öldürülüşünün yıl dönümüyle ilgili o gün hiçbir şey yazamadım. ama bugün türkiye için önemli bir diğer kaybı anarken yine düştü aklıma. o zaman yazamadım. şimdi hala yazarken bile kelimeler zorla çıkıyor elimden. çünkü nispet yapılır gibi katilinin gözümüze sokulmasını hazmedemiyorum. susuyorum. çünkü katilinin sırtının sıvazlanmasını, hapiste semirtilmesini, annesinin onunla gurur duyuşunu aklım almıyor. ama şundan eminim ki er ya da geç türkiye dahil dünya böylesine zalimlerin eline kalmayacak. şimdi vicdanları dahi rahattır belki ama bugüne kadar kimse kimsenin hakkını yiyerek rahata ermedi, onlar da eremeyecek.
başarısız bir ermeni yazar, ölünce meşur olanlardan.
merak ediyorum; şimdiler de yok "kardeşimdi" , "abimdi" diyenler, bu adam ölmeden önce adını biliyorlar mıydı? hatun düşürmek için che tshirt i giyen liseliler gibi, "farklı düşünüyorum", "eleştirmekte gerekiyor ama", "yabancı yazarları takip ediyorum" ayağı çeken, evet ayağı çeken kişiler türemiş.
katili cezasını da en ağır şekilde çekmelidir, bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibidir, bunun da vicdan azabını da çekmesini isterim -vicdanı varsa- tıpkı herhangi bir vatandaşı öldüren herhangi bir katil gibi. ne fazlası , ne azı.
hrant'ın arkadaşları amacına ulaşmış, onun öldürülmesinde ihmali olan kamu görevlilerine sonunda dava açılabilmiştir.
(bkz: muammer güler)
(bkz: celalettin cerrah)
ve 28 kamu görevlisi daha dava listesinde...
öldüğünü duyduğum anda bu ülkeden biraz daha soğuduğum, ölümünden sonra bu ülkenin adalet anlayışını gördükten sonra ülkeden daha fazla soğuduğum fikri ne olursa olsun neyi nasıl söyleyeceğini iyi bilen bi gazeteci.
türkiye demokrasisinin ne denli gelişmiş olduğuna dair bir örnek. siz bugün hala egemen güçlere aykırı şeyler söylediğiniz anda bırakın toplumdan dışlanmayı, düşüncelerinizin bedelini hayatınızla ödeme durumunda kalabiliyorsunuz. kendisini saygıyla anmaktan başka elimden birşey gelmiyor, rahmet diliyorum kendisine.
demin youtube da sonuna kadar tahammül ederek bir röportajını izledim. diyor ki vay efendim türkler ermenilerden korkuyormuş topraklarını alacak diye, ermeniler de türklere kızyormuş soykırımı kabul etmediler diye. tek çözüm diyalogmuş.
hangi kafayla bu açıklamayı yapmış çözemedim, ne de olsa ölmüş gitmiş şimdi bunun arkasından bile kötü konuşmak olmaz fakat sanmıyorum ki bir türk korksun ermenilerden topraklarımızı alacaklar diye. böyle bir şey olsa zaten galaksinin en büyük mantık hatası olurdu.
"ermeni olduğum için hayatımda birçok ayrımcılık yaşadım. bunlardan biri de askerlik yaparken oldu. 1986'da denizli 12. piyade alayı'na sekiz aylık kısa dönem askerlik için gittiğimde, devremdeki tüm arkadaşlarıma yemin töreninden sonra erbaş rütbesi taktılar ve bir tek beni ayırıp er olarak bıraktılar. iki çocuk sahibi koca bir adamdım, umursamamam gerekiyordu belki. amma velakin koymuştu bu ayrımcılık. tören sonunda herkes ailesiyle mutluluğunu paylaşırken, teneke barakanın arkasında saatlerce ağladım."
ermeni asıllı türk vatandaşıdır, gazetecidir, aydındır, düşünürdür, düşüncelerinden korkulandır, susturulandır, demokrattır, düşünce suçlusudur, düşünmesine engel olunandır, fikirleri çığ gibi büyüyendir. bir demecinde '' benim bu topraklarda gözüm var. Evet. Ama üstünde değil altında; buraya gömülmek istiyorum ben. '' demiştir. birçok milliyetçiden daha vatanseverdir, bir çok soyu sopu türk olandan daha çok sevmektedir ülkesini. bu yüzden rahatsızlık duyulmuştur.
ne ermeni diasporası sahip çıkmıştır, ne türkler sahip çıkmıştır. ortada kalanlardandır, avrupa'nın 1915'teki rolünü açık biçimde ve korkmadan anlatan gazetecimizdir.
sadece ermeni olduğu için öldürülen, ama sadece ermenilerinde bir insan olduğunu unutanların üzülmediği, bırakın üzülmeyi saygısızca salladığı adamdır. (bkz: hepimiz hrantız) b
boşu boşuna öldürülmüş gazeteci.kendisinin katil zanlısı olan ogün samast köpekler gibi pişman olduğunu açıklamıştır.zaten neden öldürdüğünü en başından beri kendisi de bilmezdi ya neyse..
hrant dink cinayeti için öldürüleceğini bildikleri halde gerekli önlemi almamak ve görevi ihmal suçlarından açılan davada mahkeme heyeti, Albay Ali Öz ile Yüzbaşı Metin Yıldız'a 6'şar, astsubaylar Hüseyin Yılmaz, Hacı Ömer Ünalır ve Okan Şimşek ile Uzman Çavuş Veysal Şahin'e de 4 er ay hapis cezası verdi. Verilen cezalar ertelenmedi. Sanık Astsubay Gazi Günay ve Uzman Çavuş Önder Araz ise beraat etti.
kendileri türkiye adına bir şanstı. ilk kez bir ermeni açık açık bu denli yüksek sesle iki ulusun sorunlarını dile getiriyordu ve sesleniyordu: ermeniler türklerle, türkler ermenilerle uğraşmamalı diye. ermenilerin tek sorunu 1915 olduğu sürece kendi varlıklarını eksik görmüş olacaklardır ve diğer ülkelerin soykırımı tanıyıp tanımamasının hiçbir önemi yoktur diyecekti.
1915'te acı şeyler yaşanmıştır; fakat bunun sorumlusu sömürgeci avrupa'dır ve osmanlı'nın içerisindeki bir kesim avrupa hayranıdır diyecekti. evet bizler de türkleri öldürdük diyecekti.
her şeyi objektif biçimde tartışabilecek ve yazabilecekti. belki de bu yüzden hem diaspora hem de türkler tarafından sevilmeyecekti; çünkü kimseye yamanmak için bir şeyler kaleme almıyordu. bir gazeteci, bir araştırmacı idi. araştırdıkları doğrultusunda kendi düşüncelerini anlattı ve başkalarının düşüncelerini empoze etmeye çalışmadı.
bir yazısında kaleme aldığı türk'ten boşalacak kirli kan deyimi sürekli onun alehine kullanıldı. oysa ki o türklere karşı düşmanlık değil, ermenilerin türk takıntısından bahsetti ve bu yüzden yargılandı. evet, türklerle uğraşmaktan vazgeçin dediği için 301. maddeden yargılandı.
en çarpıcı cümlelerinden birisi ise şu oldu: evet,bu topraklarda gözümüz var;ancak alıp götürmek için değil,dibine gömülmek için.
bu beyanatı bile aslında her şeyi ortaya koydu. o ermeni asılı bir türkiye cumhuriyeti vatandaşıydı ve bu ülkeye aşıktı. bu aşkı yüzünden, bu tarafsızlığı yüzünden öldürüldü. bu yüzden ölümünün ardından yapılan gösterilerden hem bir kesim türk, hem ermeni diasporası rahatsız oldu.
nasıl bi ülkedeyiz yarabbim ya... hayır davanın içeriği de hiç önemli değil ama resmen dalga geçiliyor insanlarla. adam gibi vermeyeceğiz kayıtları da denebilirdi... en azından dürüst olmuş olunurdu.