yüzüne baka baka yalan söylediğini biliyor olmaktır herhalde diye düşünüyorum. yalanın affı olmaz diye keskin bir söz de söylemek istemiyorum ama yalanın kötü tarafı yalanın söylenmesinden ziyade bir sonra ki şeyler için en azından karşınızdakine değil de kendi kafanızda sorgulama düşüncelerinin ister istemez birikmesidir.
Ben aşık olmaya aşık biriyim. Eli yüzü düzgün bir kız geçsin karşıma, biraz naz, biraz cilve yapsın; bir de güzel gülüyorsa tamamdır, aşık olmuşumdur. Fakat bu maşukaya duyulan aşktan maşukanın haberi bile olmaz, öyle kendi içimde kavrulurum, onu hayallerime meze yapıp içer sarhoş olurum. Şarkılar dinlerken gözümde ondan başkası canlanmaz. Tüm bunlar olurken de kızın bundan zerre haberi olmaz. Çünkü esasında ben kıza değil, bu duygu serüvenine vurgunum. Şimdi gelelim mevzuya.
Elazığ'dayım üç gündür. Depremi çok şiddetli bir şekilde hissettim, ölüme bu kadar yaklaştığımı hatırlamıyorum. Öyle de uzun sürdü ki deprem, bir yerden sonra yıkılsın bina da bitsin bu çile diyordum inanın. O anı tarif etmem mümkün değil. Çaresizce doğanın hakkınızda verdiği ölüm-kalım kararının okunmasını bekliyorsunuz. Allah kimseye yaşatmasın.
Deprem sonrası eş dost hısım akraba herkes sağ olsun aradı sordu halimi. Armavut bir arkadaşım dahi aradı sordu, nereden biliyor/hatırlıyorsa Elazığlı oldugumu, ben de şaşırdım. Sağ olsun hepsi.
Fakat, gönlü güzel sözlük yazarları, üç yıldır uğrunda yana yana kül olduğum bu hanım bir mesaj atmayı dahi çok gördü bana. Bakın gerçekten deprem sonrası gelen her mesajda, telefonun her titreyişinde onu aradı gözlerim. Kimse aramasa sormasa, bir o halimi sorsa yeterdi bana.
Kendisine duygularımı açmış değilim. Ancak çok kez ima ettim ona vurulduğumu. Biliyor, farkındayım. Kendisinin en yakın arkadaşı bile mesaj atmışken bu kızın atmaması hakikaten üzdü beni, çok bozuldum yahu anlatamam.
Şu halden sonra bu kıza aynı gözle bakabilir miyim peki? Siz olsanız bakar mısınız? Dinlediğiniz şarkıda türküde hayallerinize davet eder misiniz başrol olması için?
inanılmaz soğudum agalar. Daha önce çok kez canımı sıkan hareketi olmuştur, konuşmadığımız, görünce yolumuzu değiştirdiğimiz vakitler olmuştur. Ancak bu kez bambaşka bir his var içimde. Hatta bilakis, hissizlik var kalbimin tam orta yerinde. Nefret bile etmiyorum. Tuhaf bir umursamazlık var. Sanki sokaktan geçen herhangi biri gibi, hiç tanımamışım gibi...
karşı tarafın soğuk davranmasıdır. zorla güzelliğe gerek yok deyip kendini de geri çekmek en iyisi. kavgasız, biraz üzücü ama sonunda çok fazla kaptırmadan kendini bir şekilde çıkarmalı böyle insanları hayatından.
ilgiye karşı her daim yenik düşmesi. insan varoluşu gereği her türlü sosyal ve toplumsal alanda fark edilmek ve varlığını kanıtlamak üzerine evrilmiştir. Dolayısıyla ilgiyi hepimiz severiz lakin her ilgi gördüğünde odak noktasının sürekli değişmesi pek hoş olmayabiliyor.
Cinsiyet farketmeksizin, insan olarak söylemem gerekirse; vizyonsuz olması, bakış açısı dar olup kendi bildiğinden başka bir şeyin olamayacağını düşünüp başkalarının fikirlerine saygı göstermemesi ve çok yoğun şive beni buz yapar.
Ek olarak; verdiğim değer ve sevginin değerini bilmeyen ve benim gösterdiğim toleransı yeri geldiğinde gösteremeyen insanlardan soğuyorum.