özelikkle isimleri ada, berkecan, tuğçe, su gibi hiçbir kültüre ve hiçbir yere ait olmayan kişilerde görülen problemdir.
isim kültürdür, isim geçmiştir, isim gelecektir.
seni hazreti ömer etkilemiştir oğlunun adını ömer koyarsın.
seni vaftizci yahya etkilemiştir oğlunun adını yahya koyarsın.
seni stalin etkilemiştir oğlunun adını stalin koyarsın.
ama ada, ege koyman için ne olması gerekiyor onu bana anlatamazsın.
ha bana anlatman önemli değil de, ileride o çocuk da seninle girdiği uyku halinden çıkarsa ona da anlatamazsın asıl o zaman ne yaparsın o kötü...
Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
“O olmazsa yaşayamam.” demeyeceksin.
Demeyeceksin işte.
Yaşarsın çünkü.
Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın.
Ve zaten genellikle o daha az sever seni,
Senin onu sevdiğinden…
Çok sevmezsen, çok acımazsın.
Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
Senin değillermiş gibi davranacaksın.
Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın.
Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
Çok eşyan olmayacak mesela evinde.
Paldır küldür yürüyebileceksin.
ille de bir şeyleri sahipleneceksen,
Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
Gökyüzünü sahipleneceksin,
Güneşi, ayı, yıldızları…
Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
“O benim.” diyeceksin.
Mutlaka sana ait olmasın istiyorsan birşeylerin…
Mesela gökkuşağı senin olacak.
ille de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın.
Mesela turuncuya, ya da pembeye.
Ya da cennete ait olacaksın.
Çok sahiplenmeden, Çok ait olmadan yaşayacaksın.
Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi,
Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat.
ilişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak…
üniversiteyi şehir yada ülke dışında okuyan kişilerin eve döndükleri zaman hissettikleri şeydir. dışarıda kalamazlar, kayıtsız duramazlar ama içlerinde de yaşayamazlar. kendilerine çekilirler. belki özgürlüktür evet ama aidiyetsizlik gün geçtikçe ağırlaşan ve hayat kurulmasına engel olan temel taştır.
yazdıklarıma yabancıyım
düşündüklerime uzak
bir yer var
benim ait olmadığım zamanlardan kalma
oradayım; mesut,dingin, bahtiyar
ne dert var
ne tasa
ne gam
ne iş lazım gerek orda
ne erzak
ne yalan, ne riya, ne tuzak
hepsi
herkes, heryer
sadece
uzak
uzak
uzak...
askerden, izinli olarak yaşadığın şehire geldiğin zaman ilk bir kaç gün hisedilen duygu. Sonunda geri döneceğini bildiğin için sanki etrafında olup bitenleri cam bir kutunun içinden seyrediyorsun hissi.
hani yüksek bir yerden aşağı doğru hızla inerken çekilirya insanın içi, öyle bir histir ait olmama hissi. uçurumun kenarından aşağı düşer gibi belki... ya gerçek boşluktan kaynaklanır ya da var olanların yarattığı boşluktan...
His demek boşluk demek, boşluk demek his demek ee bununla beraber hiçbir şey hiçten gelen yolda ilerleyip hislerin bütünlüğüyle hiçbir şeye ait olamıyor.
ait olunmayan yere veya seye gore bicim alan hislenmedir. bakarsin ait olmadiklarina, mideni kaldiriyorlarsa uzak olman zaten saglik acisindan daha iyidir. yine bakarsin ait olmadiklarina, eger "keske" diyorsan belki inceden bir huzun cokebilir.
yine de halen var oldugun simdiki yer var ya, iste o gercekten ait oldugun yegane yerdir; ve kacmadikca, cabalamadikca ya da sansin yaver gitmedikce cakili oldugun yerdir, keyfini cikarmaya bak...
öyle bir his ki, seni hem sevince boğar hem de boğazına kadar hüzne.
kimi zaman en güzel histir sana göre. özgürlüktür, kafa rahatlığıdır, oh mis.
ama kimi zaman da, çok kötü bir haber aldığında mesela, ya da en basitinden birilerine
bir şeyler anlatacak olduğunda, yüreğini çok fena yakan histir. böyle zamanlarda,
bakarsın etrafına, düşünürsün kiminle olmak istediğini, kimi görmek, duymak istediğini
falan.
ama yok, bulamazsın işte. bulsan da zaten onlar seni istemezler, sen hiçbir şeyi değilsindir
ki onların.
hani gözlerinin önünde ölsen gitsen, kılını kıpırdatacak kadar bir şeyleri değilsindir, o
derece.
insan kendinin bile olamamışken, bir yerlere, bir şeylere nasıl aidiyet duysun. adamın gençliğini haram eden bir duygudur. şimdi kiminsin sanıyorsun? sel gitti kum kaldı, çöl kumu, üzerinde tek yaprak yeşermez.
vizeden EE alınınca hissedilen durum; bahçeye çıkılmaz,arkadaşlarla sigara içilmez,kağıt oynanmaz,ders dinlenmez,eve geç gidilir ve bütün herşey başkalarında aranır.