Herşey kendiliğinden oldu diyenlerin ve bilim diyerek saçma sapan şeyleri savunanların, herşeyin sahibi olduğuna inananların peygamberine yaratıcının böyle bir mucize vermesine şaşırdığı ve hatta dalga geçtiği başlık olmuş. Evet ayı ikiye bölmüştür parmaklarından su akıtmıştır hastaları iyileştirmiştir miraca çıkmıştır ve daha çok mucizeleri vardır. Ayrıca bize gaybdan allahın izniyle haber vermiştir ve önümüze ışık olmuştur. Bugünkü ortadoğuda olanlara kadar da söylemiştir. Afrikada ki açlığa kadar bildirmişti. Bununla birlikte sizi daha çok eğlendirecek birşey söyleyeyim biz gökten insan ineceğinede inanıyoruz.Tabi biz buna ahir zaman diyoruz ama neyse siz boşverin yormayın kafanızı zaten kısıtlı vaktiniz var hiçlikten gelen arkadaşlarım benim..
-Dünya'nın geometrik şekli ve gece-gündüz olaylarından ötürü ancak Arabistan'a yakın bölgelerden görünebileceğini düşündüğüm olaydır. ay; Dünya'nın her yerinden aynı anda, aynı şekilde görülmüyor sonuçta. ay'ın hangi yönde yarıldığı da belirtilmiyor.
ay'ın görülmesinin de bu olayın fark edebilmesi için yeterli olmayacağını düşünüyorum. ay'ın iki parçası çok yakın olacak şekilde yarıldıysa yarık ancak tam karşıdan görenler tarafından tam anlamıyla anlaşılabilir. belli bir açının üzerindeki bir noktadan bakılınca aradaki yarık fark edilmeyebilir. kaldı ki bütün insanlar dört gözle ay'ın yarılmasını beklemiyor ve ilk teleskopun bulunmasından yaklaşık bin sene önce yaşıyorlardı.
-ayrıca bu olayı Hindistan'dakilerin gördüğüne dair şöyle iddialar da mevcuttur.
Şakku'l-Kamer Mucizesi, sadece Raja ve saraydakiler tarafından görülmemiş. Hindistan halkı tarafından da seyredilmişti. Mucizenin gerçekleştiği tarih, daha sonra bir başlangıç yılı olarak kabul edildi ve bazı eserler üzerine işlendi. Hatta bu ülkede ele geçirilen bir heykelde: ''Ay'ın ikiye yarıldığı senede yapılmıştır." ifadesi bulunuyordu. Bu durum bazı müfessirler tarafından sıkça nakledilmiş ve çok önemli bir delil olarak gösterilmiştir.
-diğer bölgelerdeki insanların bu olayı görmesi, çeşitli hava şartları yada başka yollar ile de engellenmiş olabilir.
"Allah'ın kendiliğinden tesadüfen olduğuna inanmaktan daha mantıksız durum" diyen yazarları da göstermiştir. biz Allah tesadüfen oluştu demiyoruz ki. Allah ezeli ve ebedidir, madde sonradan yaratılmıştır diyoruz. her olaya tesadüf diyen sizlersiniz.
kuran'da büyü olmadığı söyleniyor. yani tüm dünyada görünmesi gereken çok çok çok çok çok çok büyük bi hadise. yer yüzünde acaip savaşlar, kargaşalar çıkartacak bi haberci olurdu bu olay. halley'in bi sonraki kendi adını taşıyan kuyruklu yıldızın ne zaman geleceğini hesaplayacak kadar kesin geçerli kuyruklu yıldız gözlem kaynağı bulunan insanların böyle bir şeyi kaydetmemeleri imkansızdan öte.
eğer gerçekse bile kuran'a ters olmasına rağmen sadece onlara görünen büyümsü bi olay olmalı.
gayet normal bir olaydır. ay dediğin yaklaşık 50 kilometre çapında düzlem bir soğuk ışık kaynağı. allah'ın inayetiyle orada durmaktadır. bir emirle ikiye bölünmesi de gayet doğal bir durumdur. zaten ay neydi, "vel kamera"ydı. anlamadın ama büyüyünce anlarsın. sen gene de anlayana kadar eksile.
ayın sanal bir görüntü olmasından kaynaklanır. gerçek bir cisim olsaydı arkasını da görürdük. hep aynı yüzünü görüyoruz, nedenmiş efendim birleşik hareketmiş. sanki iple birbirine bağlamışlar. sanal bir şey işte orada, allah'ın emriyle duruyor. inkar inkar nereye kadar.
dhar şehri kralı raja bjoh ve raiyeti tarafından bütün teferruatıyla takîp edilmiş bir olaydır. kısa süreli olmuştur ve korkan kral daha sonra haberini duyduğu peygambere iman etmiştir. tarihi bir olaydır. ayrıca hint kutsal metinlerinde de peygamberimizin geleceğinden bahsedilmektedir. kuranda bu eskilerin sayfaları olarak gecer. evet ayı ikiye bölmüştür ve gösterdiği daha başka mucizeler karşısında da kendisine büyücü denmiştir. kuranda da arkadaşınız ne büyücü nede mecnun der. daha da yazabilirim isterseniz. Ayrıca yine hint kutsal metinlerinde miraca çıkacağından bindiği burağa kadar yazar. Tabi bunlar islam gelmeden önce kaleme alınmış metinlerdir.
“Nasa” ayın ikiye ayrıldığını ve ardından bu iki yarığın birbiriyle birleştiğini rapor etmiştir. Amerika baskılı Arapça yayınlanan “el-Vatan” gazetesinin internet sayfası, Ürdünlü bir uzay araştırmacısından şöyle nakletme ve yazmaktadır: Yıllarca ay küresinin yörüngesinde araştırma yapan Amerika’ya ait “Kelemnetayn” adlı uzay gemisi ay küresinin yüzlerce yıl önce iki eşit parçaya ayrıldığı ve sonra birbiriyle birleştiği neticesine ulaşmıştır. Bu Ürdünlü araştırmacı Nasa’ya bir rapor yollayarak Müslümanların bu vakıanın bin dört yüz öncesi gerçekleştiğine inandıklarını ve bunu “ayın yarılması” adıyla Peygamber-i Ekrem’in (s.a.a) bir mucizesi olarak telaki ettiklerini kendilerine bildirmiştir. Nasa kendi keşfi için hiçbir yorum ve açıklama bulamamıştır; zira bu nadir vakıa şimdiye dek hiçbir gök cismi hakkında vuku bulmamıştır.
" insanların kendi elleriyle işlemiş oldukları hatalar yüzünden denizlerde ve kara da bozulmalar ortaya çıkmıştır. Dönmeleri için Allah işlemiş oldukları günahların bir kısmını onlara dünya da taktıracaktır "
olmayan şeydir. hz. peygamber'in bunu yapma nedeni olarak gösterilen şey ne? müşriklerin istemesi ve hadi madem bahsettiklerin gerçek , bize bir mucize göster demesi. mucize göstererek inandırmak var ise kuran'da bulunan bu ayet bu durumla tamamen çelişiyor. ve bir müslümanın öncelikli olarak ilk kaynağı kuran'dır.
(bkz: enam 35)
eğer hakikati inkar edenlerin sana sırtlarını dönmeleri seni sıkıntıya sokuyorsa ve o nedenle onlara (daha ikna edici) bir mesaj getirmek için yerin dibine inebilecek yahut merdivenle göğe yükselebilecek durumda isen, (durma yap;) ama (unutma ki) eğer allah dileseydi onların tümünü (kendi) rehberliği altında toplardı. o halde, sakın (allahın yollarını) görmezden gelmeye çalışma.
yani ? allah istese zaten yapardı, sen neden bahsediyorsun. dolayısıyla peygamber'i ilahlaştırma gereksiz mucizelerle donatma işinden vazgeçmek lazım . en büyük mucize kuran'dır tabi adam gibi alıp eline okumaya ve anlamaya çabalarsan.
Ek bilgi olarak ayet:
Onlar arasında öyleleri var ki (ey Peygamber) seni dinler (görünür)ler: Ama kalplerinin üstüne, onları hakikati kavramaktan alıkoyan perdeler yerleştirdik, kulaklarına da sağırlık. Ve (hakikatin) bütün işaretleri(ni) görselerdi yine de ona inanmazlardı; o kadar ki, onlar tartışmak için sana geldiklerinde, hakikati inkara şartlanmış olanlar, "Bu, eski zamanların masallarından başka bir şey değil!" derler.
