çünkü elindeki avucundaki her şeyi insanlara dağıtmıştır. dedesi mekke valisi abdülmuttalibin 12 oğlu vardı ve mirası 12'ye bölündü amcası ebu talib ise bütün mirasını kardeşlerine verdi ve hz.muhammed 10 yaşından beri fakir olarak yaşadı. bütün malını her şeyini insanlara dağıttı. öldüğünde evinde bir ekmek yapacak kadar un bile yoktu. sadece hurma yer su içerdi. kölelerini,kendisine gönderilen hediyeleri medine ve mekkedeki müslümanlara verirdi. hiç cariyesi yoktu kölelerine azad ederdi. zaten eşlerinin yarısından fazlası evlendikten bir kaç ay sonra vefat ettiği için pekte yemeğe ihtiyacı yoktu.
amcasının himayesindeki yetim ve öksüz olmasının yanısıra, mülkiyetindeki herbir şeyi kardeşi ve ümmeti olarak gördüğü müslümanların uğrunda harcamış kişidir. evet *** bu ince ayrıntı da bizden olsun efendim.
fakirliği kendisi tercih etmiştir. yoksa bir dilemesine bakardı dünyaların onun olması. allahın en sevgili kulu zühdü tercih etti. ahireti tercih etti. davandan vazgeç seni kralımız, hükümdarımız ilan edelim, şu kadar altın verelim şu kadar mal dediler o' bir elime ayı diğer elime de güneşi verseniz davamdan vazgeçmem' dedi. işte buydu onun zenginliği.
hz ömer, efendimizin sessizce dinlenmekte olduğu odaya girer ve bir an çevresine göz gezdirir
tavana asılmış kuru bir deri bir torbanın içinde bir kaç kg arpa,duvara dayalı bir kaç ağaç yaprağı ve yerde efendimiz (sav) in üzerinde uyumakta olduğu hurma lifinden örülmüş kaba bir hasır
bu manzara karşısında ağlamaya başlayan hz ömer in hıçkırıkları o nu uyandırır
kalkınca hasırın vücüdunda iz yaptığını, kan oturduğunu gören hz ömer ise omuzları sarsıla sarsıla ağlamaya başlar efendimiz (sav) hayretle sorar
- ey hattab oğlu neden ağlıyorsun ?
-" ey allah ın elçisi! iranlılar kisralarını saraylarda yaşatırken, bizanslılar kayserlerini lüks ve ihtişama boğmuşken sen ki allah ın elçisisin izin ver, bizde seni...
maksat anlaşılmıştır, allahın elçisi, gelecekteki halifesinini sözünü hüzünlü bir tebessüm, tatlı bir el işaretiyle keser ve
" bu dünya hayatı bir eğlenceden ibarettir ahiret yurduna gelince, işte asıl hayat odur keşke bilmiş olsalardı" (ankebut-64)
ayetini okuduktan sonra ekler :
- istemes misin ey ömer! dünya onların olsun ahiret bizim.
ne kadar anlatsam boş siz ateistler asla anlamassınız anlamayacaksınızda. karıların kızların,votkaların,kokainlerin,keranelerin içinde zevk-ü sefa yaşamaya devam edin dünya sizin ahiret bizim unutmayın.
kendisini himayesine alan amcası ebu talip'in mekke de ticaret tekelini elinde bulunduran, kervanlar sahibi ve epey zengin olmasından dolayı imkansız olan durum. dedesi abdülmüttalip mekkenin hükümdarıydı, "ince" bir ayrıntı olarakta bunu geçelim.
(bkz: yoksul değil hayırsever) hz. muhammed(sav) islam impatarluğunun başındaki isimdi aynı zamanda yani fakir olmadığı apaçık ortadadır. gerçi hz. muhammed'in fakir olup olmaması da önemli bir konu değildir. bir peygamber olduğu için dünya malında gözü yoktur o elindekileri ihtiyaç sahiplerine vermeyi Allah rızası için seçmiştir. dünyanın türlü zenginliklerini bir kenara atıp mütevazı bir hayatı tercih etmiştir.
bu herkesin bildiği bir bilgidir aslında. ateist veya müslüman olmayan arkadaşlar da araştırdığı zaman aynı şeyleri göreceklerdir. biz müslümanlar hz. muhammed'i seviyoruz, ona inanıyoruz ve onun şefaatini kazanmak için uğraşıyoruz. ancak ona inanmayan insanlar da biyografik bir araştırma sonucunda ne kadar eli açık birisi olduğunu göreceklerdir. yani burada meseleyi dinler çatışması yerine biyografik bir araştırma olarak bakarsak doğru bilgi budur.
