hz musa ve hızır kıssası

entry1 galeri0
    1.
  1. 67- Dedi ki: “Doğrusu sen benimle asla sabredemezsin.”(hızır)
    68- وَكَيْفَ تَصْبِرُ عَلَى مَا لَمْ تُحِطْ بِهِ خُبْرًا “içyüzünü kavrayamadığın şeye nasıl sabredeceksin?”
    69- قَالَ سَتَجِدُنِي إِن شَاء اللَّهُ صَابِرًا وَلَا أَعْصِي لَكَ أَمْرًا “(Musa) dedi: inşaallah beni sabırlı bulacaksın ve senin hiçbir işine karşı gelmeyeceğim.”
    70- قَالَ فَإِنِ اتَّبَعْتَنِي فَلَا تَسْأَلْنِي عَن شَيْءٍ حَتَّى أُحْدِثَ لَكَ مِنْهُ ذِكْرًا “(Hızır)dedi ki: O halde bana tabi olacaksan; ben sana anlatmadıkça, hiçbir şey hakkında bana soru sorma!”

    71- فَانطَلَقَا “Böylece yola koyuldular.”
    حَتَّى إِذَا رَكِبَا فِي السَّفِينَةِ خَرَقَهَا “Nihayet gemiye bindikleri zaman gemiyi deldi.”
    قَالَ أَخَرَقْتَهَا لِتُغْرِقَ أَهْلَهَا “(Musa) ona dedi: içindekileri boğmak için mi gemiyi deldin?Doğrusu çok kötü bir iş yaptın.”
    72- قَالَ أَلَمْ أَقُلْ إِنَّكَ لَن تَسْتَطِيعَ مَعِيَ صَبْرًا “(Hızır) dedi: “Sen benimle asla sabredemezsin” demedim mi?”
    73- قَالَ لَا تُؤَاخِذْنِي بِمَا نَسِيتُ “(Musa) dedi: Unuttuğum şeyden dolayı beni suçlama.Ve işimden dolayı bana bir güçlük çıkarma.”
    74- فَانطَلَقَا “Böylece yola koyuldular.”
    حَتَّى إِذَا لَقِيَا غُلَامًا فَقَتَلَهُ “Nihayet bir erkek çocuğa rastladıklarında(Hızır) onu hemen öldürdü.”(Musa) dedi: Kısas olmadan masum bir canı mı öldürdün? Doğrusu sen çok fena bir şey yaptın.”

    75- قَالَ أَلَمْ أَقُل لَّكَ إِنَّكَ لَن تَسْتَطِيعَ مَعِي صَبْرًا “Ben sana “sen benimle asla sabredemezsin demedim mi?” dedi.”

    76- قَالَ إِن سَأَلْتُكَ عَن شَيْءٍ بَعْدَهَا فَلَا تُصَاحِبْنِي “(Musa) dedi: Eğer bundan sonra sana bir şey sorarsam, artık bana arkadaş olma!”
    77- فَانطَلَقَا “Böylece yola koyuldular.”
    حَتَّى إِذَا أَتَيَا أَهْلَ قَرْيَةٍ اسْتَطْعَمَا أَهْلَهَا فَأَبَوْا أَن يُضَيِّفُوهُمَا “Nihayet bir belde halkına varıp onlardan yemek istediler, ancak onlar misafir etmekten kaçındılar.”

    فَوَجَدَا فِيهَا جِدَارًا يُرِيدُ أَنْ يَنقَضَّ فَأَقَامَهُ “Derken orada yıkılmak üzere olan bir duvar buldular, (Hızır) hemen onu tamir ederek doğrulttu.
    (Musa) dedi: isteseydin buna karşı bir ücret alırdın.”
    78- قَالَ هَذَا فِرَاقُ بَيْنِي وَبَيْنِكَ “(Hızır) dedi: işte bu, benimle senin aramızın ayrılmasıdır. Şimdi sana o sabredemediğin şeylerin içyüzünü haber vereceğim.”
    79- أَمَّا السَّفِينَةُ فَكَانَتْ لِمَسَاكِينَ يَعْمَلُونَ فِي الْبَحْرِ “Gemi, denizde çalışan bazı yoksullara aitti.Onu kusurlu kılmak istedim. Onların ilerisinde her sağlam gemiye zorla el koyan bir hükümdar vardı.”

    80- وَأَمَّا الْغُلَامُ فَكَانَ أَبَوَاهُ مُؤْمِنَيْنِ “Çocuğa gelince, onun ana-babası mü’min kimselerdi.Onları bir tuğyan ve küfre sürüklemesinden korktuk.”
    81- فَأَرَدْنَا أَن يُبْدِلَهُمَا رَبُّهُمَا خَيْرًا مِّنْهُ زَكَاةً وَأَقْرَبَ رُحْمًا “istedik ki onların Rabbi onun yerine kendilerine ondan daha hayırlı ve daha çok merhamet eden birini versin.”

    82- وَأَمَّا الْجِدَارُ فَكَانَ لِغُلَامَيْنِ يَتِيمَيْنِ فِي الْمَدِينَةِ “Duvar ise, o şehirde iki yetim çocuğa ait idi.”
    وَكَانَ تَحْتَهُ كَنزٌ لَّهُمَا “Duvarın altında onların bir hazinesi vardı.”
    “Onun için Rabbin istedi ki, Rabbinden bir rahmet olarak o iki çocuk olgunluk çağlarına ersinler ve hazinelerini çıkarsınlar.Ve ben bunu kendiliğimden yapmadım.”işte senin sabredemediğin şeylerin te’vili budur.”

    (Kehf suresi)
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük