abartılan, utanmadan, arlanmadan kahramanlaştırılan , bir şekilde yabancıların eldiveni olmuş gazeteci. kendisini güvercin diye tanıtanlara, niteleyenlere sormak lazım bu adam hangi gazetede yazıyordu diye. bu gazetedeki diğer yazarların kurtuluş savaşı dahil hakaret etmediği, küçümsemediği bir olay, bir değer kaldı mı diye. hayır. bunların hiçbiri önemli değil kimileri için. yaraları kaşıyanların hiçbir suçu yok. insanları sinirlendirenlerin hiçbir suçu yok. sevan nişanyan adlı gereksiz zat bırakın bu ülkeyi yönetemiyorsunuz dediğinde onun hiçbir suçu yok değil mi? bu ülkenin insanlarının en önem verdiği iki şey din ve vatanken bu sözler hiç ama hiç germiyor ortalığı değil mi? ya da bir başkasının elbette. kendisi de insanların hassas olduğu yerleri kaşımıştır. kendisi de haddini aşmıştır. hiç kimse hasta ruhlu değil . hiç kimse 13.cumadan fırlamadı . ama bir etki varsa bir tepki de olacaktır. bu kadar net.
beyaz bere satışlarının patlamasının sebebi olan insan. ciddi bakacak olursak aslında yapılan onca eyleme anlam verememişimdir. tamam hrant dink yaptıklarından dolayı öldürülsün demiyorum ama biraz mantık katmak gerek düşüncelere. öldürerek çözmek ahmak işidir. düşüncelere saygı duymak gerekir. fakat olayın arkasında yatan başka kuyruk acılarını gün ışığına çıkarmayı gerektirmez.yıllardan beri süre gelen sözde soykırım iddalarına gün doğurmuş bir ölümdür ne yazık ki.insanların başkalarının ölümlerinden çıkar sağlaması hiç hoş değildir.objettiflik işidir.
hiç kimse tarafından sevilmedi. ne o taraf sahip çıktı ne bu taraf kucak açtı. ortada kaldı öksüz bir çocuk gibi. yuhalandı, küfür edildi defalarca yapanlar bile bilmiyorlardı neden yaptıklarını. sokakta yürürken kimse anlamazdı ermeni olduğunu, yurdum insanıydı işte. sonra birileri farkına vardı. " ermeni, vatan haini " diye işaret ettirildi birileri tarafından. git dendi kaç kez ama dinlemedi. herkesin endişeyle beklediği oldu. sırtından vuruldu. katili söylemişti zaten " biraz daha bekleseydim vuramazdım arkasına geçip sırtına ateş ettim " diye. öldükten sonra da yaranamadı kimseye. ne o taraf ne bu taraf huzur verdi toprakta.
dini nitelikli bir cinayettir. yani katil dink'i ermeni olduğu için değil, hristiyan olduğu için öldürdü.
ama lugatı 3-5 kelimeden oluşan komünistlerden ve yardakçılarından faşist tanımını yapmasını beklemiyorduk. zira bunlar kendinden olmayan herkese faşist diyorlar.
türkiye'de ermeni olduğu için değil hristiyan olduğu için öldürülmüştür. bu kötü olayı türk milliyetçiliği ile bağdaştırmak eblehliktir.
öldürülmesi, ülkeyi bir ermeni açılımına kadar itmiş gazeteci.
düşünün...
önce dink öldürüldü ve yüz binler sokaklarda "hepimiz ermeni'yiz" diye haykırdı... sonra sözde ermeni soykırımına karşı başarı ile mücadele veren ttk başkanı yusuf halaçoğlu ani bir kararla görevinden alındı... daha sonra on binler durduk yere "özür diliyoruz" gibi abuk bir kampanya içine girdi... en son olarak da ermenistan ile protokoller, sınır açmalar falan yaşandı ve sözde soykırım birçok ülkenin meclisinden geçti... sonrasında neler olur bilmiyorum ama acaba diyorum, kendimizi borçlu ve mahçup hissedelim de, ermenistan'a koşulsuz taviz(ler) verilirken ses etmeyelim diye mi öldürüldü dink?
asiri fasist kimseler tarafindan öldürülmüs yazardir. dinden dolayi öldürülmesi de bir tür fasistliktir zaten bin bir türlü neden cikarip cinayeti hakli cikarmaya calismak yanlis bir mantiktir.
ermeni asıllı Türkiye sosyalist yazarı.
faşist güçler tarafından katledilmiştir.Ölürken bile şerefli ve gururluydu.En acı olay ise çok parası var onun diyenlerin bile kızardığı delik ayakkabısıdır.
301. maddeden yargılanmıştır.
öldürülene kadar adını bile duymayanların bugün ahıtlar yakıp hepimiz bilmem neyiz diye çemkirdikleri insan.
ölüsünün bi kıymeti yok beyler. hayattayken yapacaktınız bunları.
katlinden önce adını bile duymamıştım.katlinden sonra ise henüz çocuk sayılırdım,ve 'eğer türklüğe hakaret ettiyse,iyi olmuş' diye geçirmiştim aklımdan.ölümünden sonra yazılarını okumaya başladım,özellikle söz konusu yazısını.defalarca okumuş olmama rağmen hiçbir hakaret ibaresi gözüme çarpmamıştı.*ama işin garip tarafı,onu okumaya başladıktan sonra,eğer türklüğe ya da başka bir şeye hakaret etmiş olsaydı bile,o da dahil hiçbir insan öldürülmeyi hakedemezdi.bunu anlamaya,idrak etmeye başlamıştım.dil ile işlenen suçun cezası koca bir vücudun fani hayattan bir fani tarafından silinmesi olamazdı,olmamalıydı.yumruğumu ilk defa ocak 2010'da,onun için havaya kaldırdım.bir ermeni için,ya da bir türk için,bir görüş için ya da bir din için değil,salt,bir insanın yaşama hakkı için kalktı o yumruk havaya.gurur duyuyorum geç de olsa bir okuru olmaktan,ve ilk yumruğumu hrant adlı insan için havaya kaldırmış olmaktan.
"Evet, biz Ermenilerin bu topraklarda gözümüz var. Var, çünkü kökümüz burada. Ama merak etmeyin. Bu toprakları alıp gitmek için değil. Bu toprakların gelip dibine gömülmek için..."
--spoiler--
1 haziran 2004
Yüz yıl önce Ermeniler bekliyordu ingiliz fransız ittifakını..
Şimdi Kürtler bekliyor Amerikan ingiliz ittifakını..
Osmanlı topraklarında yüzyıl önce oynanan oyun bu kez ırak topraklarında sahneleniyor.
Hiçbir emperyalist ülke bir milletin kara kaşı kara gözü için onu kurtarmaya gitmez. O önce kendi çıkarını düşünür. işine geldiğinde de anında satar arkasına bile bakmadan çeker gider.
Nitekim yüzyıl önceki o beklentiler, o umutlar Ermeniler açısından tam bir hüsranla sonuçlandı işte.beklentilerinin gerçekleşmemesi bir yana, varlığını o zamana dek belli bir millet sistematiği içerisinde sürdürebilen ermeni halkının büyük bölümü yok edildi, bir milletin kökünün kazınmasına vesile olundu. Koca halkın Anadolu üzerindeki tüm izlerinin silinmesine kapı aralandı.
iyisi mi sen gel ey kürt kardeşim..sen gel şu işi bir bilene sor. Şu ermeni kardeşinin bilirkişiliğine güven.
Böylesi savaş ortamlarına güvenme.
Bil ki bu savaş ortamları zalimlerin nezdinde bitirilmemiş hesaplara da kökten çözüme kavuşturulduğu tuzak fırsatlardır.
Bu tuzağa düşme.
--spoiler--
hrant dink ten..
faşist milliyetçilerin bunlar gözünden kaçmış anlaşılan..
edit: kendisi sanıldığı gibi diasporaya da körü körüne inanmışlardan değildir.
ermeni olduğu için değil hristiyan olduğu için öldürülen adam.
''türk'ten boşalacak o zehirli kanın yerini dolduracak temiz kan, ermeni'nin ermenistan'la kuracağı asil damarında mevcuttur. yeter ki bu mevcudiyetin farkında olunsun" sözlerini etmiş biridir aynı zamanda. yani ermenileri asil kan türkleri zehirli kan ilan ediyor. * ayrıca kimse kimseye üzülmek zorunda değil. o yüzden sizler kimseye kendini ermeni yerine koy, hristiyan yerine koy deme hakkına bile sahip değilsiniz.
amerika bieleşik devletleri, nasıl ki afganistan'a girebilmek için, kendi kulelerini patlatarak sistemli bir biçimde yıkmış ve bunu cia tarafından yetiştirilmiş bir ajan olan, usam bin ladin'e maletmişse, benzer şekilde ırak'a girebilmek için, yine bir amerikan ajanı olan saddam hüseyin'i kullanmışsa, türkiye'de yaşanan hrant dink olayı da bunun benzeridir.
saddam hüseyin, gerçek bir ıraklı ve amerikan düşmanı olarak görünüyordu, ama aslında amerika'ya çalışıyordu. saddam diye biri ırak'ın başında olmasaydı, amerika, ırak'a saldırmasını asla haklı bir gerekçeye dayandıramayacaktı. benzer şekilde usame bin ladin, gerçek bir afgan ve müslüman olarak görünüyor. amerika'dan nefret ettiği sanılıyor. ancak, şu anda usame bin ladin'in cia tarafından yetiştirildiği, her ne kadar amerikan yönetimi bu konu hakkında tek bir açıklama yapmasada ** resmi belgelerle kanıtlanmış durumda. ayrıca 11 eylül saldırılarının düzmece olduğu ve bizzat cia tarafından gerçekleştirildiği de kanıtlanmış durumda. bu konuda ortaya atılan iddiaların hiçbiri amerikan hükümeti tarafından yalanlanmadı.
şimdi gelelim, hrant dink olayına. meseleye şu açıdan bakmak lazım, bu adamın ölümü kimin yararına olur? çünkü böyle bir admın öldürülmesi olayını münferit bir eylem olarak kabul etmek, faşistler yaptı demek başlı başına bir cehalet örneğidir. bunu yapan kişilrin, türk milliyetçisi ve faşist oldukları iddia edildi. yaptıranların da aynı düşünceye sahip kişiler olduğu söylendi. ancak bu şahsın ölümü, türklere ve türk milliyetçilerine zarar verdi, onları zor duruma soktu ve belli tavizler vermek zorunda bıraktı. öyleyse, türk milliyetçilerinin, daha doğrus faşist olarak nitelendirilen insanların bu eylemi gerçekleştirdiğine inanmak saçmalık olur.
öyleyse kim yaptı? cevabı belli. bu ölümden çıkar sağlayan kesim. kim onlar? türkiye'de yaşayan ve teşkilatlanmış durumda bulunan ermeniler. evet, hrant dink'i bizzat türkiye'deki faal ermeni hareketi öldürtmüştür. bu ölümden sonra, ermeniler türkiye'nin her yerinde ayaklandılar. her yaptıkları haklı görülmeye başlandı. her konuda taviz verilmeye başlandı. soykırım iddiaları bu sayede yeniden gündeme geldi. devlet içerisinde var olan teşkilatşlanma çalışmaları, daha bir hız kazandı. bizim saf halkımız da "hepimiz ermeniyiz" söylemiyle buna daha da yardımcı oldu.
uzun lafın kısası, olayın iç yüzüne bakmak gerekir. "eee ogün samast öldürdü, emri yasin hayal verdi, bu adamlar ülkücü, öyleyse hrant dink'i ülkücüler öldürdü" şeklindeki sığ fikirlerden kurtulmamız gerekiyor. bunlar sadece bize empoze edilmek istenen şeyler. türkiye'de yaşanan olayların gerçek yüzünü öğrenmek için ise yapılması gereken şey basit. olayın failini bulmak için tek bir soru sormamız gerekiyor;
bir kaç aklı evvel solcucan kardeşimiz, papa süikastını milliyetçi kesime yıktıkları gibi bu suikastide milliyetçi kesime yıkmak istemektedirler. ama onlarda gerçeği biliyorlar ki; papa ölse rusya kazanırdı ve papanın ölmesi türk milliyetçilerine hiç bir çıkar sağlamazdı. aynen hrant dink cinayetinde olduğu gibi.
entellektüel solcucan kardeşlerimizin, bu olaylara biraz daha objektif bakmaları gerekicek.
yine "amerika'nın oyunu bunlar" diye oradan burdan yırtmaya çalışan kesimin insanlıktan haberi olmadığını kanıtlayan kişidir. her şeyden önce bir ailesi ve insan olduğu unutuluyordur yine. dahası "o türklere kaka dedi" diyip katledilmesini uygun bulan aptallar, siz de her gün kürtlere bok atmıyor musunuz? o zaman sizi de kürtler öldürsün. nasıl bir düşünce lan bu? faşistliğinizi üzerinizden sıyırmanız için "ölüm" denen duygunun ne olduğunu bilmeniz gerekiyor azizim.
aihm'nin verdiği kararla gönlümüze bir göz kırpmıştır, eminim : "buradan bile doğruyu, hakkı söylediğimi görebiliyorum kardeşlerim. buradan bile. ve onlar, benim sesimi kestiklerini sananlar, onlar da ortaya çıkarılacaklar bir gün. umut kardeşlerim, umut. beni de buraya sokan o umuttur, ama, umut işte."
ensesinden tek kurşun ile katli vacip görülmüş bir güzel ermeni... bir güzel adam. ama hani ağzımızı dolduracak cinsten, adam gibi adam...
ben bazen ağlıyorum, hrantın o hüzünlü görüntüsü geliyor aklıma, bir sigara yakıyorum, sonra etimde söndürmek istiyorum o sigarayı, o na sahip çıkamayan benin, ben'lerin etinde. hesabını soramadığımız insanların çehresine bürünüyor hrantın çehresi. ben bazen... evet ağlıyorum.
hrantı düşününce, gülümsüyorum ilk. hayatıma nasıl dahil olduğunu anımsıyorum. sadece o'nu okumak için bir gazeteye müdavim oluşumu. sonra özlemi yakıyor etimi, ama nasıl bir yakmak ey sözlük.. işte o zaman, sigaramı etimde söndürmek istiyorum. kendimi ateşe vermek.
ben ağlıyorum bazen sözlük, ne zaman bir güvercin görsem... peşinde bir küçük çocuk koşturuyor. o güvercin hrant oluyor, o küçük çocuk ben. işte o zaman, ceplerimdeki tohumları toprağa ekmek, emektar avuçlarımla su vermek istiyorum o ağaç tohumuna. umutlanıyorum ben bazen.
sonra aklıma geliyor o tek kurşun. sesini duyuyorum. ve kokusunu barutun. kusasım geliyor ey sözlük. insanlığımızın taa orta yerine. işte böyle zamanlarda kafamı parçalamak istiyorum. düşünmemek istiyorum katli ensesinden tek bir kurşun ile vacip görülenleri. duvarlara vura vura kafamı, parçalamak istiyorum.
sonra ellerime bakıyorum sözlük, en az ogün kadar kan içinde ellerimiz. hesabını soramadığımız her bir kişinin kanına batırdık ellerimizi.