her insanın zamanla ulaştığı mertebedir. hayatın ciddiye alınacak bi bok olmadığını anladigin zaman hiç bir şeyi kafana takmıyorsun, en fazla ölüyosun oğlum ötesi yok.
genel olarak benim o insan. demin öğrendim ki mukavemetten 45 almışım halbuki 70 bekliyordum ama sikimde mi? -hayır değil. çünkü ben 70 alacak kadar soru cevapladım. elimden bir şey geliyor mu şimdi? -hayır. o zaman siktir et taksam ne değişecek?
genelde rahat insan tipi olarak bilinseler de bir çoğu salaktır. bunların çoğunun kafası çalışmaz, çalışmadığından da beyinleri enerji yakmamaya kanalize olmuş bir bilinç altı geliştirir ve fakat bu bilinç altı davranışını kişi yorumlayamayacağından, salak olduğunu bilmeden yaşar.
misal ; iyimser bir oran verdiğini söyleyen aziz nesin milletimizin aptal olduğunu söylemiştir. dava edilmiş ve beraat etmiştir. sanırım bu aziz nesini hukuken ve mantıken haklı kılarken, bizim milletimizin çıkan bu sonucu bu güne kadar zerre dikkate almaması, bilime, sosyal trajedilere karşı gösterdiği rahatlık vs de bununla doğrudan alakalıdır...
yani bilimsel olarak öyle en azından. çünkü metabolizma yoğun stres içerisinde olduğunda farklı çalışır, rahat olduğunda farklı.
yoğun stres altındaki metabolizma, çeşitli nedenlerle vücutta biriken, serbest oksijen radikallerine karşı koyamayacak ve sonuç olarak zincirleme kaza şeklinde bünye zayıf düşecektir. bu da erken yaşlılığın temelidir. (bkz: serbest oksijen radikali)
hani türk sinemalarında, bir gecede saçların ağarması olayı uydurma değil, tamamen gerçektir ki şarkıcı izel de pürüzsüz yüzünün bir gecede bu hale geldiğini görmüştür. işte bunlar hep bir şeyleri fazlaca kafaya takmaktan.
bakın kafam rahat modunda gezen insanlara. gayet de umursamazdırlar hatta yer yer patavatsız olduklar da görülür. çünkü içlerinde hiçbir şeyi tutmazlar; karşıdaki ne düşünür, kırılır mı incinir mi diye bile düşünmeden içlerinden geldiği gibi konuşur davranırlar.
e ne demiş büyükler, kötü şeyleri içerde tutmamak lazım, hastalık yapar maazallah.