(#20604697) şu entry'mde de tafsilatlı şekilde anlattım.
ben, buharî hadisini kabul etmiyor değilim. orada ''6-9 yaş'' tabirlerini buharî hadisini nazara alarak kullandım.
evet, cariye sözü, yetişkin anlamına da gelir; bunu da hz. aişe'nin 18 yaşında olduğunu iddia edenlerin delillerinde bulabilirsiniz. fakat ben hz. aişe'nin yaşının 6 olamayacağı konusunda ısrarlıyım, aynı 18 olamayacağı gibi...
olay bundan ibaret. yoksa ben hz. aişe, 18 yaşında salıncakta sallanıyormuş gibi bir şey demedim.
kendisinin dediği gibi,
(bkz: baksa da goremeyen adam) her kim ise, sözlük ahalisi bu kişinin kendisi olduğunda hemfikir.
benimle aşık atılmaması gerektiğini ateist kardeşlerine sorsun, onlar anlatırlar beni sana.
yazılanı okuyup, allah'ın verdiği organla değil, kendi evrimiyle geliştiği belli olan kıç organıyla değerlendirenleri de görüyoruz. sanki biz, buharî hadisini inkar etmişiz. yahu, benim yaptığım iş, sahabe döneminden beri yapılıyordu. buna da 'metinsel yönden hadis tenkidi' denir. benim yazdıklarımın hepsi de dayanaklıdır. hz. ebubekir'in hasta olduğunda ona 9 yaşında bakabilmesi meselesi, 14-15 yaşında harbe iştirakının olması meselesi, bunlar hep tarihî gerçeklerdir. aynı şekilde belirttiğim gibi, rivayetlerde de hz. hatice'nin yaşı tam 12 yıl oynamıştır. hz. aişe'nin ölüm yaşı, 56-59 arasında, kaynaklara göre değişmektedir. birinde oynayan 3 yılın, berikinde oynayan 12 yılın hepsi farklı rivayetlerde mevcuttur. benim buharÎ HADiSiNi iNKAR ETTiĞiM YOK. ki ben, hadisçi bir müslümanım. hadis reddetmem. hadis tenkidi ile hadis reddi farklı şeylerdir. bana hadis hakkında ders verecek densiz ateiste de şaşarım!
hz. aişe'nin ağzından aktarılan rivayette ''ben çocuktum'' sözü geçmez. ''ben bir cariyeydim'' sözü geçer. hür müslümanlar için 'cariye' sözü, 'yetişkindim, erişkindim' anlamına da gelmektedir. gelmişsin, arapçadan haberin yok, artistlik yapıyorsun.
benim görüşüme göre nikah akdi 9 yaşında yapılmış, zifaf 12 yaşında olmuştur.
bunun da akla, mantığa, ahlaka aykırı bir tarafı yok. 1400 sene önce vuku bulmuş bir olayın son 50 senede gündeme gelmesi de bunu kanıtlamaktadır. kafirlerin akıl hocalarından schwally, hz. peygamberin 'kadın düşkünü' olarak asla değerlendirilemeyeceğini söylerken, haleflerinin düştüğü acizliğe bakınız.
1400 sene önce yaşamış insanların antropolojik ve fiziksel değerlerinin günümüz insanlarından farkı bir tarafa, islam'ın oluşturmak istediği 'ideal toplum' imajının ilk nüveleri o dönemde atılmıştır. şu vecihle;
islam'da regl olmamış kadın, çocuk kabul edilir; regl olan ise ergin. o dönemde cahiliyye toplumunda insanlar kabe'yi çıplak tavaf ederlerdi, oğul, babası ölünce anasıyla sevişebilirdi, nikahlanabilirdi, bu da normal görülürdü. bunun için annesini kaçmadan kovalaması ve üzerine siyah örtü atması gerekirdi, bu yeterliydi. böyle bir toplumdaki fuhşiyat nedeniyle, cinsel uyaranlar insanlara hakim olmuştu ve insanlar çok erken yaşta erginliğe ulaşıyorlardı, cinsel yönden. işte islam, getirdiği prensiplerle bunu önlemeye çalıştı. normal bir toplumda cinsel erginliğe 14-16 yaşları arasında ulaşılması gerekirken; o dönemde arabistan'da bu yaş 6-8 idi, günümüzde de 12-13 civarındadır.
eğer islam'a uygun yaşansa, dünyada hiçbir yerde tek bir çocuk istismarı dahi yaşanmayacağı gün gibi aşikardır!
buharî hadislerine iman eden ateistin, şu buharî ve müslim'den müttefekun olarak nakledilen HADiSi DE iMAN ETMESi LAZIM GELiR:
--spoiler--
Buhârî ve Müslimin rivâyetlerinde ve Mevâhib-i Ledünniyyede Peygamberimiz (s.a.v.) Hz. Aişeye şöyle buyurdu: Seni üç gece rüyada gördüm. Bir melek ipek kumaşa sarmış (Bu senin hatunundur) dedi. Ben de yüzünü açtım ve Eğer Allah tarafından ise Cenâb-ı Hak imza eylesin dedim. Yani eğer rüya rahmani ise Allahü teâlâ müyesser kılsın demektir. Tirmizînin beyanına göre: Cebrâil (a.s.) Peygamberimize yeşil bir ipek içinde Hz. Âişenin suretini getirdi ve Bu senin dünyâda ve âhirette hâtûnundur buyurdu.
--spoiler--
başlık açmak, entry girmek, ortalığı karıştırmak isteyen provokatör bir yazarımızın açtığı deli saçması bir başlıktan ibarettir. yazarın ifadesinden kaşındığını çıkarmak işten bile değildir.
wikipedia yı görüp(ki burada yazanlar sahihi buhariden alınmıştır) sahih-i buhari yi göremeyen!, tezi için tek bir kaynak gösteremeyen bakmadangormeyen adlı yazar tarafından "53 yaşına kadar bir çok çocuğa bakardı" diye savunup hemen ardından "etrafında çok cocuk vardı" diyen. tamamen varsayımlar ile cevap verdiğini sanan cahil yazarın bile anlam girebildiği bir başlıktır.
tanım: bahsi geçen olay imamı buhari nin sahih i buhari adlı, hadisi şerif aktardığı kitapta aişe'nin ağzından bire bir aktarılarak ispatlanmıştır, gerisi ise teferruat boş laftır...
hz. peygamberin hz. aişe validemiz ile evlenmesi hususunda bilinmeyen birkaç mevzu var:
bunlardan en önemlisi, hz. aişe ile peygamberimizin evlenmesinin, hz. peygamberin talebine bağlı olarak gerçekleşmediğidir. bu da pedofili iddiasını çürütür. eğer bir kişi pedofili olsaydı, zaten 53 yaşına kadar birlikte olacak çokça kız çocuğu bulurdu, zira hz. peygamberin etrafı daima küçük çocuklarla doluydu. ikinci olarak, hz. aişe gibi bir küçük kızı gider kendisi bulur ve alır, o emeline ulaşırdı; halbuki böyle bir durum yok.
inanın bu satırları yazarken dahi hz. peygambere yapılan saygısızlıktan içim titriyor. pedofiliymiş... ulan herkes pedofili profesörü kesiliyor ya, bu adamların hiçbiri hayatlarında tek pedofili vakası dahi görmüş değillerdir. kaynakları, kıbleleri vikipedia bunların.
neyse biz konumuza geri dönelim:
hz. peygamber, ilk hanımı hz. hatice'yi kaybedince bir süre tek başına kalıyor. Osman ibn Maz'un hanımı Hz. Hule binti Hakim, Resulullah'a gelerek evlenme konusunu dile getiriyor ve iki seçenek sunuyor: ya hz. aişe, ya da dul kadın sude bint-i zema... hz. peygamber zaten ilk evliliğini 40 yaşında bir dul olan hz. hatice validemiz ile yapmış... bu nedenle dul bir kadınla evlenmeye sıcak bakmıyor. hz. aişe, hz. peygamberin söz kardeşi hz. ebubekir es-sıddık'ın kızı.
bu evliliğin ikinci vechi de, bir cahiliye adeti olan söz kardeşlerinin kızıyla nikahlanamamanın kaldırılmış olmasıdır. böylece islam, cahiliye hukukunu restore ediyor, islam hukukunu getiriyordu.
ayrıca bir de işin şu yönü var ki: hz. hule, peygamberimize zevce teklif ederken, ev işlerini öne sürüyor. buna binaen hz. aişe'nin ev işlerini yapabilecek bir durumda olması gerekir. ayrıca hz. peygamberle zifaf yapılan yıl, hz. ebubekir hastalanıyor ve o'na hz. aişe bakıyor. bu bakımdan hz. aişe'nin yaşının 9 olması iddiaları makul durmuyor. 9 yaşında nikah akdinin yapılıp, 12 yaşında zifaf vuku bulması daha uygun gibi. rivayetlerin önümüze getirilmesi de bir şey değiştirmeyecek. en az 12 yaşında olması gerekir ki, bu şartlar gerçekleşebilsin. zira hz. aişe'nin ölümünün bile 56-59 yaşları arasında olduğu konusunda farklı rivayetler olduğundan, 3 yıllık bir sapma gayet normaldir.
evliliğin ilahî ve içtihat yönleri de vardır: hz. aişe'nin peygamberimiz ile evliliğinde, hz. aişe'nin fahri kainat'ın rüyasında cebrail tarafından resminin gösterilmesinden işin ilahî boyutunu anlıyoruz. içtihat bakımından ise, hz. aişe'nin küçük yaştan itibaren hz. peygamber'in rahle-i tedrisinden geçişi ile, bir çok meselede fıkıhçılara yön vermiştir, yanlış rivayetleri düzeltmiştir. kendisinin 18 yaşında evlendiği iddiasına fazla delil bulunmamakla birlikte, yaşının 6 olması da mümkün gözükmemektedir. 9 yaşında bir kızın babasına ne kadar bakabileceği, ev işleriyle ne kadar iştigal edebileceği veya 14-15 yaşlarında harbe nasıl iştirak edeceği bilinir bir husus değildir; bu ihtilaflı mevzuda nakli öne almakla birlikte, aklı da geri plana atamayız. neticede hz. hatice'nin yaşı da bir rivayete göre 40, bir rivayete göre 28'di... 12 yaş oynuyor yani.
veyahut yaşının 6 olup, o dönem insanının antropolojik olarak çok farklı olduğunu düşünmek durumunda kalacağız.
son olarak; cahiliyye devrinde yaşanan fuhşiyat nedeniyle kız çocuklarının 6-7 yaşlarında regl olmaya başlaması bilimsel olarak normaldir, günümüzde de avrupa'da 20 yaşında dede olmuş gençler bulunmaktadır. bu nedenle kadınların genç yaşta evlenmesinin sebebi, toplumdaki fuhşiyatın regle neden olması ve cinsel uyaranların aileleri ve kızları bu yöne sevk etmesidir.
ayrıca salıncakta kız arkadaşları oynarken annesi tarafından alınıp kocasının yanına götürülen 20 yaşında kız görmedim hiç...
"20 yaşında genç kız araplar arasında salıncakta oynayabilir mi?"
buyrun;
Aişe'nin, Muhammed el-Buhari'nin Sahih-i Buhari'de aktardığı başka bir hadise göre:[4]
"Ben henüz Mekkede, "sokakta oyun oynayan" bir "kız" iken Muhammed'e Kamer Sûresi âyeti nâzil oldu.
not:kaynak gösterildiği taktirde kendisini sözlükten sildireceğini beyan eden talihsiz sokak kedisi 'nin bu sözünü ne zaman yerine getireceğini merak ediyor, kendisine şerefli ve onurlu yaşamında başarılar diliyorum.
bakın arabistanda kızların çok erken yaşta olgunlaştığını doğrudur.tüm sıcak ülkelerde durum budur.yine de bu işte günümüz koşullarıyla bir uygunsuzluk sezmemek mümkün değil.gelin görün ki o zamanlarda hemen hemen tüm bayanlar için durum buydu kızların diri diri toprağa gömüldüğü ve kız sahibi olmanın utanç vesilesi olduğu dönemlerde.yine de peygamberin getirdiği önemli yenilikler mevcuttu.bir ateist olarak kutlarız kendisini.
gerçek bir olaydır.
arap devletleri için normal olduğundan bunu reddetmezler. bir türkiye'dekiler reddediyor bunu nedense. bir de reddetme şekilleri çok komik, yok iklimden dolayı 20 yaşında oluyormuş, yok aslında yaş ergenlikten sonra sayılıyormuş orada, yok kızların yaşı 2şer 2şer sayılıyormuş, yok şuymuş buymuş. kasma abi işte bu bir gerçeklik istediğin kadar inkar et bütün arap ülkeleri kabulleniyorken senin bu çaban komedi kaçıyor.
hadis kaynaklarında da geçer.
karalama kampanyası yapmak için ilgili konu ancak bu kadar sapıttırılır. konunun özüne inmeden araştırmadan sırf çamur atmak adına... çamuru at yapışmazsa izi kalır şeref yoksunu olunca insan normaldir.
Allah resulünün (sav) 9(!) yaşındaki Aişe annemizle evlenmesi olayına gelince; cahiliye Arapları kızların yaşlarını kızların bulûğa erdikleri andan itibaren saymaya başlarlardı. Yani 9 yaşında dedikleri bir kız, -iklimden dolayı 10-11 yaşlarında bulûğa girdiği düşünülürse- aslında 19-20 yaşlarında olacaktır.
Yani, Aişe validemiz, Allah resûlü (sav) ile evlendiğinde 9 değil, 19-20 yaşlarındaydı.
Bugün bazı çevreler tarafından, bu gerçekler bilinmeden; çoğu zaman da bilinerek ve kasten insanların dinden soğutulması için, efendimizden (sav) uzaklaştırılması için akla hayale gelmedik iftiralar dillendirilmektedir.
Bu noktada bize düşen ise, gerekli cevabı en güzel bir şekilde vermek ve bu şer odaklarının seslerini kesmektir.
Şu gerçek unutulmamalıdır:
Allah a ve peygamberine yardım ettiğimiz ölçüde, Kıyamet Günü bir yardım umabiliriz.
(bkz: anakronizm) e sebebiyet verecek bir çekiştirmedir. her çağ kendi standartları ve algısına sahiptir. mesela daha 30 yıl öncesine kadar da, kız doğar doğmaz kertme mantığı ile everilirdi... buna da evlenme denilirdi. Hz. Muhammed ile Hz. Ayşe bu evliliğin zifafını Hz. Aişe 15 yaşına girdiğinde yapmıştır. O dönem evlilikleri tarihsel açıdan normaldi... fakat cinsel eylem ise ahlak meselesiydi. bu yüzden islamda akıl baliğ olmak yaşı 15 tir. bu sebeple bu dönem şartları içerisinde o dönemi yargılamak anakronizmdir.
buhariye ianamak iman şartı değildir. peygamberlik tebliği ile medineye hicret arasında en az 12 yıl vardır. tebliğden sonra Ebu bekir ilk müslümanlardan olmuştur. bunu yaptığı için Hz. Ayşe nin nişanlısı olan müşrik nişanı bozmuştur. doğmayan bir kızla nişan yapaılamayacağıan göre bu matematiklede 6 ve 9 yaş imkansızdır. Ayrıca Hz. Muhammed çocuk sahibi olduğu evliliği hz.hatice iledri. Bir cariyedende bir çocuğu vardır. ilk eşi vefat edince kızları öksüz kalmıştır, siyasi nedenler dışındaki diğer evlliklerinin amacı kızlarına annelik edebilecek birini bulmaktır. Hz. Ebubekir yoldaşısır zor gününde yanındadır, terkedilen kızıyla evlilik yapmakla hem bağını kuvvetlendirir hemde sahip çıkar. Evlilikleri diğer kabilelerle akrabalık ve yakınlık kurmak, bir aile yaşantısının nasıl olması gerektiğini sadece sözle değil eylemlede örenek olarak diğer müslümanlara göstermek, eşlerinin vasıtasıyla diğer müslüman kadınlara rehber olmak amacı taşır. Hz. Muhammmed diğer pek çok peygamberin aksine ibadetinden sosyal yaşamına hukukuna kadar dinin gelişmesinde hep başındaydı tüm süreçte mevcuttu. diğer paygamberlerin çoğu başlangıçtan sonuna kadar dinlerini bu şekilde sürdürmediler. Hz. isa ne papa gördü ne kilise, Hz. Musa Mısırdan çıkıştan sonra vaad edilen topraklara ulaşamadan vefat etti.
tarihçiler arasında şöyle bir söz vardır. "geçmişi bugünün kafasıyla yargılayamazsın" çok doğrudur. Ki biz müslümansak allahın kulu elçisi örnek insan muhammed'ül emin in böyle bir şey yapmadığını zaten bilmemiz gerekir. Görüyorum ki bazı ınsanlar pedofili damgasını bile yapıstırmıs. (hâşa) imanınızı kuvvetlendirin arkadaşlarım. Böyle dolduruşlara gelmemek lazım.
atgözlüklü doğuştan aydınlanmış danacanlara: hz. muhammed'in evlendiği tek bakire kadın hz. ayşe'dir. hz. ebu bekir'in kızıdır ki yapılan evlilik biraz da siyasidir. hz. ebu bekir in ilk halifeliğine en büyük etkilerdendir. hz. muhammed in yaptığı hemen hemen tüm evlilikler siyasidir. örneğin yahudilerle olan sorunları nedeniyle ve bir rüya sonucu yahudi kızı olan hz. safiyye ile evlenmiştir. danacan diretmelerinde olduğu kadar sapık olsa, osmanlı padişahları gibi harem kurar, ağzına kadar da 15-20 liklerle doldururdu. hz. ayşe den çocuğu bile yoktur.
bu ithamlarda bulunan akıl, izan, vicdan yoksunlarına 28 kişinin tecavüzüne uğrayan 13 yaşındaki kız çocuğu için ne yaptın diyecek olsan eblek eblek bakar ve aynı şey mi diye de ekler haklı çıkmak için. ama durum sandığı gibi bir cinsi sapkınlık durumu değil, kimsesizi, zavallıyı sahiplenme durumu kendisi gibi kadın cinsine yaş ayırdetmeksizin ağzından salyalar akarak bakan ahlak yoksunlarından. peygamberin yaptığı işte tam da senin gibilerden korumak için, azıcık vicdan diyecem de kimee?
hz. peygamberin evliliği, vahyin başlangıcından 10 yıl sonradır. hz. ayşe vahiy başlangıcından beş altı yıl önce doğmuştur. dolayısıyla hz. ayşe'nin peygamberimizle evlendiği yaşın 17-18 olduğu ortaya çıkar.bu konu, daha detaylı bir şekilde mevlana şibli'nin "asr-ı saadet" kitabında geçer. ayrıca araplarla 2 yıl birlikte yaşadım. kadınların kendi aralarında kullandıkları 2 'yaş' türü vardır. birincisi doğumdan itibaren olan yaşları, ikincisi kadın olduktan sonraki yaşlarıdır. bu dedikodulara sebep olan hz. ayşe'nin "6 yaşında nişanlandım, 9 yaşında evlendim" derken kullandığı 'yaş', kadın olduktan sonraki yaştır. cahil-cühela beyaz türklere saygıyla....
edit: kadından kasıt adet görmeye başladığı yaştır. karışmasın.
