Sakal, mektup, saraylar kanıt değilmiş madem. O zaman aç camını bak etrafına. Doğaya, aya, güneşe. Yetmedi mi aynaya bak. ellerini birleştir avucuna bak ne yazıyor. elinin şekline bak. Vur suratına hissettiğin acıya bak görebiliyor musun acıyı? Nasıl birşey, ne renk? Bazı şeylere inanmak için görmek gerekmiyor değil mi? Sen Allah'a inanıyorsan, onun peygamberine de, meleklerine de, kitaplarına da, ondan gelecek kaza ve kadare de , ahirete de inanırsın. Allah bizim için varsa eğer Hz. Muhammed'de var demek oluyor bu. Bilmem anlatabildim mi?
he amına koyim topkapı sarayındakiler gerçek değil, siktiri boktan iki tane alman'ın zorlama çıkarımları gerçek. sizin izanınıza sokayım ben. inanmıyorum deyin olsun bitsin. garip bir psikoloji olsa gerek, bu başlık altında tırmalamalarına gerekçe olan duyguyu yaratan. alman boku yemeye ne çok meraklı adam varmış. batıdan sik gelse götlerine sokacaklar, şifa olsun diye.
bu iddia gerçek olmayabilir, yalan olabilir, ancak gerçekte olabilir ama bunu çürütmek için inatla adamlar yılmadan bıkmadan sanki bir bok biliyormuşçasına hala topkapı sarayı'nı söylüyorlar, yok sakalı yok mektuplar varmış bu kanıt değil miymiş? iyide arkadaşım, kanıtlı değil diyoruz kafa basmıyor mu? yardımcı oluruz rahat ol.
eğer amelin kötüyse ömrünü günahlara adayarak geçirdiysen bu tip şeylere gerçekten inanmak istersin.çünkü tek çıkış yolu vicdanen rahat olabilmenin reçetesi inanmamaktır.hele sen gibi 5-6 tane daha adam gördün mü oohoo değme keyfine.
bu iddiayı ortaya atanların götüne topkapı sarayını ve orada sergilenen tebliğ mektuplarını sokmak gerekmektedir. bu zorlama çıkarımı ancak hazımsız bir oryantalist ortaya atabilir. bu iddialara yarrak varmış gibi sarılan ateist, hristiyan, yahudi, islam düşmanı tayfayı da akılsızlıklarından ve meraksızlıklarından ötürü kınıyorum. uzaklara almanlar'a gitmeye gerek yok topkapı'ya gidin.
Müslüman olup dini zayıf olan insanları dinden vazgeçirme çabasıdır. Tamamen saçmalıklarla dolu bir yığın yalanlardır. Peygamberin sakal-ı ve hırka-ı şerifi, onun sahabeleri, yaptığı savaşları, hadisi şerifleri, yaptığı sünnetleri herşeyi yok saymaktadır. Her şeyden öte kuran-ı kerimi yok saymaktadır. Kuran dışında diğer bütün dini kitaplar insanlar tarafından değiştirildiği bir gerçektir. Hz. Muhammed (sav) peygamberin son peygamber olduğu kuşkusuzdur. Hz. Muhammed'i yok saymak, Kuran'ı Kerim'i de yok saymaktır. Kuran'ı Kerim'i yok saymak haşa Allahıda yok saymaktır. Biz müslümanlar olarak şükürler olsun ki inançlı insanlarız ve böyle yalanlara inanacak değiliz. http://www.facebook-video...lan-gencin-konusmasi.html
#13373772
müslümanların kendi dinlerinden haberi olmadığını varsayan yazar, bu ülkede en çok tefsir, hadis, fıkıh, siyer okuyan en çok kurana düşkün(!) olan ama sadece ateist ve sosyalist yada laik literatürden ve eleştirilerden okumaya daha yatkın kesimi övmesi şaşırtıcı değil. çelişki şu; sorgulamadan inanan insanları eleştir, sorgulamadan tek taraflı kaynaklarla inanmamaya yatkın insanları öv.
şimdi kimse ayrımcılık yaptığımı söylemesin alevileri yerine göre bende savunurum, ama ortada bir gerçekte var. kimse alevilerin islami ilimlere ve araştırmalara yatkın insanlar olduğunu iddia edemez.
içindeki münafık ve kafir nefsinin öyle istemesi sonucu atılan yazar iftiraları.
binlerce yıllık tarihi ve devletleri , ergenekon destanı misali anlatmaya çalışan uydum akıllı insan sözleri.
veda hutbesini de uydurdular zaten. benim merhum dedecimin de hiç resmi yok. leylekler getirmiş bizi öyle olmuş babamlar 8 kardeş. sonra da biz olmuşuz.
önce müslümanlığı araştırması gereken bir salağın ortaya attığı ideolojidir. kanıt diye ortaya koyduklarının hepsi saçmalıktır ki sallayıp ta cevap verilesi değildir. cehennemden kart atarsın bana. matbaa nın olmadığı dönemde "neden hemen kitaplaştırılmadı?" gibi aptalca bir soruyu soran insana ne denir ki? bsg? evet kesinlikle.
muhammed'e ait olduğu söylenen şeylerin hiçbirisi kanıtlı değildir, kökeni belli değildir.
cevaba gelecek olursak;
muhammed öldü,
ali öldü,
ömer öldü,
diğer halifeler öldü,
işte kısacası halifeler öldü, katliamlar ortaya çıktı,
kuran'ın orjinalleri yakıldı,
ehlibeyten kimse ortada kalmadı,
ancak hikayelerin yazıldığı, olayların en ince ayrıntısına kadar anlatılabildiği bu dönem, yani neredeyse kimin ne yaptığının bilindiği bu dönem, hiçbir tarih sayfasında yeri yok.bu dönemi bilen yok. o zamanda yaşayan hiç kimse bunu kayıt etmemiş, bir roman, bir hikaye, bir şiirde yer vermemiş.
işte böyle bir dönem hakkında, bu olanlar hakkında hiçbir yerde bir şey geçmiyor. bu bir devletin kaç yıldır neredeydiniz diyeceklere olan cevabıdır. bu dönemler oldu, madem muhammed geldi kuran nerede diyeceklere orjinali yakıldı diyecekler, peki ailesinden kimseler nerde dediklerinde öldürüldü diyecekler. hakkında hikayeler yazacaklar. neler yaptı, neler etti, aile hayatı nasıldı diyeceklere hadisleri sunacaklar 200 300 yıl sonra toplanmış hadisleri. birden muhammed hakkında tek bilgi yokken 200 300 yıl sonra biyografiler yazılacak, çeşitli hikayeler oluşacak. toplu bir devlet hareketi gibi değil mi?
peki insanın yine en çok kafasına takılan ne? buna insanlar nasıl inandı?
çok basit. çünkü bunu devlet emrediyordu. bu devlet demokrat, laik bir devlet değildi. konuşanın öldürüldüğü bir devletti. bunun yanında yeni din iddiasından ziyade devam dini olduğunu savunuldu ve buna itiraz etmezlerdi. zaten 700 lerde arap devleti genel hristiyanlık görüşünden yavaş yavaş ayrılıyordu.
çok açık görülüyor ki 800 ve 900 lerde mekke, medine yeni yeni işleniyor, çünkü önceden bir değerleri yok, tarih sayfalarında yeri yok, özel bir anlamı yok ancak sonradan kayıtlara geçiyor ve insanların ibadet ettikleri yer olarak. dediğim gibi bu yine sonradan oluyor.
evet batı dünyasında özellikle almanyada son dönemde böyle iddialarda bulunan ama bilim çevrelerinde çok fazla ciddiye alınmayan bu tarz bir yaklaşım var. yazar da onların kitaplarına dayandırdığı bu cılız iddiaları gündeme getirerek akıl bulandırmaya çalışıyor.
aynı yazar peygamberin görüşme için sadaka aldığını ciddi ciddi tartışıyor, başka bir gün muhammed yok diyebiliyor.
koskoca arap tarihinin yanlışlığını iddia ediyor adam. mesele hz. muhammed meselesi de değil.
reklamın iyisi kötüsü olmaz, insanların aklına nifak sok yeter meselesi.
rivayetlere göre bunu buraya taşıyan yazarın kapı zili bile
(bkz: ateist olmak) bu kadar yeterde artar size.. siz kim o küçüçük zekanızla "araştırdım diye " ortalarda gezmek kim. siz gidin kumdan kaleler yapın!!!
(bkz: sizin dininiz size, benim dinim bana)
derler ya denemesi bedava diye. o hesap bir baslıktır. kabul eden boyle kabul etsin topragın altında hersey anlasılır zaten. herkes öleceğine göre pek de tartısılır bir tarafı yoktur. gercek yada yalan oldugunu hepimiz göreceğiz. ama dikkat edilmesi gereken husus inananlar için hava hoş ta diğerleri ne yapacaktır?
bir kişi gelmiş daha yazıyı okumadan bunu bana kanıt vermiş. sen hayal dünyanda bir şeyler söyleyeceğine önce bir oku sonra buraya yaz.st. john of damascuss yani şamlı johannes'i ben zaten yazımda yazdım ancak o kuran'dan muhammed'den ve islam'dan bahsetmez. hatta onun bu yazısı muhammed'in yaşamadığına delildir. çünkü kitabında bizlerin ayet dediklerine inansakta inanmasakta, o yazı demiştir yani örneğin tevbe yazısı gibi. ayet dememiştir. bunun sebebi ise islam henüz yokken incil yorumlaması gibi olan kuran ve arap geleneklerini yavaş yavaş taşımaya başlayan kuran, bir allah kitabı değildir dediğim gibi yorumlama gibidir. ve bu şamlı adamda bu kitabı yorumlamıştır ancak zaten araştıran görecek ki onun o kitaptan ayet diye alıp ve sonradan yorumladığı şeyler, bazıları kuran'DA yer almıyor şuan ve bazılarıda değiştirilmiştir.
şamlı johannes ismaililerin taşı/kayayı, sevdiklerini, kutsal saydıklarını, tapındıklarını belirtir. işte bu da dedikleriminiz doğru olduğunu daha da kanıtlar. çünkü halife dönemlerinden sonra gelen abdül melik taşa büyük önem vermiştir ve hristiyan öğretilerini bunun üzerine kurgulamıştır. kaya kubbesi buna örnektir. yani abdül melik bir hristiyandı. ancak farklı düşüncede olan bir hristiyan.