birkaç kez sabahın çok erken saatinde çıkıp yürüyüş yapmışlığım vardı. orada huzurluydum işte. sonra pek de huzurlu olamamış olabilirim.
tertemiz hava, kimsesiz sokaklar. kulağımda mozart, belki cem adrian, belki gazapizm, belki ahmet kaya, bazen sertap erener, bazen eminem, genelde ozbi.
Yalnız kaldığımda.
Diğer odada sevdiklerimin olduğunu bildiğim, seslerinin bana rahatlıkla iliştiği, zaman zaman, istediğim vakit yanlarına gidebileceğim bilincinin olduğu kısa mesafeli bir yalnızlık huzuru bu.