ıssız adalar arası yarışmalarda vazgeçtim çocuk olmaktan
ve dokunulmazlık oyununda dokunulmazlık sembolüydü hilmicem
ben seninle bir gün ödül oyununda son ikiye kalma ihtimalini sevdim
survivor ın reklam kokan yosun lekeli yarışmalarında, ülkemde direniş ayaklanmaları yaşanırdı o zaman
elemeye başladık herkesi ve bu eleme öyle uzun sürdü ki halkın oyunu özlemeye başladım sonra
bizim acunumuz vardı bi de ağaç kütüklerinde şınav çekme imkanı
okyanus kokan arkadaşlarla paylaşılan derme çatma barakalarda sempatikçilik oynamaya başladık
ben sempatik oluyordum sen antipatik geri kalanlar balık avında
kara kalemlerle konsey ikliminde isimler yazılıyordu eski kağıtlara
ve türk dil kurumuna inat bir Türkçeyle
abilerimizden öğrendik ölü balığı yeni tutmuş gibi yapmayı
ülkem usul usul direniyordu
ve direnişten bahsetmiyordu haber bültenleri
oysa türkiyede hiç direnmedim ben
vücuduma gaz kapsülleri isabet etmedi
ada halkı olarak gidilen yarışmalarda duygu yu saymazsak
ülkeme usul usul kurşun yağıyordu
ve ölen direnişçilerden bahsetmiyordu haber bültenleri
oysa hiç kurşun yaram olmadı benim
ve hiç bir ada konseyinde geçmedi adım
elemelerin ortasında sevimli bir çocuk yüzüydüm sadece
sana cevizler biriktiriyordum yastığımın altında ama sen yoktun
ben senin bana saplama ihtimalini seviyordum konsey dönüşlerine
acun seni hep zamansız amansızca bir yarışmaya götürüyordu
ben senin benimle tuvalete gelme ihtimalini seviyordum
ben senin bana saplayabilme ihtimalini seviyordum...
to be continued...
ben hilmicem in murat a saplama ihtimalini sevdim.