Rezil bir durumdur, ve nedense bu gelen şahıslar hep çok uzaktan akraba olur. Tüm bunlar yetmezmiş gibi, bir de en az bir hafta sizde kalırlar. Süre bir haftayı aştığında, evin gencinin ağzından şu cümleler dökülür; " Evlatlık olduğumu anladım. Bavullarımı toplayıp, en yakın zamanda çocuk esirgeme kurumuna yerleşiyorum."
zorla öperler ve zorla ellerini öptürürler. bir de terlilerse buyrun cinayet sebebi. bir de onun bilgisayarınızın başına oturan çocuğu varsa değmeyin kininize. sizin içten gelen sesiniz, evin mi yandı sanki ne demeye kalıyosun bsg artık der. akraba da olsa, sevilmedi mi sevilmeyen insanlardır. ve gördüğüm kadarıyla da arsız olurlar, özellikle yemek konusunda. çevrenizden birinin veya sizin düğün zamanınızda bunları tespit etmek kolaylaşacaktır.
istemediğin ot burnunun dibinde biter dedikleri şeydir. evde "ya bunlar nerden çıktı?" nidaları yükselirken "gelene git mi diyelim?" atağıyla bastırılırsınız. onlar hep gelir yine de gelecektir!
gıcık olunur ya bi git evin yokmu senin ne o çat kapı burdasın gibi şeyler söylersiniz ama şaka olduğunu sanır gitmezde gitmez anneden laf işittiğinizle kalırsınız güya kırk yılın başı geliyordur gelmesin kardeşim hiç gelmesin.
berbat ötesi bir durumdur. normal kısa zorunlu görüşmelerde dahi zor katlanılırken samimiyetsiz akrabaya, 24 saat aynı çatı altında buluncağın düşüncesi bile çıldırtır için için. ne zaman gidecek ki sorusu kemirir durur ev ahalisini.