basit olucak ama anlatamazsınız. çünkü herzaman mantıksal hareket eder sevmek için mantik gerekmicegini anlatamazsın. olay bundan ibaret. taki başına gelene kadar.
Hiç tanımadığın, belki adını bile bilmediğin birine her şeyini duygularını emanet ediyorsun. O bunlara iyi mi bakar kötü mü bakar düşünmüyorsun. Belki kıracak belki yerle bir edecek emanet ettiğin şeyleri ama ediyorsun işte. Karşılığında aldığın tek şey kimi zaman şairin dediği gibi 'seni sevmek saadeti' kimi zaman da bitmek bilmeyen kendine karşı duyduğun öfke.
Benim aşık olma konusunda kişisel bir kriterim var . Ben hayatımda ne zaman bir kızın kıyafetlerini sevdiyesem o zaman ona aşık olmuş oldugumu fark ediyorum.
Hani bu giyim tarzı veya dekolte falan mevzusu değil.
Bir insanın giydiği sweat shirt size kutsal bir nesne gibi gelmeye başlıyor.
aşk mı , aşkı mı anlatayım sana bence hiç düşünme gerçi isteyince olunacak bir şey değil ama ondan etkilendiğinde ilkte noluyo lan bana dersin sonra alışırsın aşık mıyım? dersin seviyor muyum gerçekten dersin ama kendini çoktan kaptırmışsındır aslında kendine emin değilsindir yada kendine şaşırmışsındır bu sorularla boğuşur dururken karşı taraf çoktan kendini sana kaptırmış oluverir aşık mıyım diye sormaz kendine çünkü emindir size sonsuz güvenir ilk başlarda daha sonra kendine sorduğun o soru varya işte aşık mı oldum ben , aşk nedir? bende olabiliyor muyum? dediğiniz vakit onda güven sarsılması yaşatırsınız birşeyler olur yanlış yaparsınız affeder tekrardan aynı şeyleri yaşatırsınız ona çünkü aşık mıyım ben diye sordun kendine bu soru çok tehlikelidir çünkü emin olmadığınız için değer vermezsiniz karşıya hep üzersiniz nasılsa bana aşık beni bırakmaz dersiniz eski alışkanlıklarınızdan vazgeçemezsiniz karşı tarafı üzer üzer üzer en sonunda tekrar bir hata yaparsınız aranız bozulur farkında olmazsınız nasılsa affeder o , gitmez dersiniz ama siz 2 hafta farkına varamazsınız 3. hafta noluyo lan dersiniz kendinize , bırakmazdı hani dersiniz vazgeçmezdi benden dersiniz işte o an aşık mıyım? sorusuna cevabı bulmuş olursunuz evet gerçekten aşık olmuşsundur ama nedense geç kalmışsındır farkına varman çok ama çok uzun sürmüştür malesefte o kişi sizi ne kadar çok severse sevsin yorulduğu için gitmiştir onu yorduğunuz için gitmiştir ne kadar uğraşırsan uğraş dönecek mi tekrardan bana? affeder mi beni? gibi sorularla gün boyu aklından çıkmayacaktır ve ne kadar kendini affettirmeye çalışırsan çalış affetmeyecektir yavaş yavaş uzaklaşacaktır sizden tekrar nasıl güvenirim yapamam gibi sorularla uzaklaşacaktır sizden arkasından döktüğünüz gözyaşının , geceleri uyuyamadığın , uykundan uyandığın günleri bilmeyecek bile ve öylece arkasından bakarak kendi ellerinle bitirdiğin güveni , saygıyı , değeri en kötüsü de onu öylece uğurlayacaksın yalnızlığınla..
Ve bilmeyene derim ki ; kardeş , aşk böyle güzel ama o güzel günlerinde bir sonu onu oluyor bence aşkı merak etme çevrene bak sonra bir daha düşün , güzel ama bi o kadar acı , şarkılardan nefret etmemen içinde boşver kardeş sen böyle mutlusun bu mutluluğunu bozma..
Şimdi şöyle aşık olunca, Suriye'nin ortasında yaşıyor olsan bile orası times meydanı gibi gelir. Gönül bahçende çiçekler açar, trafikte insanlara yol verirsin, çay içerken çok Mutlu olursun, onu düşününce içinde karıncalar halay çeker adeta, herşeye güzel bakar güzel görürsün.
Sevdiğimiz zaman Aşk o kadar büyüktür ki; bir bütün olarak içimize sığmaz. Sevdiğimiz insanın, ‘karşımızdakinin hisleri’ dediğimiz şey; kendi sevgimizin bir yankısıdır. Aşk bizi bu kadar etkiliyor, hatta büyülüyorsa sebebi, kendimizden çıktığını fark edemeyişimizdir.
Aşkın kimyasal bir endorfin salgılaması dışında zaman içinde alışknlık ve saplantı durumlarına da aşk demeleri beni sinir ediyor. Gençler aşkı anlatmayacağım yaşayın.