doktor adayı, bıyıksız ve lezbiyen olmayan bir tanesini tanıyorum. yalnız biri çıkıp da "sıfır kilometresin tam bana göresin mehehe" derse işte o vakit arkadaşımın vereceği tepkinin şiddetini tahayyül edemiyorum...
kimseye güvenmeyen insandır. çağımızda en büyük özelliği tüketim çılgınlığı olan insanların sevgileri, aşklarıda telefon değiştirir gibi değiştirdiğinden sebep bir gün ona duyulan sevginin, aşkın tükenmesinden korkan, ileride doğuracağı çocuklarına olabildiğince temiz bir geçmiş sunmayı hedefleyen insandır. bu yüzden kimseyi dünyasına almak istemez ya da * hayatında olan insanın o duyguyu gerçekten haketmediğini düşünür.
saklı kalmıştır biraz, bi o kadar gülmüştür belki,
sebebini sormadan bi tabu ve tabut,
misali zaman olsa hepsinde bi gizli özne,
metametinden örnek almış mert kadın,
hiçbir kirli elin dokunmadığı saçlarını arala ve bak,
sureti sararmış bu aşkların,
kanamış dizlerimde uyayan yorgun kadın,
melenkoli aptal müzik kırıntıları içinde ben miydim bu?
ya da sen miydin?
tanrı sesimiydik yoksa?
biraz isyankar...
kisli, yabancı, küf kokan ayaküstü sevdalar,
yatak odasına hasret bayatlamış ten kokusu,
kokusu ve özrü,
bu mu olucaktı yaşıyacakların,
masumiyetinin en güzel örneği,
sen evet sen, o kadın.
boşver,
son sigarandaki nefes kadar rahat sen,
teninde özgür bir esrarcı kadar mahkum ruhun,
hiçe beş kala yaşayışların amansız göz kırpmalarında,
hep o güne,
hep bembeyaz...
19 yaşına kadar saklayabilmişi vardı bir aralar.tanıyorum kendisini kezban değildi sadece ne istediğinini biliyordu.yakınlık duyduğu ama sonradan ayı olduğu farkedilen herif şapadanak yapışmış dudaklarına.ne acıdır ki bu kız ilk öpüşmesini böyle hatırlayacak.sonrasında ağlamış zırlamış olsada ne fayda zorla öpmenin tecavüzden farkı ne?
biraz optimist bir bakış olacak fakat, neden sonuç ilişkilerini bir tarafa atacak **** olursak. hayatında hiç aşık olmamış bir kızımızdır. haklıdır da hani.
öyle her gördüğüne atlayan bir tip değildir; hayatının aşkını ömrünün sonuna kadar arar ve birgün mutlaka bulur.