bir ara çok konuştum ama bir faydasını görmedim ve bıraktım felsefesini benimsemiş olan insandır. ama ben bir ara bile çok konuşmadım, bir faydası olmayacağını biliyordum çünkü. lakin, hiç konuşmamayı da abartmamak lazım, sinsi zannedebilirler, halbuki alakası yoktur belki ama, zannedebilirler işte.
bazen pot kırmaktan korkan insandır, bazen az bildiği için susmasını bilen insandır.
bazen laçkalığı sevmediğindendir. bazen çekingendir tanımıyodur masadakileri pek.
belki bazen herkesi çok iyi tanıyodur da söylücekleri fırtınalar koparır, huzur kaçırır diye susuyodur.
hepimizin susmak için bi nedeni var az konuşmak için. korkulması gerekmez az konuşan adamdan,
genelde bi derdi vardır. hiç değilse çok konuşandan korktuğun kadar korkma ondan.
asıl çok konuşanın sakladığı bir şey vardır, genelde çok konuşur ama konuştuğu şeyler
o sinsiliğini gizler, vardır altında korkman gereken bir şey.
ben böyle gördüm bu yaşıma kadar, gel sen beni dinle.
Diyojen’e sorarlar:
“Bir adamın aklının derecesini nasıl anlarsın?”
Cevabı basittir:
“Konuşmasından...”
Ardından tekrar sorarlar:
“Ya hiç konuşmazsa...”
Cevabı bu defa şöyle olur:
“O kadar akıllısına, şimdiye kadar hiç rastlamadım.”