bu kelimenin büyüsüne kapılsın ya da bilinçli kullananlar en büyük referansına bile hoşgörü tanımaz. yurt edinmeye çalışan akın akın anadoluya göçen her telden insanlara mevlana nın tutumunu okutacaklarsa ders olarak okutsunlar göz ardı etmesinler adamı.
birinin çocukça sizi delirtmek istediği davranışlarına hoşgörülü davranmak karşınızdakinin iyice yetersiz hissetmesine sebep olabilir.her durumda hoşgörü kendine güvendir.
anahtardır. Çoğu zaman yapamadığın zaten de çoğu zaman da sana karşı yapılmayan eylemdir. Ne güzeldir '' hoş gör '' den gelir. Yapılmayı becerebildiğimiz zaman aslında hayatın bir çok stresini üzerimizden atabileceğimiz bir durum. Bazen insanı sadece insan olduğu için hoş görmek bile kafana yük olan bir sürü düşünceyi alır gider. Hele bir de Mevlana dediyse var ya yaraya ilaç derde derman durum. (bkz: Bütün dünya buna inansa bir inansa)
Hoşgörü, müsamaha, tahammül, tesamuh, katlanma, görmezden gelme veya göz yumma, başkalarını eylem ve yargılarında serbest bırakma, kendi görüşümüze ve çoğunluğun görüş biçimine aykırı düşen görüşlere sabırla, hem de yan tutmadan katlanma demektir. izin verme, aldırmama, iyi karşılama anlamlarına da gelir.
Sosyal ilişkilerde bir tarafın, bazen farkında olmadan, kasıtlı olmayarak, bazen de kasıtla diğer tarafa (maddi/manevi) zarar verebilecek bir sahne yaratması durumunda, diğer tarafın bunu görmezden gelerek veya cevabınından vazgeçerek ödün vermek tahammülünü (erdem) gösterebilmesidir. Tasavvufta Mevlana hoşgörüye örnektir. *
isim olarak sevmediğim tamlama biçimidir. hoşgörü, hoş gören tarafın kendi tarafını en doğru, hoş görülen tarafın da yanlış ya da sapkınca olduğunu kabul ettiği andır. yani içinde hoşgörüsüzlük içerir hoşgörü.
"Hepimiz farklı sıfatlarla sıfatlandırıldık. Şayet Allah herkesin tıpatıp aynı olmasını isteseydi, hiç şüphesiz öyle yapardı. Farklılıklara saygı göstermemek, kendi doğrularını başkalarına dayatmaya kalkmak, Hakkın mukaddes nizamına saygısızlık etmektir."
şems-i tebrizi
insanın kendisine ait olmayan farklı farklı fikirleri benimsemese bile saygıyla dinlemesi ve değerlendirmesi durumudur. ahlaki ve etik açıdan da insanlık için çok önemli bir konumdadır. çünkü her zaman söylenir; farklılıklar zenginliktir.
dinlerde olmayan, ancak var olduğuna inanılan bir tür duygudur. dinsel hoşgörü altında ölen insanları hesaba katmamak, politik bahaneler ve ekonomik nedenlerle din için yapılanları dinden bağımsız göstermek saçma. din için dökülen kanın sebebi tanrıdır demek tuhaf kaçar ancak bunun nedeni bizzat dindir. din kılıftır denebilir fakat, insan ölümlerine kişiler hem diğerlerine açıklamak hemde kendi vicdanını rahatlatmak için kılıf uydururlar. bunun nedeni budur. yoksa din bizzat kanın nedenidir.
Islamiyetin en önemli kurallarından biri olmasina rağmen müslümanların en az rağbet gösterdikleri kavramlardan biridir. Bu ramazan gene göreceğiz oruç tutmayanları taciz eden gerektiğinde döven müslümanları. Sevap kazandıklarını sanacaklar bir de. En vahimi bu.
Türkleri yurtdışında kime sorarsan sorun.En hoşgörülü milletlerden biridir.Hoşgörülüyüz ama son zamanlarda artık hoşgörü göstere göstere bizden iyice yararlanmaya soymaya başladılar.Sınırı vardır herşeyin.
şımarıklıklara karşı asla yapılmaması gerekendir. bu şımarıklıklar size en başta sempatik görünebilir. karşınızdaki kişi sonradan "normal karşılıyormuş hep yapabilirim" havasına girebiliyor. karşı çıkmanız durumunda da sorunu kişisel algılayabilirler.
bu sebeple sadece, "alıştığınızda size zararı olmayacak şeyler"i hoşgörmelisiniz.