hayal kırıklığına uğratır. "hadi şurda bi çay içelim" dediğinde yüzünde oluşan sinsi tereddüt ve isteksizliği fazlasıyla can sıkar. sonra anlarsın ki bu varlığın çayla arası yoktur. günde 300 bardak çay içen bi bünye olarak bozulursun. masadaki bir soda şişesi ya da koca kulplu iğreti fincan; sıcak çay bardağını avucunda hissettmişliğine ve çay bardağına yüklediğin manalara hakaret gibi gelir. böyle de kıl bir adamım. uyumsuzluklar gözüme batar.
Sen seviyorsun diye o da sevecek diye bir şey yok ki... ıhlamur olsa neyse...
Ben çok fazla çay içemem mesela. Çok samimi bir ortam olduğunda ancak, kırk yılda bir. Onda da 4-5 şeker atmadan tatsız gelir. Napayım hoşlaştığım bey için günde en az iki bardaktan on adet şeker mi tüketeyim.