olmasını istemediğiniz durum illa ki olur. kendinizi çok kasarsınız, düzgün konuşayım, salak gibi gözükmeyeyim diye ama illa ki tam tersi olur. nefret edersiniz kendinizden ama, yapı meselesidir. ayrıca güzeldir saçmalamak ya, insanı şirin gösterebilir bazen. sonuçta kendin gibi oluyorsun, kasılıp kalmıyorsun. karşındaki kişi anlayış gösterecektir eminim.
erkeklerde bu konuda çok garipler. kendimden biliyorum.
1.hoşlanılan kişi o ortamda ise sürekli konuşma isteği oluyor. özellikle başka kız arkadaşlardan bahsedilir ki bak ben ayı değilim etrafımda dolu kız var ama seni tercih ediyorum.
-hacı o gün aysungille gittik gezdik bla bla bla
2.sürekli birilerine laf sokma. bir laf yetiştirme.
-tamam ya siz uzayın o zaman hadi.
-benim işim çok sizi mi bekleyeceğim
-öff amma yaptın ha sende gibi gibi gibi
3.böyle sanki o ortamda bi onun için varmış gibi haraketleri.
-mekan pek güzel değil sanki ama olsun ya (kızın gözlerine bakmaya çalışılır bu esnada)
4.arkadaşların sorularına kısa cevaplar.
-yarin sınavın kaçta
-üç
lise 3'deyken okulun yemekhanesindeyiz.arkadaşlarla oturacağımız masayı seçmişiz yemek almaya gidecez derken, bir de baktım 'o' geliyor yanıma.elim ayağıma dolaştı bir anda ve aramızda aynen şu diyalog geçti;
+burada mı oturuyorsunuz?**
-yok ya biz cumhuriyet caddesinde oturuyoruz.**
+!? neyse tamam.
o günden sonra suratıma bakmayacağını düşünmüştüm ama nedense tam tersi oldu.
sonuç:bazen saçmalamak hiçte kötü birşey değilmiş.
henüz kendine güveni olmayan, muhtemelen ergenlik çağında ki ergenlerin başına gelen durumdur. uzaktan bakıldığın da sevimli olduğu bile gözlemlenebilir.
heyecandan bahsettiği konudan çıkıp, tamamen başka konu hakkında konuşup bunu çok geç fark etmektir. Çocuğun gülümsediğini gördüğünüzde herşeyin ortaya çıktığı açıklığa kavuşur.
Hoşlanılan kızla okula geç kalınmıştır akabinde okul müdürü koridorda görür:
-Neden geç kaldınız?
+Servisi kaçırdık hocam.
-Tamam gidin hadi sınıflarınıza.
-Alooo anten nereye(lavuk bana demekte)
+Imm şeyy kalemimi düşürmüştüm de hocam ondan şey oldu(yok artık)
Kıza o kadar alışılmıştırki kendi sınıfını unutup kızın sınıfına gidilmiştir.
kalbin normal zamanlara göre daha hızlı çalışıp, aşırı kan ponpalamasını müteakip vücut ısısındaki artış ve devamında zihinde oluşan kargaşa ile genellikle sorulan sorulara verilen anlamsız cevaplar bütünüdür.
çok masumca birşeydir.hep düşündüğünüz kişinin yanında bile onu düşünmektir aslında ve konuşamamaktır.genelde hmm tamam diye tepki almanız da normaldir.önemli olan kızın bu durumu anlaması ve akıllıysa çaktırmaması gerekir.tabi bir de onun da sizden hoşlanması.
karşıdan sana doğru gelirken bakışlarını kaçırman, dibine kadar geldiğinde (dikkat et sözlük dibine kadar gelmiş diyorum) selam vereceğine el sallaman ve salak gibi gülmen, karşındaki insandan da aynı tepkiyi alman kadar şapşalcasına şahit olmadım sözlük.
+ fuat neden suspus oldun sen öyle?
- bi an bi ürperti geldi korktum
+ korkuyor musun?
- evet
+ neden korkuyorsun şimdi durup dururken?
- hoşlanılan kişinin yanında saçmalamak tan korkuyorum. içimden sana ilkokul 4 e giderken okulun yanındaki inşaatın 2. katından kuma atlayıp kolumu kırdığım olayı anlatmamak için kendimi zor tutuyorum. n'olur gelme üstüme.
+ hangi kolun getir öpim hihi *
- seni yiiğerim yiiğerim.
duygusal karmaşanın sonucudur. "acaba ne desem de etkilesem, nelerden hoşlanır, ne söylersem benden hoşlanır, iki laf edim de aklı başında sansın", gibi ışık hızında beyne gelip takılan soruların yarattığı karmaşa ve heyecandan, atan kalbin sesinin her şeyi bastırması sonucunda; ne yapacağını şaşırmaktır. Beynin ele ayağa, dile hüküm geçirememesidir. Bazen heyecan öyle boyutlara varır ki, insan konuşurken "allahım, bunları söyleyen ben olamam" diye şaşırır.