zordur. biri o yandan çeker, biri bu yandan. herkes bir şeyler bekler senden. öğretmenler öğrenci olmanı, karşı cins sevgilin olmanı, toplum vatandaş olmanı. sorumluluk sahibi olmanı, çalışkan olmanı, başarılı olmanı, kariyer sahibi olmanı, rekabetçi olmanı, güzel olmanı, zeki olmanı... eski dostlar aranmayı bekler senden, yenileri ilgini, sevgili dediğin saatlerini ayırmanı ister, yaptığın her şeyi bilmek. oysa bi rahat bıraksa herkes herkesi, nolur ya? hiç bir şey olmasak? rekabet içinde olmasak? kariyer derdine düşmesek? herkes bir şeyler beklemek yerine bir şeyler yapsa? köreltsek nefsimizi, aşsak egomuzu, bitirsek kibirimizi, bencilliğimizi. ya da herkes için her şey olabilirken, kendi içimizde hiçbir şey olabilsek. nihilistliğin sınırlarına yaklaşmanın tek yolu uzaklaşmak mı herkesten? kaçmak mı bizi bekleyenlerden illa? zordur hiçbir şey olabilmek, alabildiğine zordur. seni sen yapan pek çok şeyden vazgeçmen gerekir ki, hırsın engel olur çoğu zaman. etraftaki konumuna, sahip olduklarına, olmadıklarına olan bağlılığın ayak bağına dönüşür bu uğurda. hiçbir şeye dönüşümün tıkanır kalır bir yerlerde. yolu bitirmektense, yolda olmak da güzeldir.
son derece dini ve felsefenin dibine vurabilen düşünce.
her insanı allahın bir parçası olarak düşündüğümüzde hiçbir şey olabilen insan kendinden kurtulup allah a ulaşmıştır diyebiliriz. kısacası benliğinden kurtulup tüme varmaktır.
ilk başlarda iyi gibidir, hiç bir şey olunca kimseyi üzmez kimseyi takmazsınız ama sonradan kötüdür, çünkü kimse sizi mutlu etmez, kimse sizi takmaz...
koskoca dünyada yer bulamamaktır.
yalnızlıktır,
kimsesizliktir.
git gide büyüyen bu his; bir zaman sonra kendinizi bile tanıyamaz duruma getirir.
yaşamanın manasını anlamaya çalışır ve en sonunda hiç bir anlamı olmadığına karar verisiniz.
ne kendinize ne de çevrenizde ki insanlara faydalı olamazsınız.
etkisiz bir eleman işlevinde geçerken hayat çarpmaların, bölmelerin arasında daha da değersiz hissedersiniz kendinizi,
oysa ne çok istemiştiniz toplanmayı, gün günden eksilirken.