hrant dink'i ahmet taner kışlalı'dan, uğur mumcu'dan ya da abdi ipekçi'den ayıran nedir onu düşünüyorum son zamanlarda.
örneğin bugün çok popülerdi muhtemelen. zira gündemin üst sırlarında yer buldu kendine. hafızası son derece zayıf bir milletin, çok bilinmeyen, neredeyse hiç okunmayan, belki de vasatın altında performans sergileyen bir habercisiydi hrant dink.
belki sokak ortasında bir delikanlı tarafından vurulmasaydı adını bile bilmeyecekti bir çoğumuz.
mesele ermeni olması değil aslında. temel sorun sokak ortasında vurulup yere düşmesi kanımca. denemesi bedava; yarın girin ortalama bir anadolu üniversitesinden içeri ve yüz kişiye sorun; bir bakın bakalım kaçı hablemitoğlu'nu tanıyor. abdi ipekçi'nin gazateci olduğunu kaçı biliyor...
memleketimden faili meçhul manzaralara bir damla kanıyla renk vermiş, tabanı delik ayakkabısıyla gelmiş ve geçmiştir.
kendisiyle ilgili bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan yurdum gençlerinin hakkında bolca atıp tuttuğu, katledildiği ise apaçık ortada olan, Ermeni aydın.
yüzü koyun yere yatan adamdır , üzeri bir naylon ile örtülmüş kundura ayakkabısının tabanı delik adamdır ...
bir fotoğraf karesine sığmış kanlar içinde bir hayattır , malatyada başlayan istanbulda son bulan güvercin ürkekliği ve bir güvercin özgürlüğü arasında geçen kavgalar ile davalar ile geçen bir hayat .
söylenecek pekte bir şey yok aslında vatanı bildiği bu topraklarda vatandaşı olarak öldüğü bir devlette dna 'sı yüzünden idam edilmiş aydın düşünce insanıdır .
Ermeni kökenli bir gazetecidir. Dini, ırkı farklıdır. Her milletin yaptığı gibi kendi ırkını savunmuş; tarihte bir münasebeti bulunmuş millet olan türk milleti ile ilgilide yazılar yazmıştır. Son olarak onun ölümüne yol açan olay; bir yazısında 'türklerin kanı kirlidir' diye yaptığı açıklamasıyla olmuştur.
Peki bu bir çözüm müydü? Ölüm olunca herşey düzeldi mi? O zaman bu mantıkla gidersek dünyada insan kalmaz. Mesela sunniler alevileri, doğulular batılıları öldürsün; ya da israil filistinliler gibi herkes birbirini öldürsün. Tam bir kan davası olayı. Onlardan bir tane, bir tane bizden...
Ama bu pek adilce olmayan bir savaş. bu zamanda, her milletin tarihinden dersler çıkartması gerekirken sen gidip bir gazeteciyi arkasından vuruyorsun. Hemde düşünceleri yüzünden ve hala bu zamanda. Eskiden olduğu gibi. Yeni bir çağ, yeni insanlar. Ama hala en vizdansızca şeyi yapıyoruz bir insanı arkasından vuruyoruz. Peki bir insan karıncayı bile öldürmeye kıyamazken; bir insanın ölümüyle nasıl zevk duyabilirki...
Sürekli bir karşılaştırma hali de var. şehitlerimiz varken biz bir ermeni köpeğine mi üzülüyoruz diye. nefret ediyorum karşılaştırmalardan, tiksiniyorum. ırkçılık yapmıyorum diyen insanların yapmadığı ırkçı hareketler kalmıyor.
Ayrıca tarihe bakarsak göreceğizki; hangi milletler soykırımdan bahsetmiyor. her millet bir soykırım olayından bahsediyor; tarihte böyle olaylar hep yaşanmış. bir millet bir milleti; sonra aynı millet o milleti. zincirleme bir soykırım bu olan.
Öldüğünde bazı kişilerin sokağa döküldüğü agos gazetesi yazarıdır. hepimiz hrantız, hepimiz ermeniyiz diye sokaklara döküldüler. ne kadar hrant tan çok hrantçı varmış vay arkadaş.
".. barış akarsu öldü rock'çı oldunuz, hrant dink öldü ermeni oldunuz, bülent ersoy'un ömrü uzun olsun."
bir web sitesinde gördüğüm cümlenin değiştirilmiş hali.
sahi, bülent ersoy ölürse bülent olurlar mı ? *
sanılanın aksine kesinlikle ermeni millyetçiliği ya da türk düşmanlığı yapmayan, iki halkın kardeş olmasını isteyen bir aydındı. ermeni soykırımı için ermenilere ''unutun gitsin'' diyen bir insandı bu. cinayeti kesinlikle faşistçe, aşşağılıkça ve çirkefcedir. ayrıca bu ülkede düşünce özgürlüğünün olmadığının en büyük kanıtıdır. toprağı bol olsun rahmetlinin.
Ergenekon tarafından öldürüldüğüne inandığım agos gazetesi başyazarı.
cinayetin Ergenekon tarafı hala yargıda. biraz da Ergenekonla ilişkili olmayan medya tarafına, çetelerle, derin yapılarla ilişkilendirmeyen Türk yargısına yansımamış tarafına bakalım.
emin Çölaşan!!!
eski cumhurbaşkanımız ahmet necdet sezer bey'in yolda giderken gördüğü zaman arabasını durdurtacak kadar sevilen emin çölaşan. şimdilerde belli kitlelerce çok okunan fakat tüm türkiye'ye hitap yolunu seçmeyen bir gazete de bir köşe kaparak çiziktirmekte yazılarını. ogün samast kendisinin yazılarını okuduktan sonra hrant dink cinayeti hakkında yasin'in teşvikiyle karar aldığını mahkemede anlattı. yasin hayal adlı sözde kahraman da adaletin önüne çıktı. ogün adlı aldatılmış çocuk da.(evet zavallı aldatılan 17 yaşında bir çocuk) peki ne yazmıştı büyük saygı duyulan dava adamı emin bey de ogün denilen çocuk cinayet işlettirilecek kadar aldatılabildi.
çölaşan; hrant dink'in yazdığı yazısından cımbızla cümleleri çekip hürriyet'e manşet çektirmiş, dink'i günah keçisi ilan etmişti... zaten o yazıdan sonra medya tarafından linç edilen ermeni yazar, yasin hayal'in hedefi haline gelmişti. veli küçük, türklüğe hakaretten yargılanan hrant'ın davasını izlemiş, ermeni yazar orada başına gelecekleri sezmişti. endişelerini günlüğüne de yansıtmıştı. sonuçta olan olmuş ogün samast adlı zavallı aldatılmış bir ülkücü çocuk tarafından -sevelim yada sevmeyelim- bir insan öldürülmüştü. türklüğe hakaretten yargılanan bu adam halbuki trabzonda dindar, ülkücü gençlerle bir araya gelip fikirlerini paylaşabiliyor, yuhalanmıyordu. peki ne oldu da adı haine çıktı bu adamın. tabi ki cevap yazılı ve görsel basın olacaktır. rahip cinayetleri, zirve yayınevi olayı, cumhuriyet mitingleri hangi olayın öncesine gelmiştir tahmin ediniz.... ak parti kapatma davasının!!! ne tesadüf değil mi??... rahipler ölecek, ermeni yazarlar vurulacak, başörtüsü muhabbeti gündeme servis edilip belli insanlara türkiye elden gidiyor şeklinde dolduruşa getirilip, sokaklara dökülecek bu hengamenin toz dumanında parti-partiler kapatılacaktır...! oyun hep aynı ama perdeler değişiyor işte....
burada yazdığım bilgileri edinmek için trt'nin çektiği faili meçhul belgeselleri'nden hrant dink cinayetinin işlendiği bölümden edinebilirsiniz. emin çölaşan ile ilgili sözleri ben söylemiyorum! hrant dink'in kadim dostu yazar ali bayramoğlu söylüyor. bu linç kampanyası emin çölaşan'la başladı.
sözlüğün gerizekalılığı yüzünden peşinen söyleyim ki hrant dink'i ne severim ne sevmem. ama bir kısım insan uzman diğer kısım ermeni oldu. dink mezarından kalkıp gelse ben neymişim ulan? deyip ülkeyi yönetirdi.
ülkenin en dürüst, adam gibi adam gazetecisi uğur mumcu'nun ölüm yıldönümüne geldik. hepimiz türküz, hepimiz cumhuriyetin bekçisiyiz diye haykıracak mısınız? haYıR. e o zaman neden bu feryat?
malesef katledilen ermeni asıllı türk vatandaşıdır.allah rahmet eylesin sevdiklerine sabır versin.
ama cümlenin başında kullandığım malasef kelimesi ölümünün çok abartıldığını düşünmediğim anlamına gelmez e tamam üzüldük ama yeter be yürüyüş yapıyorsunuz bari hepimiz ermeniyiz deyip ülkenizi küçük düşürmeyin.daha dün ermenilerin azerileri katlettiğini bayrağımızı yaktıklarını,uluslararası alanlarda türk bulunmasnı engellemeye çalıştıklarını ne çabuk unuttunuz? http://galeri.uludagsozlu...lletinden-utanmak-216581/
dünya çapında bilinen "düşünce özgürlüğü ve cesur gazetecilik" ödülü, pen award fikir ve düşünce ödülü ve bjornson insan hakları ödüllerini almış ermeni bir yazardır. dink değişik demokratik platformlarda ve sivil toplum örgütlerinde elinden geldiğince görev almıştır. agos gazetesi çıkışında silahlı saldırı sonucunda olay yerinde hayatını kaybetmiştir. suikast türk ve dünya basınında geniş yankı uyandırmıştır. http://www.bidoluhaber.tv...r.tv/izle.php?MedID=19281