dünyanın yaratılma sebebi insandır. bu bağlamda dünya, hem hz. muhammed için, hem lut için, hem nuh için yaratılmıştır.
bunlar sadece örneklerdir tabi ki, bugün türkiye'deki 70 milyon, aşığı olduğumuz amerika'daki 290 milyon, çok sevdiğimiz rusyadaki 140 küsür milyon için de yaratılmıştır.
buna idolümüz 6 milyon israil'liyi de dahil etmeden geri duramayız.
değersizleştirme amaçlı kullanılabilecek önermedir bu bağlamda. dünya üzerinde yaşayan bilmemkaç milyar insanın herhangi biri için söylenebileceğinden, ağır olmak gerekir kitap'a ve söz'e dayanmayan şeyler söylemek için.
hele hele din adına konuşmak "benim" diyen alimi bile terletirken, ordan burdan ne idüğü belirsiz, anlamsız, bencil ve yahudi söylemini andıran çıkarımlar yapmaya hacet yok.
tanriyi kucumseyen bir soylemdir. sonsuz iradesi ve gucu olan tanri yarattigi milyarlarca insandan biri icin, peygamber de olsa, boyle dusunmez. bu tip soylemler muslumanligi putperestlige ya da peygamberlerini ilahilestiren hiristiyanliga benzetmektedir. unutulmamasi gereken sey peygamberlerin de bizler gibi insan olusudur.
bilemiyorum allah bu evreni kimin için yaratmıstır ama büyük ihtimalle benim için değildir. bir adam daha doğmamıs torunu için okul yaptırabilir ama ben zannetmiyorum ki bu adam vasiyet bıraksın 'torunum ölünce okulu yıkın' diye. allah da bu gezegeni hz muhammed için yarattıysa evrenin olusundan sonuna kadar bu gezengende tutmak zorunda değil. zaten bahsedilen gezengen değil alemdir. yani allah alemin bir tarafından diğer tarafına almıstır belki hz muhammed'i. okul örneğindeki cocuğun sınıf atlaması gibi bişeydir belki.
yanlış anlaşılmaya mahal verebilecek hadis, hz. muhammed allah'ın dininin (hakk yolu da denilebilir) öncüsü ve yol göstericisi olup bu dinin model kişisidir, örnek alınması için dünyaya yollanmıştır. fakat dünya hz. muhammed için yaratıldı dersek yanlış olur kaldı ki kendisi şu an aramızda değil. gönderilmesinin tek amacı teorik kuran'ın pratiğini onda görüp onu model almak idi; bu sayede bir çok nasıl? sorusunun da cevabını almış oluyor idik.
dunyanin yaratilma sebibi olabillir ama kesinlikle kainatin yaratilma sebebi degildir. kainatin yaratilma sebebi insanlardir zaten cogu kisi biraz dusunurse muhammedin 2 milyar yasindaki bir dunyanin yaratilma sebibi olamiyacagini anlar. ayrica muslumanlik dunyada cikarilmis binlerce dinden sadece birisidir.
ödeneksizlikten dolayı yeni bir gezegen yapılamadığı için ademde sürgün olarak muhammedin gezegenine gönderilmiştir. ha teorik olarak adem olmasaydı muhammed de olmazdı dolayısıyla kime yaratıyorlar bu gezegenleri bugün bir toz ve gaz bulutunun kaynaşıp big bang yapması kaça maloluyor haberleri yok galiba. milli servet gidiyor yahu. her neyse, islamın adem ve havvaya inanışı bakımından kendi içinde çelişen önermedir.
1-bu söz, sahih hadis kaynaklı bir sözdür.
2- kainatın ve insanların yaratılışının bütün hikmetlerini tabii ki ihtiva etmez.
3-inanıyorsan bu dine önce incelemelisin.. dininin gerçekleri arasında bu varsa, anlamak için gayret göstermelisin.
4-inanmıyorsan, başkalarının inançlarını kendine hakaret olarak görmekten ve o inançları kendi kıt aklının yettiğince alay konusu yapmaktan kaçınmalısın. *
5- (bkz: ahirette göte girecek entryler)
edit: kainatın büyüklüğü ya da eskiliğini bu sözü çürütmek için savun ma nedeni yapan arkadaşların öncelikle zamanın ve yer in izafiliği* konusunu unutmamalarını diliyorum. eger yüce yaratıcımız, zaman ve mekanla sınırlı olsaydı bu argümanı kullanabilirdik değil mi.
(bkz: bilimsel argümanlar arkasına sığınan cehalet)
islamiyet'in allah tarafından gönderildiğine inanmayan, hz. muhammed'in buda gibi yalnızca bir öğreti sahibi olduğuna inanan bazı sözlük yazarlarının da ciddi ciddi olur mu lan öyle şey diyerek eleştirdiğini görerek beni şaşırtmış hadistir. inanmadığın bir dinin söylediği şeye inanmıyorsun, ulan kendisine inanmıyorsun ki söylediklerine inanasın, neyin tartışmasını yapıyorsun anlamadım.
"çok mantıksız o zaman ben niye dünyaya geldim", ulan ateistsin zaten, ben niye dünyaya geldim sorusunu inanmadığın bir dinin içindeki bir cümleyi okuduktan sonra mı sormak aklına geldi, aferin. madem allah yapacağımız her şeyi biliyordu bizi niye yarattı sorusunun anlamsızlığını önce bir kavra sonra gel inanmadığın bir şeye neden inanmadığını anlat bana, tırsıyorum yakında namaz arap geleneği, oruç eskiden fazla yemek yok diye koyulmuş bir kuraldı, hac da neyin nesi, eskiden tatil yoktu hac vardı, şimdi geçti o devirler diye yorumlayacak aydın, sorgulayan, mantıklı, çağdaş insanlarla dolacak burası. bu kadar akıllı adamı kaldıramayız, ne yaparız sonra.
bu söz kuranda geçiyor olsun olmasın, bu söz bir hadis olsun olmasın hz muhammed bir insan olduğundan ve allah kainatı insan için yarattığından yanlış sayılamayacak önerme.
hem hz muhammed bu durumdan dolayı şımarıp böbürlenmiş bir insan mı, orada burada allah bu dünyayı benim için yarattı diyecek bir insan mı? birazcık onu tanıyorsak böyle bir insan olmadığını anlarız. hem bu dünyanın yaratılış amacının hz muhammed olmaması, hz muhammed'e hiç bir şey kaybettirmez, hiç kimseye de bir şey kazandırmaz. dünya hz muhammed için yaratılmış ama o'na bu durum bir şey kazandırmış mı? öksüz yetim, davası uğruna işkence çeken bir insan olmuş bu dünya da.
bu dünya benim, senin, hz muhammed'in ve de tüm insanlar için yaratılmış. yaşayıp gidiyoruz işte..sonumuz aynı..
ayet değil hadistir. Gerçekten inanan bir insan için hadisin doğruluğu tartışılmazdır.
dipnot: bu hadise laf atmak isteyen kendini bilmezler çıkıp * ben ayetlere inanırım kuran a inanırım, hadis te neymiş diyip te iyice onursuzlaşmasınlar, küçülmesinler.
tasvir edilen Peygamber, biz âciz ve günahkâr kulların asla erişemeyeceği, çok uzaklarda duran, durduğu yerden de bizim ihmal ve isyanlarımızı çatık kaşlarla izleyen haşin bir gözetleyici değildir.yada bize bir kitap getirip bıraktıktan sonra “Benden bu kadar; ne haliniz varsa görün” deyip kenara çekilmiş birisi de değildir.
Kur’ân’ın bize anlattığı Âhirzaman Peygamberi, herşeyden önce, bizden biridir. Bizim dünyamızda yaşamış, bizim katlandığımız sıkıntılara fazlasıyla katlanmış, yetimlikten evlât acısına kadar tatmadığı acı kalmamış, açlık ve yoksulluk çekmiş, sadakatler ve ihanetler görmüş, dostları ve düşmanları olmuş, mutlulukları ve ıztırapları bir arada yaşamış bir insandır.tüm bunları düşününce ondan baska buna layık olacak bir nebi yoktur.
Ayrıca iman insanın yaratılma sebebidir. yani bizler yaratanı îmanla tanımak ve ibâdet etmek için yaratılmışızdır. insan bu yaratılış gayesine uygun hareket ederse âhirette mutlu olacaktır, cennete girecektir bu konudada iman ve ibadeti peygamberimizden daha iyi uygulayan yoktur şüphesiz.
allah zamana da hükmeder, inanıyorum deyip allah ın kudretine sınır biçenlere, "ondan önceki yıllar ne idi ama?" diye düşünenlere selam olsun. kader gibi bir mevzu bu da, nasıl ki allah her yaptığımızı ve yapacağımızı biliyor, yaratılmış olan her şeyin en hayırlısının resulullah olduğunu da biliyor. o yüzdendir ki kendisi tüm güzelliklere en son, "nokta" olarak gelmiştir.
müslüman kardeşlerim; (araştırınız:miraç)
musluman: "dunya hz muhammed icin yaratildi"
hiristiyan: "hayir isa icin yaratildi zaten isa allah'in oglu"
yahudi: "hadi lan onlar comez. kidemli peygamber musa'dir onun icin yaratildi."
budist: "bi gidin cay koyun. mumkunse yesil cay olsun. insanin zihnini acar."
inanları da inanmayanları da rahat bırakmak lazım. gerçek cevapları bu tarafta alamayacağımız kesin. öte tarafa gidince sorarız öyle miydi tanrım böyle miydi diye. tabi cennetin güzelliğinden yada cehennemin ateşinden aklımız başımızdan uçmaz da soru sormayı akıl edebilirsek.
öncelikle "dünya mı insanlar için yaratıldı, yoksa insanlar mı dünya için yaratıldı" sorusuna cevap vermesi gereken önerme, ha daha sonra bunu kişiselleştirebilirsiniz tabi de hz muhammed için yaratılan bu dünyada neden hristiyanlar bu dünyanın hakimi de, müslümanlar da onların ya kapitalizm kölesi ya da maskeli teröristi durumundalar ona pek aklım ermedi.
Hadis: "Allah ahirette Peygamberlere kimliğini kanıtlamak için bacağını açıp baldırını gösterir.” Müslim iman 302, Buhari 97/24,10/29, Hanbel 3/1 Bu hadisi nasıl anlamak gerekir.
Bazı ayet ve hadislerde Allahın eli, Allahın ipi, Allahın Baldırı gibi ifadeler kullanılmaktadır. Bu tür ayetler mütaşabih ayetlerdir. Peygamber efendimizde bazı hadislerinde mütaşabih kelimeler kullanmıştır. Taki insanlar bu meseleri daha iyi anlasın. Nitekim başka bir hadisi şerifte Peygamber efendimiz şöyle buyurmaktadır.
"Ebu Said (ra) anlatıyor. Resulullah (aleyhisselatu vesselam)'ı dinledim, [Baldırların açılacağı, kendilerinin sevdeye davet edileceği gün...(Kalem 42) mealindeki ayetle ilgili olarak> Şöyle diyordu: "Rabbimiz baldırını açar, her mümin erkek ve her mümin kadın O'na secde eder. Dünyada iken kendisine riya ve gösteriş olarak secde edenler geri kalırlar. Onlarda secde etmeye kalkarlar, ancak sırtları bükülmeyen yekpare bir tabakaya dönüşür (ve secde edemezler.)" [Buhari, Tefisr, Nun vel Kalem 2, Tefsir, Nisa 8, Tevhid 24; Müslim, iman 302. (183.>
Kalem suresinin 42. ayetinde "Keşfus - sak" tabiri geçmektedir. Lügat olarak baldırın açılması manasına gelir. Görüldüğü üzere ayeti kerimeden asıl maksat lügat maksadı değildir, belki bir mesaj söz konusudur. Hadis yukarıdaki rivayette baldır kelimesini "sakehu" şeklinde zamir olarak kaydeder. ibnu Hacer bir başka tarikde zamirsiz olarak "sake" şeklinde geldiğini ve bu şeklin -ayeti kerimeye uygunluk arzetmesi sebebiyle- daha doğru oldğunu söyler. Aksi takdirde yukarı ki tercümede aslına muvafık olarak kaydettiğimiz üzere Cenab-ı Hakka baldır izafe ederek, insana teşbih etmek gibi te'vili tekellüflü bir durum ortaya çıkacağını belirtir.
Öyle ise, "baldırı açmaktan" murad nedir? Alimler bunu, "bütün hakikatkerin çırıl çıplak ortaya çıkması (sebebiyle) hesap ve cezanın bütün şiddet ve dehşetiyle hüküm sürmesi" şeklinde anlamışlardır. Nitekim hadiste, Resulullah (aleyhisselatu vesselam) Cenab-ı Hakkın bütün gerçekleri ortaya koyarak hesap verme hadisesinin dehşetini yaşattığı hengamda, dünyada iken kulluğunu samimiyetle yapanlarla, riyakar hareket edenleri tefrik edip mü'minleri dehşetten kurtaracağını, riyakarları da sırtları eğilmez bir hale sokarak cürümlerini yüzlerine vurmak suretiyle, dehşetlerine dehşet katacağını belirtmektedir. Meseleyi tasvir eden ayeti karimenin tam meali şöyledir:
"(Hatırla ki o gün) baldır(lar)ın açılacağı, kendilerinin secdeye davet edileceği bir gündür. Fakat buna güç yetiremeyeceklerdir. evet secdeye davet edilecekler gözleri düşük, kendilerini bir zillet sarmış olarak. Halbuki onlar bu secdeye dünyada herşeyden salim ve sapasağlam iken davet ediliyorlardı. (Kalem 42-43)
bu ayet ve hadisten apaçık ortadadır. Dinin için insanları zorlama, zulüm etme ama dini değiştirmeye çalışana da musamma gösterme.
Kuran: Doğrusu hiçbir günahkar bir başkasının günah yükünü yüklenmez.
53 Necm Suresi 38
Hadis: "ölü ailesinin kendisi için ağlamasından dolayı azaba uğratılır.
bu hadi ve ayetten anlaşılan : ölünün arkasından ağlanıp sızlanmayıp bunun yerine ona dua etmenin daha hayırlı olacağıdır.bizim onun arkasından ağlayıp sızlanmamız ona bizim günahlarımı yüklemez ama her ölünün, öldükten sora aldığı duayı alamadığından dolaylıda olsa zulmetmiş oluruz. unutulmamalıdır ki islam sabır dinindir.
Kuran: "Ben sizden erkek olsun, kadın olsun hiçbir çalışanın ürettiğini boşa çıkarmayacağım. Hepiniz birbirinizdensiniz.
3 Ali imran Suresi 195
Hadis: Kadınlar arasında iyi kadın, yüz tane karga arasında alaca bir karga gibidir.
Buhari 9/1391
bu hadisin gerçekliği hala tartışılıyor ve diyanet işleri tarafından kabul edilmiyor *islam mantık dinidir.
hadislerin gerçekliği ve geçerliği hala tartışılıyor. Hz.muhammed hadislerin yazılmasından yana olmamıştır. Çünkü ileride değiştirilme tehlikesin varlığını kabul etmiştir. islam dinin de zorlama yoktur. **
bizim yol haritamız kuran ı kerimdir. Peygamberimizin ağzından çıkan kelimelrinde başımızın üstünde yeri vardır.