her insan dusunsel anlamda farkli bir dunyadir. bu nedenle ideoloji denilen kalip seklindeki dusunceler butunu, kendi dunya gorusu olan, dunyayi yorumlamaya calisan insanlara uymaz. hem bu insanlar da zaten bu kaliplar altina girmek istemez.
mükemmel ideoloji olmadığından dolayı mükemmelliyetçi insanların gerçekleştirdiğidir. hepsinde bir açık nokta var. insan savunacaksa "ama" ile başlayan cümle kurmamak istiyor.
erich fromm abimizin servis ettiği "üst insan" modelinde gerçekleşme yoluna gitmektir.
der ki bir kitabında, hemen hepimiz kendi içimizde kendimizi yeniden inşa eder ve ona ulaşmak, onunla bütünleşmek uğruna yaşarız hayatlarımızı. bu konuda açıklık yaşayanlarımız ise bu doldurulması gereken boşluğa, bir insani ödev olarak varetmemiz gereken kendimize ihanet ederek ideolojileri doldururuz oraya ve bütün bir hayatımızı da o ideolojik kişi olabilmek için yaşamaya başlarız sonrasında.
yani buradan hareketle belli bir ideolojiye kendisini had safhada kaptırmış olan kişilerin(ki özellikle gençlik döneminde olur bu durum) hayatlarını bu inanışları ve düşünsel yönelişleri doğrultusunda yaşamaları olası bir durumdur diyebiliriz.
ve öte yandan da bir kişi eğer "iyi aile babası" olmak istiyorsa, içinde böyle bir istek mevcutsa şayet sahip olduğu ve dolayısı ile ait olduğu aile üzerinde etkisi neredeyse olmasa dahi kendi içinde oluşturduğu bu modelin etkisiyle "iyi aile babası" pozları kesebilecektir.
gibi gibi gibi.
velhasılı başka bir düşünürün ifadesi ile "kendini gerçekleştirmek" amacındaki insanın kurtuluş yolunun gişesidir bu durum. hızına ve manevra kabiliyetine göre takla atma ihtimali olsa da gittiği yol olarak doğru yolda olduğunu söylememiz mümkündür.
