seversin kendine bile itiraf edemezsin. belki kendine itiraf edemediğin sebeplerden sevmeye başlarsın. kimse bilemez... sonra gün gelir tabiri caizse senin olur. seninle olur. o zaman unutulur o çok büyük imkansız sevgi. sanki hiç ona bakıp iç çekmemiş gibi kırarsınız birbirinizi. kıymet bilmezsin. kaybettiğinde belki aklına gelir büyük tutkun. ama çok geçtir...
onu ilk gördüğümde, babaannemlerin evinde duruyordu. o kadar zarif ve ışıltılıydı ki. fakat, asla benim olmayacağını biliyordum. zira toplum kuralı olarak kzıkardeşimin olacaktı. hiç benim olmayacak sandığın birine aşık olmuştum. çeyiz sandığı..
Duygusal semptom yaşamaya sebebiyet verecek durumdur.Sanki insanın kalbinin üstünden(duygusal anlamda)iş makineleri geçiyormuş gibi olur.O kişi belki bunu bilmez,farkında bile değildir,ama sen acı çekmeye devam edersin.Kısaca iğrenç bir durumdur.Bunu yaşayan daha iyi bilir.
hiç senin olmayacak sandığın birisine aşık olmak herşeyi kabullenmektir. bazen sevgilinizdir bu kişi. ama uzaktadır, uzaktır ya da. ne kadar "benim olmayacağını biliyorum" diye düşünseniz de yorar. bir gün sizin olacağından emin olduğunuz birisi hayatınıza girince biter bu aşk. hiç kimsenin sizin olmadığını farketmeniz bu noktada başlar.
yaşta ve karizmada ağır, kişilikte hafif olan bir erkeğe ilgi duymaktır.
o karizmatik hali, ulaşılmaz tavırlarıyla, bir ahtapotun beyaz kabukları yuvasına toplayarak balıkları kendine çekmesi gibi çeker insanı kendine. gizemi ve ulaşılmazlığıyla büyüler. hiç senin olmayacağını düşünür gözünde devleştirirsin. kemer tokasında bir çakmağı ya da çakma bir narkotik şakasında silahtan çıkan alevi izlersin. sarı uzun saçları güneş ışınlarından daha etkileyicidir. görmek bile keyif verici madde etkisi yapar.
sonra bir gün aynı ortamda bulunursun. doğrudan hedefi haline gelirsin ve o gözünde büyüttüğün idol artık senin için kapının önündeki paspasın kıllarından farksız olur. eskisi gibi ulaşılmaz kalmadığı için zürriyetine küfredersin. gönül rahatlığıyla reddedip, balon olmuş egonu da alıp arkanı döner yürür gidersin.
aşk değildir. ulaşılmaz olana kendi hayallerini yüklemektir. ulaştığın saniyede ışık hızıyla bitiverir.
oda güzel hikaye tabi... senin olmayacak sandığın birine aşık olmak, senin olabileceği ihtimalini durmaksızın düşündüren yemeden, içmeden, sütten kesen, kahrolası bir olgudur! **
... ve bir gün senin yanında olduğunda, buna ne kadar şaşırdığını ona anlatamamak. imkansıza erişmenin hazzını yaşamak, onu solumak, hayaline sihirli bir değneğin dokunması, gerçek olması, yeniden ve yeniden aşık olmak ona.
daha gecen hafta kapildigim ask cesidi ki aski hic tanimam, düsünün o derece.
edit: ya bu ulusözlük kalbimi mi okuyor nedir arkadas? rastgele aciyorum basliklari, bi bakiyorum tam benim o anki ya da o siralar sahip oldugum duygular, basima gelen haller ile ilgililer.
regedit: la zall ne is, nasil bir yazilim dili kullaniyon haci?
o biri için sürecek uzun bir bekleyişin habercisidir. bu bekleyiş kimileri için hiç bitmez -keza bitmediği durumlarda adı aşk olur, kimileri içinse bitince bir anlamı kalmaz. necip fazıl'ın bir şiirinde bu duruma pek uyan harikulade dizeleri vardır efenim. şöyle ki:
Gerçekten denemeden asla bilemeyeceğiniz durumdur... içten içe ağlayıp üzülmektense,en azından denemeli insan hislerini açıklamayı... Kaybedecek hiçbir şeyiniz olmaz, en azından aldığınız cevaba göre yolunuza devam edersiniz... acabalardansa, netlik herzaman en iyidir.. Bir de tabi ki şu var "gerçekçi ol imkansızı iste", elinden gelen herşeyi yapana kadar asla pes etme... Belki o kişi de sizin ona aşık olma olasılığınızın olmaığnı düşünüyordur? Yiyip bitirmeyin kendinizi de eyleme geçin dedirten durumdur...