girmiş sınıfa bizlerin oturmasını bekliyor. bir müddet bekledikten sonra koca adam olmama rağmen halen aklımdan çıkmayan şu...şu.eeöö...şu...ney lan bu!
sıra arkadaşımın arkadaşımın adı sena'ydı, ilk gün tanışma faslı sırasında hoca arkadaşıma adını sordu:
-adın ne kızım?
-sena.
-sen a, ben b.
işte o andan sonra, hayattan soğudum ve kendimi içkiye verdim.
geometri hocası:evet arkadaşlar şimdi bu çemberin içine bi içten teğet çiziyoruz.
ama şu noktaya dikkat edin, gerçekten çok samimi bir teğet olmalı bu teğet. yoksa soruyu çözemezsiniz.
tabi ki; yıl başından sonra, felsefe hocasının daha görür görmez, 1 yılda hiç değişmemişsiniz demesi.
ve aynı hocanın fenerbahçe galatasaray maçları konusunda,
selçuk'un uzaktan attığı o gol var ya. işte tam o vurduğu yerden taksi çevirin, kaleye kadar 5 milyon hesap tutar demesi.
belki bilen vardır.
3-4 sene evvel, incirli kültür dersanesinde bir matematik hocası vardı adını hatırlamıyorum.
dev gibi bir hocaydı sesi de fiziğiyle ters orantılıydı..
espri kavramına girermi sanmam ama ben bi yazayım.
cevap sıfır çıktığında nefır! diye bağırır herkesin hep bir ağızdan sıfır demesini beklerdi.
denklem çözerken çekerseniz şunu görürsünüz bunu* cümlesini bir soruda en az 5-6 kere kullanırdı.
birgün statta kros çalışmamız var. kız ve erkek basketbol takımları aynı zamanda koşturacağız. herneyse 5-10 dk. erken gelmişim beden eğitimi hocamız oturuyor yedek kulübesinde etrafında kızlar falan var. salman diye bir arkadaş var o geldi. burda geçen diyalog şu:
+hocam salman geldi.
-tamam, (o arada kızlara dönerek) bunun bir de kız kardeşi var. ismi salwoman.