kimine göre oldukça saçma olan "yeni nesil aşkların" vazgeçilmez mottosu. ve evet ne yalan söyleyeyim, şu sıralar hissettiğim duygudur.
artık malumunuz sosyal medya sayesinde çok fazla insan birbiriyle etkileşim içine giriyor ve insanlar farkında olmadan gecelerini sabah yaptığı insanlara bağlanmaya başlıyorlar.
karşılıklı sevgi hissetmek ise bunu, bu bağlanma sürecini, arttırıyor. ve geceleri rüyanızda defalarca kez, hatta günler boyu rüyanızda onu görebiliyorsunuz. rüyanızda sımsıkı sarıldığınız insanı özlemeye başlıyorsunuz.
geceniz de gündüzünüz de o oluyor nitekim. ve hayat onunla biraz daha güzel gelmeye başlıyor, kısacası aşık olma süreci burada başlıyor. ona dokunamadığınız için herhangi bir nesneye onun adını veriyorsunuz, kimine "yastık" kimine ise bir "bardak" kimine göre ise bir "oyuncak ayı". lakin yeni aşklar böyle de gelişebiliyor.
bazı insanlara ne kadar saçma gelse de insan dokunmadan, yakından görmeden de aşık olabiliyor. çünkü teknoloji istem dışı uzaklıkları, mesafeleri, kapatıyor.
aşk artık kitaplarda ve eski filmlerde olduğu gibi değil sözlük. aşkın şekli şemali değişse de tarifi değişmiyor. çünkü onun bir mesajında kalbinizin atışının değişmesi, bir gülmesinin yarattığı etki ile aynı olmasa da, aşkı hissettiriyor.
umarım saçma bulunmaz bu yazdıklarım. selametle. dokunamadıklarınıza dokunmanız ve sarılmanız dileğiyle.
o senin elinde olan bir şey değildir. Florebo quocumque ferar diye bir tabir vardır latincede: ''Taşındığım her yerde çiçek açacağım.'' manasına gelir. bizimkisi solanlardan bile olsa uzaklarda, en soğuk gölgede ve kışın ortasında bir şekilde onu içinde yaşatır. öldürdüğünü sanırsın ama ölmez. her yanından filizlenir. sonra et ve kandan olması gerekmezdi. gerekmiyor artık. elimde sadece çizilmiş resimleri var. yanaklarına ve gözlerine dokunuyorum. saçlarının arasında parmaklarımı gezdiriyorum. avucumun içinde kalemin karası çıkıyor. böyle mi özlenir diyorum. yerine koyuyorum resmini. bir kere de tüketmeyim diyorum. aylar sonra bakmak ve dokunmak için içimde bitmeyen şeyler olsun istiyorum. ne hissettiğimi bir tek o resimler ve ben biliyorum.
son birkaç haftadır içinde bulunduğum durum. tatlı tatlı can yakar. hani "tatlı-sert" denilen tütün vardır ya, onun ilk nefesini çekmek gibidir ciğerlere.
Dokunmak aski oldurur felsefesini benimsemis insanin yaptigidir. Dokunmak ozlem dahil hicbir seyin olcutu olamaz. Ben ozlerim,gormesem de,dokunmasam da, kokusunu duyamasam da ozleyebilirim. Tek sorun,ona sizin yerinize ayni yoldan gecen birinin dahi bakabilmesidir ve sizin yerinize dokunulmasidir kalabalik bir otobuste.