muhtemelen aşkın ya da hissedilen duygu hangi yoğunluktaysa ve nasıl adlandırılıyorsa onun, en güzel evresidir. zira henüz hayaller yıkılmamış, hayal kırıklığıyla tanışılmamıştır. bunların hiçbiri yaşanmayacak olsa bile kafadaki süslü hayalleri ona giydirmek çok daha sevimlidir.
hic yaklasmadan gotum gotum uzaklasilmali ve tez vakitte unutulmalidir. insana en cok hislandigi kisi zarar verir netekim. hele hoslandigini belli etmek gibi bi gaflete dusulup o gotu kaldirdiysaniz antidepresan stoku zulalanmaya baslanmali vesselam.
Derin bir nefes almak gibidir. O şekil, o estetik duruş, o tavırlar, haller, hareketler... bu mucize tam karşımda, uğruna savaşsam bir ömür cephe cephe dolaşmaya razıyım ama tam karşımda ama benim olamıyor diyerek psiko-sosyal dengeleri falan sorgulayıp düşünmekten filozof eder adamı.
Yıllar geçti üzerinden ama o günleri özlüyorum, çünkü artık izleyecek kadar yakınımda değil.
en iyi bildigim şeylerden biridir. gölge gibi peşinde dolaşırsınız, alışkanlıklarını ögrenirsiniz, ne zaman nereye gider, hangi saatte tuvalete gider, evi nerde hepsini ögrenir, takibe başlarsınız. tüm hayatanız olur, herşeyini bilirsiniz, tatile gittigi yere gitmemek için nedenler ararsınız. hatta kaliteli bir parfüm kullanıyorsa, birkaç dakika sonra gittigi yerde bulundugunu hissedersiniz.
(bkz: Hastalıklı aşk)
(bkz: yok artık)
Aslında aşkın en masum halidir. Platonik takılıyordur belki ama hiç değilse ''Söylersem birgün bitcek'' korkusunu yaşamıyordur. Onu izlerken salakça bir gülümseme bile yaşayabilirsin.
bir nevi ajanlıktır. o kişi nerdeyse sen de orda bitersin. yaptığı her şeyi bilirsin, çünkü sürekli takiptesindir. yüzünde şapşal bir gülümsemeyle onu izler, bir dünya hayal kurarsın. büyük ihtimalle o senin farkında bile değildir. ya da onu görünce heyecanlanıp bir şeyler kırıp döktüysen oradan hatırlıyordur. her şeye rağmen aşkın en güzel halidir.
bu askin ilk evresimidir degilmidir bilmiyorum. hic ask diye düsünmemistim ben bunu. burdakileri okudukca platonik asik miyim diye kendimden süphe ettim.
ama bildigim tek sey var, o da bunun kelimelerle ifade edemiyecek kadar güzel bisey oldugu. öyle uzaktan uzaktan izlersin, ona farkettirmemeye calisirsin. her baktiginda ayri bi yerine hayran olursun, allah'im o nasil güzel bi burun, nasil güzel elleri var diye diye kendi kendine söyler durursun. olur da göz göze gelirsin, birden kalbin bi tuhaf atmaya baslar. isin en kötüsü bunu yaparken istemsizce yüze yerlesen aptal gülümseme, engel de olamiyor insan * az önce gitti ama ben bunu yazarken bile onun ordaki halini düsünerek salak salak siritiyorum.
ama bu her zaman korkaklik cesaretsizlik degildir. mesela ben zaten biliyorum bunun devaminin gelemeyecegini. bunun gelecegi yok, niye daha fazlasini yapip elimde bulunan bu güzel olayin büyüsünü bozayim. ha evet, kokusunu da duymak isterdim ama kokusunu duydugum anda onu uzaktan izlemeyi birakmam lazim. bunu göze alamam. böyle iyi. böyle güzel.
Hele bir de o sana kankası gözüyle bakıyorsa berbattır. Sana gelip kız arkadaşlarını anlatır, olaylar üzerine kritik yaptırır..Sen baş tacımsın der ama arkadaşısındır..Çok sarhoş olduğun bir gece hafif açılırsın, ima edersin, anlar ve benim kalbim dolu der..Kendini aşağılanmış hissedersin, bu boktan duruma soktuğun için nefret edersin kendinden...Ama o gene sabah yataktan kalkar kalkmaz sana günaydın birtanem diye mesaj atar. Kafan bir milyon olur. Nasıl bir arkadaşlıktır bu deyip kafayı yersin. Ahanda benim durumum budur.