annesinin sahibi olduğu dergide yazmıştır. Hayata zaten 10-0 önde başlamıştır.Değil köyde ki istanbulda yada büyük şehirde ki herhangi bir zehra ile bile karşılaştırmak kızlarımıza yazık etmektir. Onun kategorisi başkadır.
en uçlar arasındaki mesafe aklın alabileceği sınırları bu kadar aşmışken, dünya'nın çivilerinin çıkmasından bitap düştüğüne şahit olmaktan başka bir şey gelmemesi elden, can sıkıyor. kimi hafta sonları antalya'ya kaçmaktan bahsederken daha 10 yaşında, kimi 45'inde kadrolu öğretmen olamadığı için yazın amalelik yaptığı okulda kalp krizinden ölüyor. içimiz sızlıyor arkadaş, dayanılmaz hale geliyor yaşananlar, elden de bir şey gelmemesi cabası olanların.
sınavdan sınava yarışarak geçen at misali ömrümüz yetmezmiş gibi, bir de durmadan televizyondan pompalıyorlar kıçımızı. modalar, ikonlar, en'ler, in'ler, bitmeyen yenilikler, doyumsuz satıcılar, doymaması gerekliliği öğretilmiş çılgınca sağa sola saldırıp bir şeyler tüketmeye çalışan insanlar. bir yandan da bağırıyor televizyonlar gazzeli akranlarım elimde kaleşnikoflarla sağa sola ölüm kusurken, 'savaşma tüket' diye. kelimeler fazla anlam kaybından ölmüş arkadaş.
memleketin derdi adam olmak olmuş arkadaş, en birinci puanı alıp, en birinci okula gitmek, en güzel kızı kapmak, en güzel kıyafetleri giymek, en güzel maskelere sahip olmak, en güzel yalan söylemek, en güzel korkalıklarla kavgadan kaçmak, adam olmanın şartları olmuş. yalakalık hayatın gerçeği olmuş, kaybedenler kaybetmiş, kazananlar bakmamış arkasına, düşen bir daha kalkmamış. canım sıkılıyor arkadaş, elden de bir şey gelmiyor.
çıkıp sokak ortasında kola şişesiyle top oynamadan, büyüyor çocuklar, üstüne de adam oluyorlar iyi mi, mahalledeki ucuz asfalta yapışmadan yüzüstü. evinin önünden alan servis, evinin önünde bırakıyor, insanlara araba camının buğusundan daha fazla yaklaşması sakıncalı diye. birbirimizle konuşamaz olduk arkadaş, birbirimizn gözlerine de bakamaz. yolda yürüyemez olduk, can korkusundan nefes alamaz...
sonrada sağlıksız nesiller yetişiyor diye hayıflanıyoruz. ne yüzle acaba? ana babada kafa yok ki
çocukta ne olsun?
"boş zamanlarımda londra yapıp geliyorum." ne denilebilir ki... yazık.
kızın suçu yok efendim gördüğünü, normal bulduğunu uyguluyor, anlatıyor...
bir haber yaşıtlarının hayat şartlarından. sorumsuzluk içinde yetişip yeni helin ler kazandıralım ülkemize. ülkemizin çok ihtiyacı var. lütfen ama.
türkiyede olmayacak şey değildir , trafik çevirmesinde bile 2 sarışın salak kız kardeş meşhur olup para kazanabiliyorlarsa hülya avşar'ın kızı neden yazar olmasın dedirten sorunsaldır.
justin bieber, willow smith gibi amerikan bebelerinin şarkıcı olmasından sonra türk bebesi zehra'nın da köşe yazarı olması 'dünya nereye gidiyor lan' dememe de sebep oluyor.anlamadığım, bu işleri yapabilmek için bu bebelerin yaşları kadar okuyup, kafa patlattıktan sonra hak ettiği yerlere gelemeyenlere yapılan haksızlıktır.
anca anasının dergisinde yazar zaten. kızı yazar anası okur. sıkıyosa gelsin de uludağ'da yazsın, ekşi'de yazsın. lan hepsini geçtim. inci de yazsın amınakoyim. orda bile barındırmazlar. hahahaha sabah sabah ne güldüm lan sözlük. kıroluk böyle birşey. tebrikler hülya avşar.
edit: şimdi dank etti de ulan 2007'de yazmış vay arkadaş ya. şimdiye bir nazlı ılıcak olmuştur.
sen çalış didin. radyo televizyonculuk, gazetecilik oku. diksiyon kurslarına git, onlarca kitap oku. hayatını televizyoncu olmak için, gazeteci olmak için harca. 5 dakikalık bir mülakatla siktiri çekiversinler. mülakatın şartlarında da daha önce mülakatta elenmemiş olmak olsun. bir daha o sınavlara da gireme. senden de bir sikim olmasın. hülya avşarın kızı da hülya avşarın kızı olduğu için çişimi yapıyom çişimi yapıyom popom kuru kalıyo gibisinden birşeyler yazması için bugün anasının dergisinde, yarın en çok satan gazetelerde yazı yazsın. spiker olsun. sunucu olsun.
sigaram nerde lan.