Bilinen bir hikayedir; Hz. Musa, Allah'ın izniyle kendisinin canını almaya gelen ölüm meleği Azrail'e tokat atarak onun gözünü çıkarır. işin tuhaf yanı Allah'ın peygamberi Musa, kendisinin yanına gelen uhrevi varlığın Azrail olduğunu bilmiyor muydu da ona böylesine okkalı bir şamar vurarak gözünün yerinden çıkmasına sebep oldu? Üstelik, dinlere göre Allah; sevdiği kulunu Azrail aracılığıyla yanına alırmış yani burada Musa, doğrudan Allah'a dikleniyor ve Azrail de Musa da Allah'ın seçtiği görevliler. Neresinden tutarsan tut elinde kalıyor... https://galeri.uludagsozluk.com/r/2420512/+
Ebu Hureyre (ra) dan rivayet, Resul-i Ekrem (asm) ferman etmiş ki:
"Melekül Mevt (yani Azrail) Musa Aleyhisselama ruhunu kabzetmek için gönderilmiş. Hz. Musa'ya geldiği zaman, Ona tokat vurmuş, bir gözü çıkmış. Azrail Aleyhisselam Rabbine dönmüş, demiş ki: "Beni öyle bir kula gönderdin ki, ölümü istemiyor." Cenabı Hak tekrar ona gözünü iade etmiş." (Sahihi Buhari, 2/113 ve 4/191; Sahihi Müslim 4/1843)
Allah Teâlâ ölüm meleğini Musa'ya ruhunu kabzetmek için göndermemiş; ancak ve ancak imtihan ve ibtilâ için göndermiştir. Nitekim Allah Teâlâ Halili ibrahim (Aleyhisselâm)'a oğlunu kesmesini emretmiş, fakat bunun hakikatim kasdetmemiştir. Eğer Musa (Aleyhisselâm) tokat vurduğu vakit onun ruhunu kabzetmek isteseydi, murad ettiği olurdu. Musa (Aleyhisseiâm) şeriatında tokat vurmak mubahtı. Kendisi yanına giren bir adam görmüş. Onun ölüm meleği olduğunu tanımamıştı.
Bizim Peygamberimiz (asm) de izinsiz bir Müslümamn evine bakan kimsenin gözünü çıkarmayı mubah kılmıştır. Hz. Musa (as)'ın ölüm meleğini tanıdığı halde gözünü çıkarması imkânsızdır. Melekler ibrâhim (Aleyhisselâm)'a da gelmiş, o dahi ilk görüşde onları tanıyamamıştı. Tanımış olsa kendilerine dana eti takdim etmesi muhal olurdu. Çünkü melekler yemek yemezler.
Melek Meryem'e dahi gelmiş, o da melek olduğunu tanıyamamıştı. Tanısa ondan Allah'a sığınmazdı. Keza iki melek insan kılığında Dâvud (Aleyhisselâm)'in yanına girmiş, onun huzurunda dâvaya durmuşlardı. O da melek olduklarını tanıyamamıştı. Cebrail (Aleyhisselâm) Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e gelerek ona imanı, islamı, ihsanı ve kıyameti sormuştu. O da kendisini tanıyamamış, gözden kaybolduktan sonra Cebrâîl olduğunu anlamıştı. (Bk. ibn Balabân, el-ihsân fî Takrîbi Sahîhi ibn Hibbân, hzr. Şuayb el-Arnavut, Beyrut-1991, XIV/115, rakam: 6223)
Şu halde Hz. Musa (as)'ın ölüm meleğini tanıyamaması nasıl yadırganabilir.
Hulâsa; alimler üç şekilde cevap vermişlerdir:
1. Allah Teâlâ'nın Hz. Mûsa (as)'ya bu tokadı vurması için izin vermiş olması imkânsız değildir. Allah dilediğini yapar ve dilediği şekilde imtihan eder.
2. Bu göz çıkarma meselesi mecazdır. Maksat Hz. Musa (as)'nın melekle münazara yaparak hüccetle ona galebe çalmasıdır. Fakat bu kavil zayıf görülmüştür.
3. Musa (Aleyhisselâm) gelenin Allah tarafından gönderilen melek olduğunu bilememiş, kendisine hücum edecek bir insan zannetmiş ve nefsini müdafaya kalkışmıştır. Bu da kasdı olmaksızın meleğin gözünün çıkmasına müncer olmuştur. Ebû Bekr, ibni Huzeyme ile diğer mutekaddiminin cevapları budur. Mâziri ile Kaadî Iyâz da bunu ihtiyar etmişlerdir. Çünkü hadîsde kasıt bulunduğuna bir sarahat yoktur.
Bu Hadisden Çıkarılan Hükümler:
1. Mûsa (Aleyhisselâm) 'in Allah indinde büyük mertebesi vardır. Meleğin gözünü çıkardığı halde kendisini muaheze (azarlama) buyurmaması buna delildir.