnbc sitelerini falan. her taraf bannerlar, linkler dolu. dunyanin gundeminde olan olaylar altlarda ufak bir link iken beren saat'in bir filmdeki sahnesi butun gun en yukarida kocaman banner ile gosteriliyor.
spor bölümüne müdür olarak ercan saatçi denen adamı getirmesiyle haberleri anında y.vşaklık kokmaya başlamış gazete. yazık. adam gibi iki gazetemiz vardı. biri gitti, kaldı biri.
yılardır türk basınının amiral gemisi diye nitelendirilen gazete. seversiniz ya da sevmezsiniz ama büyüklüğünü ve etkinliğini göz ardı edemezsiniz.
şimdi böyle bir gazetenin spor bölümünün başına, bir camiaya her fırsatta kin kusan, terbiyesizliğin alasını yapan birini getiriyorlar.
peki böyle birinin yönetiminde çıkan hangi habere inanılır artık? burada yapılan hangi yorum değerlendirilir? ve bu gazetenin ne kadar saygınlığı kalır? yazık...
''gazeteniz spor müdürü ercan saatçi nin biz galatasaraylıları rencide eden küfürlü videosundan sonra gazetenizi ne bayii den alıp okuyacağım ne de internetten takip edeceğim. internette açılış sayfam olan hurriyet.com uda değiştireceğim. bu iş bir ticaretse ticareti bilen insanlara yaptırınız. sizin müdürlerinizden hem küfürler yiyelim hem size para kazandıralım. artık bir hamle yapmalısınız.''
oldukca karisik isler icinde olan gazete. ercan saatci iki hafta once ertugrul ozkok'un kizindan bosanmis. iki hafta sonra internette uc yil once cekilmis bir video dolasiyor. ertugrul ozkok, ercan saatci'den kurtulmak istiyor. bu video'yu o verdi. simdi herkes ercan'in kellesini istiyor, ertugrul da seve seve verecek. zaten bastan plani buydu.
logosunun altından türkiye türklerindir diyerek sahib olduğu faşist ruhu açığa çıkaran gazetedir. nacizane görüşüm yakın zamanda el değiştirdiğinde o ifadenin oradan kalkacağı yönündedir.
aydın doğan ın halkı yönlendirme amaçlı kullandığı gazetelerinden biridir. medya gücünün ordu gücünden daha büyük bir güç olduğunu gösteren gazetelerden biridir.
inanılmaz bir gazetedir. estetik bağımlısı ünlüler galerisinde david gest'in gençliği diye friends dizisinde ross'u canlandıran david schwimmer'ın dizideki resmini koymuştur.
iyice boku çıkan gazete. ilgi çekmek için yemedikleri halt kalması neredeyse.
son örneği şöyle, süper lig'de şike depremi diye manşet atmışlar. manşeti de süslemişler, türk milli takım oyucularının da aralarında bulunduğu 200 futbolcu şike yapmış diye.
biz de sazan gibi atlıyoruz ne oluyor lan diye, mevzunun bizle alakası yok, hürriyet'in süper lig dediği de tüm dünyanın bundesliga diye bildiği alman ligi.
El Clasico'yu sinema salonlarında 16 bin kişi izlemiş. Fotoğraf vukuatın çıktığı salondan değil ama olay şudur: Barselona'da Kinepolis'de Cristiano Ronaldo'nun ilk yarıda kaçırdığı golden sonra onca Katalan'ın arasında maç seyreden iki Real Madrid taraftarı ayağa fırlayıp "Kaçar mı bu?" yapınca salon karışmış. Kafalarına patlamış mısır ve kola yemişler ve salonu terketmek zorunda kalmışlar. Bir vukuat da Real Madrid maça giderken, otel lobisinde taraftarlar imza alıyor futbolculardan, bir taraftar Casillas'a bir DVD uzatıyor imzalaması için. Geçen sezon 2-6 biten El Clasico'nun DVD'si!...
bu haberi hürriyet aynen kopyalayarak gazetede yayınlamıştır.
Aldınız, kopyaladınız ve gazetenizde sayfalarınıza koydunuz. Bunu daha önce de yapıyordunuz. Bu kez bir olta attım ve siz avlandınız.
Futbol bloglarından alıntı yapan kimi gazetecilerin neden haberlere kendi imzalarını attığını bugüne kadar anlayabilmiş değilim. Futbol blogları birbirlerinden fotoğraf alır, bilgi alışverişi olur da; siz benim meslektaşlarım, nasıl başkasının emeğini alıp kopyalayıp yapıştırırsınız?
Bugüne kadar bu ve birçok blogdan aldığınız fikirleri, köşe yazınız gibi yayınladınız, haber yazdınız, grafikleri kullandınız. El Clasico haftasında da blogu iyi gözlediniz. Yeri geldiğinde, farkettiğimde tepki verdim. Şimdi yine veriyorum. Öncelikle bu blogun okurlarından, futbolseverlerden özür diliyorum. Onları da sadece bir kereliğine yanılttım ancak asparagas haberin özellikle magazin olmasına dikkat ettim. Ne bir sakatlık haberi; ne de maç detayı olmamalıydı.
El Clasico'nun ardından ispanyol medyasında sinema salonlarında böyle bir olay yaşandığına dair haber yok. Dün, sabah kahvesini içerken; "Ya olsaydı!" diye futbol sohbetine kattım, gerisi geldi. Barselona'da "Kinepolis" diye sinema kompleksi var mı, bilmiyorum ama Madrid'de var. Zaten As gazetesinde geçen haberden aldım sinema salonunun ismini. Detay önemlidir değil mi? Barselona'da herhangi iki Real Madrid'li de kaçan gole dört duvar bir yerde tepki verecek kadar çılgın değildir zaten! Haberin Casillas tarafı ise doğru! Barcelona taraftarı, Real Madrid otelden çıkarken elindeki 2-6'lık maçın DVD'sini futbolculara gösteriyor ama imzaya dair bir bilgi yok!
Bu açıklamanın muhatapları kendilerini çok iyi biliyor ve bu satırları okuduklarında bugün gazetelerine yazdıkları haberlere bakıp yüzleri kızardıysa benim için konu kapanmıştır...
Şimdi gerçekleri yazmaya devam edebiliriz.