hz ibrahim

entry130 galeri10
    54.
  1. bir türk kavmi olan sümerlerin dinsiz kralı nemruttan kaçıp bugünki arabistana kaçan ve hz muhammedin dedesi olan peygamberdir.
    0 ...
  2. 53.
  3. ibrahim'in ateşe atılması;

    sıcaklığından ötürü kimse yanaşamadı. Ne kadar çalıştılarsa, onu ateşe atamadılar. Aciz kaldılar. Şeytan, ibrahim'in ateşe atılamadığını görünce, hemen, kendisini önemli bir kimse şekline soktu. Önemli bir insan havasında, Nemrut'un karşısına geçti.

    Nemrut ona:
    -Sen kimsin, ne kişisin? Diye sordu.

    Şeytan:
    -işittim ki, şu büyücü kimseyi, ateşe atmak istemiş, atamamışsınız. Sana, onu ateşe atmanın yolunu göstermeye geldim, dedi.

    Nemrut:
    -Yöntemin nedir, söyle bakalım! Dedi.

    Şeytan:
    -O'nu mancınıklarla atın! Diyerek Nemrut'a mancınığın yapılmasını öğretti.

    Mancınık yapılınca, Nemrut emretti, ibrahim'i, zincirlerle bağlı olarak getirdiler. Mancınığa koyup, atmak istediler. Lâkin mancınıkla da atamadılar.

    Tekrar aciz kalınca, yine Şeytan işe karıştı ve şöyle dedi:
    -Bir erkekle bir kız kardeş, burada çiftleşmeli ki, bunu ateşe atabilesiniz!

    Nemrut onun dediği gibi biri kız, biri erkek iki kardeş buldurttu. Açıkta çiftleştirdi.
    ibrahim, sonra mancınığın içine konuldu ve ateşe atıldı. ibrahim mancınıktan fırlatılınca, havada ateşe doğru ilerlemeye başladı.

    Allah(c.c), Cebrail'e emretti:
    -Yetiş! ibrahim havadayken tut!

    Ona: "Ben Cebrail'im de! Benim yapabileceğim bir dileğin var mı? Diye sor", dedi.
    Cebrail, hemen o anda, ibrahim'e yetişti:
    -Ey ibrahim! dedi. Ben Cebrail'im! Allah(c.c.)'nün emriyle sana geldim. Benden ne dilersen dile!

    ibrahim:
    -Benim dileğim, Allah(c.c.)'na dır, sana değildir. Ben O'nun kölesiyim! Ateşte O'nundur! Nasıl dilerse öyle yapsın! Dedi.

    ibrahim, Allah'tan başka kimseden yardım dilemeyerek:
    -Ben sadece Allah'tan yardım isterim dediği için Allah(c.c.), ona, "Halilim" (dostum)dedi ve adı "Halilullah"(Allah'ın dostu) oldu.
    Allah(c.c.), o zaman ateşe şöyle emretti:
    "Biz söyledik: 'Ey ateş, ibrahim'in üzerine soğuk ve selâmet ol!'"
    [ENBiYA(21)/69]
    Ve ibrahim, ateşin ortasına düşünce, ateş dört yana çekildi. Ateşin ortasında bir yer açıldı. Güzel bir pınar çıktı. Çevresi yeşillendi. O da geldi, pınarın yanına oturdu. Ayağındaki zincir bağları çözüldü.

    Nemrut, yüksek bir saray yaptırmıştı. O sarayın üstüne, ağaçtan yüksek bir sedir yapılmasını emretti. O yüksek yere çıkarak, ateşi görmek istedi.

    Hem de şöyle dedi: -ibrahim'in ateş içindeki halini göreyim! Acaba yanıp kavruldu mu?

    Nemrut, ateşin içine baktı. Ateş ortasında, pınarı ve yeşilliği gördü. ibrahim'de, sağ olarak pınarın yanında oturuyordu. Nemrut, bu hal karşısında şaşırdı, kaldı.

    -Ey ibrahim! Diye bağırdı.
    ibrahim'de:
    - Ey Allanın düşmanı! Ne diyorsun? Diye cevap verdi.

    Nemrut: Bu ateşi senin için kim böyle yaptı? Diye sordu.
    O da:
    -Ateşi Yaratan! Dedi.
    Nemrut:
    -O Yaratanın hakkı için ateşin içinden dışarı çık. Seni göreyim! Dedi.

    ibrahim kalktı. Ateşin içinde yürüdü. Nereye
    ayakbastıysa, o yerdeki ateş sönüyor, orası çimenlik oluyordu. Bu suretle ibrahim, dışarı çıktı, durdu.
    Nemrut:
    -Ey ibrahim! Sana ne söyleyeyim! Senin yüce bir Rabbin varmış. Şimdi dileğim, senin Rabbine konukluk etmektir! Dedi.
    ibrahim:
    -Benim Rabbimin konukluğa ihtiyacı yoktur. Dedi.
    Nemrut:
    -Ben onu konuklasam gerek! Dedi. Bin at, bin deve, koyun, sığır ve kuşları; yani sultanları konuklamaya yarar şeyleri getirdiler. Hepsini, ibrahim'in Rabbine karşı kurban ettiler. Ancak Allah(c.c.), hiç birisini kabul etmedi.

    Nemrut, kurbanın kabul edilmediğini anlayınca, ibrahim karşısında mahcup oldu. Bu utançla, ibrahim'in yüzüne bakamadı. Üç gün sarayına kapandı. Nemrut, halkın kendisinden yüz çevirmesinden korktuğu için sabırsızlandı. Saraydan dışarı çıktı, hemen adamlarını, dört bir yana mektuplar yazarak yolladı:
    -Çabucak ordular gönderin! Tamamen silahlansınlar. Gök Tanrısı ile savaş etsem gerek! Dedi.

    Yüz bine yakın talimli asker, Nemrut'un önünde toplandı.
    Sonra Melek, Nemrut'un yanına varıp:
    -Ey zavallı, senin gibi bir biçareye asker ne gerek! Yüce Allah, yarattığı en küçük bir kuluna emrederse, seni de, askerini de yok eder!" Dedi. Yüzünü göğe yöneltti:
    -Yarabbi, Sen, bu tağutun neler söylediğini bilirsin. Bunun helakini, sana havale ediyorum!" Dedi.
    Yüce Allah, yaratıklarının en zayıfı olan sivrisinek ordusuna emretti. Akın akın geldiler. Nemrut ordusundaki askerin, yüzlerine, gözlerine üşüştüler. Sivrisineğin çokluğundan, askerler, birbirlerini görmezlerdi. Her adamı ve atını ısırdığında, acısı dayanılmaz olurdu. Bu acıyla, hayvanlar şaha kalkar, canının acısından, askerleri yerlere fırlatırdı. Böylece, bu zalim ordu, perişan oldu.

    Nemrut, yapayalnız kaldı. Kaçıp, sarayına girdi. Kapıları sağlamca kapattı. O beladan kurtuldum sandı. Fakat Yüce Allah(c.c.), sineklerin en zayıfına emretti. Öyle ki bir gözü kör, bir ayağı topaldı. Baca deliğinden içeri girmiş, Nemrut'un dizi üstüne konmuştu. O, onu tutup öldürmek istedi. Sinek uçtu, yüzüne kondu. O da onu, yüzünden kovmak istedi. Sinek yine uçtu, onun burnunun içine girdi. Oradan beyninin içine kadar yürüdü. Azar azar beynini kemirmeğe başladı.

    Nemrut iki eliyle yüzüne, gözüne vuruyor, acısını bir parça dindirmek istiyordu. Sinek, ona, o kadar işkence ediyordu ki, ne zaman başını sallasa, sineğin kemirişi diniyordu. O da, o zaman rahat ediyordu. Eğer başına, bir şeylerle vurmazlarsa, sineğin beynini yemesi yine devam ediyordu. O zaman, Nemrut'un feryadı göklere çıkıyordu.

    Sonunda, başına vuracak bir görevli gerekti. Tokmaklar hazırlandı. Nemrut'un yakınlarından, nöbetle onun başına vuracak kişiler görevlendirildi. Nemrut, hafif vurandan darılır, kuvvetli vurandan memnun olurdu. işte kendisini "tanrılaştıran" ve kendi çağının en büyük krallığının başındaki zalimin akıbeti!

    Okuyup Zaman Ayırdıgınız için tşk ler, sayg;

    not: çok saygılı yazar arkadaşlar umarız ileri geri yorum yapmazlar. inanmayanlar inananlara saygı göstermelidir.
    3 ...
  4. 52.
  5. bir brahman müridi. hintli. tasavvufun babası.
    hindistan'dan gelip tüm mezopotamyaya peygamgerliği öğretmiştir.
    ayrıca oğlunu kesmeye kalkmamıştır. kesmeye çalıştığı nefsidir, bir sufistin elinde nefsi evlat gibidir, can gibidir.

    (bkz: mezopotamyada peygamberliğin ata sporu olması)
    0 ...
  6. 51.
  7. Kabeyi
    yeniden inşa edişiyle, Hz
    Süleyman (as)'a ve Mimar
    Sinan'a önderlik etmiştir.
    1 ...
  8. 50.
  9. sümerler zamanında yaşamış urfa doğumlu türk peygamber. hacer'den doğma ismail arapların; sare'den doğma ishak ise yahudilerin atasıdır. büyük adamdır, yolundayım.
    0 ...
  10. 49.
  11. eyy mübarek. urfada bulunduğumda o yaz sıcağını bertaraf edip, bizi serinliğine çeken mağarası yok mu? "urfa neden peygamberler şehridir" yakınmalarımı hiçe saymıştı.
    0 ...
  12. 48.
  13. tanrının dünyada olmadığını ve kimseden tanrı olmayacağını savunarak zamanın en büyük devrimini yapmıştır.
    4 ...
  14. 47.
  15. korkusuzca putları devirerek adeta günümüz müslümanına bir metod bırakmış peygamberdir . 'yıkın müslümanlar kahrolası şer putları '
    0 ...
  16. 46.
  17. oğlunu kesme hareketini günümüzde yapsa "şizofreni-paranoyak" tanısıyla bakırköydeki önünde düşünen adam heykeli olan binada yatacağı muhhtemel kişi.
    2 ...
  18. 45.
  19. bazı cahillerin 900 yıl yaşadığını iddia ettiği zat.
    2 ...
  20. 44.
  21. bereket timsalidir. (bkz: halil ibrahim bereketi) halilullah hz.nin bereketi ile ilgili bir kıssa anlatayım:
    birgün hz ibrahim , malının çokluğundan ve hesabının zorluğundan korktuğu için allahütealaya iltica ediyor " ya rabbi! hesabını vermekten aciz olduğum bu nimetlerini azaltıver" diye. allahü teâlâdan nida gelir haliline: " halilim ibrahim! ayağa kalk ve yemeğini ye o halde" şeklinde. hz. ibrahim bir somun ekmeği ayağa kalkarak yer ancak, yakasına , ekmek kırıntılarının yere düşmemesi için bir örtü sıkıştırır ve yemek sonunda örtüye dökülen ve yere düşmeyen o kırıntıları da yer. kısa bir zaman diliminde, malı , bereketi iki katına çıkmıştır. buna bir anlam veremeyen hz. ibrahim, tekrar münacaat ederek , " ya rabbi! ben malımın azalmasını isterken sen çoğalttın. bunun hikmeti nedir" der. hz. allah ise " halilim. sen ekmeğe hürmet ettiğin için malını artırdık. halbuki sana ayağa kalkıp yemek yemeni söylerken , kırıntıları yere dökmeni kastettim" der.
    0 ...
  22. 43.
  23. bir " hasbünallahi ve ni'mel vekil" timsalidir ve ülül azim peygamberdir. halilullah tır. ya ne demek , düşünebiliyo musunuz? 900 küsür sene yaşıyor ve kendisini seven ve inanan seyrek bir ümmete sahip. tüm yurttaşları tarafından dışlanmış olmasına rağmen "o" hiçbir zaman allah'ın dostluğundan başka bir teselli aramamıştır.
    0 ...
  24. 42.
  25. ibrahim ve nemrud hakkında ateş gül balık pınar benzeri hikayeleri taberi ve diğer müslüman yazarlar anlatırlar. bu hikayeler daha önce yahudi efsanelerinde bulunur.
    1 ...
  26. 41.
  27. Eski Ahit'te yazılana göre karısı çok güzel olduğu için öldürülmekten korkar ve onu gittiği yerlerde kızkardeşim olarak tanıtır. Ancak Sara'yı koynuna alacaklara önce bir melek gönderilir ve gerçeği öğrenenler benden ve halkımdan ne istiyorsun da beni öyle bir günaha sürükledin diyerek karısını ona geri verirler. Üstelik bu olay birkaç kez tekrarlanır. Aynı zamanda Hacer adlı bir cariyeden olan ishak adında bir oğlu daha vardır ancak onları Sara^'nın isteği ile gönderir. Özellikle Bizans sanatında meleklerin Sara ve ibrahim'i ziyaret etmeleri, Sara'ya bebek müjdesi vermeleri, Sara'nın onlara pide yapması ve hemen ardından ibrahim'in kardeşi Lut'un da yaşadığı Sodom'a doğru yola çıkmaları sıkça resmedilmiştir.

    Edit; iki kızından da çocuk sahibi olan yanlış anımsamıyorsam kardeşi Lut idi. Lut'un da kızları Sodom'dan kaçtıktan sonra etrafta erkek olmadığını ve babalarını sarhoş edip koynuna girmleleri konusunda anlaşırlar. Önce büyük kızı ertesi gün de küçük kızı onunla olur.
    0 ...
  28. 40.
  29. 39.
  30. 38.
  31. 38.
  32. iki kızından da çocuk peydahlamış ensestçi peygamber.

    bununla da yetinmeyip "çok sarhoştum ne yaptığımı bilmiyordum" geyiğini/martavalını başlatan ilk kişidir.

    günümüzde ibrahimi dinler olarak anılan islam, hristiyanlık ve yahudilik inançlarının tümünün başlangıcını atan kişidir.

    kendisini örnek alanlar arasında bir piç, bir pedofil ve bir de şarlatan vardır.

    "yasal yönden zor durumda kaldık" diye silinme üzerine düzeltme: bu kişilerin torunları dava açmışlar da!

    "yasal yönden zor durumda kaldık" diye silinme üzerine ikinci düzeltme: yaa arkadaş! takma adının görünmediği karanlıklardan sileceğine çık "tck'nın şu şu maddelerine göre şu şu sözcükler başımıza iş açar." de. silmeyen adam değil!
    4 ...
  33. 37.
  34. hiç bir şey blmeden okumadan yazmadan sadece düşünerek ve arayarak Allah ´ı bulması Allah ´ın bir lütfumu yoksa insanoğlunun başardığı mucuizelreden birimi onun yaptığı...?
    3 ...
  35. 36.
  36. tahmini 3500 yıl önce mezopotamya'da ortaya çımış ' beyler tek tanrı var biz onun kullarıyız, onun adı da şudur' demiş olan yahudi. böylece bir ekol başlatmıştır.
    3 ...
  37. 35.
  38. peygamber olması kafi olan kutsal bir beşerdir.
    0 ...
  39. 34.
  40. ibrahim ateşe atılırken melek cebrail gelip "bir dileğin var mı?" dediği, onun da "var ama senden değil" diye cevap verdiği, yine cebrail'in "peki, öyleyse tanrı'dan istesene" demesi üzerine ibrahim peygamber'in "zaten halimi biliyor, ne diye isteyeyim" dediği meşhurdur.

    Aman Allah'ım! Bu nasıl kulluktur, bu nasıl cool'luktur...
    3 ...
  41. 33.
  42. 32.
  43. halilullah.
    isminin anlamı; cemaat babası diye bilinir.. harran da doğduğu yani şanlıurfa da rivayet edilir.. babil halkına peygamber olarak gönderilmiştir..

    ateş bahçesi gül bahçesine çevrilen peygamber..

    putların tümünü kırıp en büyük olana dokunmayıp baltayı onun koluna asmıştır.. gelip 'burda ne oldu' diye soranlara en büyük putu işaret edip işte o bütün putları kırdı demiştir... cünkü o büyük put diğer küçük putlara tapınmanızı istemiyormuş yalnızca kendisine tapınmanızı istiyor... putperestler ama onlar konuşamaz ki dediler, o zaman yazıklar olsun size konuşamayan ve kendilerini kırılmaktan koruyamayanlara mı tapıyorsunuz dediğinde onlar; biz atalarımızı onlara tapar bulduk dediler... onlarda çok iyi biliyorlardı ki o putların ne onlara ne de kendilerine yardım etmekten acizlerdi.. hz ibrahim putperestlerle gerçeği güzel bir şekilde göstermiştir..

    (ibrahim suresi 35-41)
    "hani ibrahim şöyle demişti; " ey rabbim, bu ülkeyi emin kıl, beni ve çocuklarımı bu putlara kulluk yapmaktan uzaklaştır."

    - rabbimiz, gerçekten ben, çocuklarımdan bir kısmını beyt i haram ın yanında ekin olmayan bir vadiye yerleştirdim; rabbimiz, dosdoğru namaz kılsınlar diye (öyle yaptım), böylelikle sen insanların bir kısmının kalblerini onlara ilgi duyar kıl ve onları birtakım rızıklarla rızıklandır. umulur ki şükrederler."

    - rabbimiz, şüphesiz sen, bizim saklı tuttuklarımızı da, açığa vurduklarımız da bilmektesin. yerde ve gökte hiç bir şey Allah a gizli kalmaz.

    - hamd, Allah a aittir ki, o bana ihtiyarlığa rağmen islmail i ve ishak ı armağan etti. şüphesiz benim rabbim, gerçekten duayı işitendir.

    - rabbim, beni namazımda sürekli kıl, soyumdan olanları da. rabbimiz, duamı kabul buyur.

    - rabbimiz, hesabın yapılacağı gün, beni, anne-babamı ve mü minleri bağışla."
    1 ...
  44. 31.
  45. herhangi bir ırka mensup olmayan peygamberdir. ama Yahudiler, ibrahim Peygamberin Yahudi olduğunu, Hıristiyanlar da onun Hıristiyan olduğunu iddia ederler. halbuki tevrat ve incil ondan sonra indirilmiştir. oğlu hz. ismail mekke'de yaşamış ve orada vefat etmiştir, Arapça'yı Cürmihilerden Öğrenmiştir. Bu bakımdan Hz. ismail ve evlatlarına Arab-ı Müsta'ribe (Sonradan Araplaşanlar) denmiştir ve hz. muhammed bir hadis-i şerif'inde ''Ben isa'nın incil'de geleceğimi müjdelediği ve atam ibrahim'in Allah'tan dua ederek soyumdan bir peygamber gönder dediği peygamberim'' demiştir. Hz. Muhammed ve onun cedleri de Arap toplumu içerisinde dünya gelmiş ve Arap terbiyesini alarak yetişmiş ve o kültürel zümreye dâhil olmuşlar, yani Araplaşmışlardır. diğer oğlu hz. ishak Kudüs'e gitmiştir. ishâk aleyhisselâmın diğer oğlu Yâkûb (a.s)'a da peygamberlik verildi. Oğul ve torunlarından peygamberler gelmiştir. Bir adı da isrâil olan Yâkûb aleyhisselâmın soyundan gelenlere sonradan ''isrâiloğulları'' denildi. bu bilgilere dayanarak şöyle diyebilirz: oğlu ishak (as)'ın soyundan gelen Hz. Musa (as)'nın dini üzere olan Yahudilerce, israil oğulları peygamberlerinden biri olan Hz. isa (as)'nın dini üzere olan Hristiyanlarca ve yine hz.muhammed (s.a.v) dini üzere olan müslümanlarca sahiplenilen bir peygamber olmakla bu üç dinin mensupları tarafından saygı duyulan, hatırası muhafaza edilen peygamberlerden biridir.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük