vatana en büyük kazığı atmış adamdır. memleket bugün bu hale geldiyse bu adamın suçudur. askerin tepki gücünü kısıtlamış ve akp hükümetinin yükseliş yolunu açmıştır.
darbe karşıtı sevgili arkadaşlar. darbe karşıtı olmak demek vatanın bölünmezliğinin bozulmasına göz yummak değildir. darbe olmasın ne olursa olsun şeklinde çıktığınız yolda islamcı bir darbe ile karşılaşırsanız busefer darbe karşıtlığınızı içinizde bile yaşayamazsınız.
eğer refah partisi kapatıldıysa, akp neden var? refah en azından milliyetçiydi. şuanda memleket elden gidiyor ve siz oturmuş bu günleri getiren adamı övüyorsunuz.
--spoiler--
-"darbeci" değil ya önemli olan o. Yemişim abd'yi, çuvalı.
-Ülkemi kaos ortamına sürükleyebilecek cuntacı zihniyetleri engellemeyi başarmış büyük insan.
--spoiler--
bunuda gördükten sonra hakikaten herşeyi hakediyor bu millet. olacak şey değil. gerçek tehlike yobazlar, dış güçler falan değil, aramızda ki çürükler.
9 ocak 2003 tarihli bir resepsiyonda yaptığı röportajdaki satır başları şöyle:
--spoiler--
- başbakan abdullah gülün yüksek askeri şûra kararına şerh koyması irticaya cesaret verdi.
- yüksek askeri şûra müstesna bir olaydır. anayasa maddesinin uygulanma istemine muhalefet şerhi koymak, idarenin kanunların uygulanmasını sağlama sorumluluğu ile çelişmiştir.
- cumhuriyetin laik yapısından asla taviz vermeyiz. türbanın siyasi bir dayatma, cumhuriyet geleneklerini aşındıran bir sembol ve eylemi olarak kullanılmasını hoş görmemiz beklenemez.
gazeteciler, orgeneral özköke 28 şubat devam ediyor mu diye de sormuşlar. yanıtı şöyle:
28 şubat irticaya karşı o dönem alınan önlemlerdir. tehdit devam ettiğine göre sorunuz cevaplanıyor.
--spoiler--
peki acaba ne oldu da bu adam bu düşüncelerinden bu kadar çark etti. acaba bazılarının söylediği gibi darbe karşıtlığından ve vatan - demokrasi aşkından mı? yoksa birileri bu adamı kullanıyor mu ki bu adam o sözlerinden "başbakanın emrindeyim" tarzı mesajlar verecek ve silah arkadaşlarını resmen satacak düzeye gelmiştir.
emekli tümgeneral osman özbek'in darbe iddialarıyla ilgili bildiklerini şu sözlerle anlatmasını istediği eski genelkurmay başkanı:
"Astların herhangi bir suçlamadan dolayı tutuklanmasını doğru bulmuyorum. Bu işte subay ve astsubaylara yüklenilmesi, TSK'daki emir-komuta zincirini görmezden gelmek demektir. Bu iddia edilen darbe senaryosu veya harp oyunu, hangi dönemde olmuşsa, o dönemin Genelkurmay Başkanı'ndan da bu konuda bildikleri sorulmalıdır."
Özbek Paşa ayrıca TSK'da astların üstlerin dediklerini yaptığını hatırlatmış, Hilmi Özkök'ün de bu çerçevede sorumluluğu olduğunun altını çizmiştir. kısacası özbek paşa, "madem darbe senaryoları senin döneminde olmuş, bu senaryolarla ilgili en büyük sorumlu ne fırtına, ne örnek, ne saygun, ne de doğan paşalardır. o dönemde onların üstü olan sizsiniz" demiştir.
Onun zamanında Türk askeri çuvalı öğrendi. O makamı işgal etmesi kanımca büyük talihsizliktir.Zaten simasına baknca da dirayetli bir lider imajı vermediği açıktır. akat yüce makama kadar onu yükselteler de Türk halkına karşı sorumludur. Dmekki asker de mükemmel değilmiş. Bunn ispatıda bu'dur
akp iktidardan düştüğünde cezaevine girme olasılığı yüksek olan eski genelkurmay başkanı. nedeni görevinde tsk'yı küçük düşüren çuval olayında gerekli tepkiyi göstermemesi, ergenekon tertibine tanık sıfatıyla katkıda bulunmasıdır. ayrıca, kendisine sorum olacak: madem darbeye teşebbüs vardı. neden ona karışanları yaş'la emekli edip, askeri mahkemede yargılamadın, yani görevini yapmadın ?
eğer ki, darbe planları varsa ve bu paşa bu planları tespit edip, barkovizyon ile komutanlara göstermişse, tsk'nın başındaki kişi olarak bu darbecileri neden yargıya sevk etmemiştir? öyle "şoke etmek" bir halt yemek değildir, yargıya sevk edeceksin ki, herkes göbeğinin suyunu alacak en azından alayını emekliye sevk ettireceksin hükümete! ha bunu yapamamışsan hiçkimsenin bikbiklemesine de gerek yoktur!
bugün ilker başbuğ'a "2. ordu komutanını emekliye sevk ederek, yargıya teslim edin" lafını eden mümtaz'er gibi renk değiştirmekten bir hoş olmuşlar neden bu adamı tek satır dahi eleştirememektedir? "ordu darbecileri koruyor" diye tsk'ya, genelkurmay başkanı'na sallayan adamlar, o dönemde üstelik bu kadar vahim iddaların doğruluğuna ulaşmış(!) bu adamın ilgili kişileri neden hukuk(!) devletinde yargıya sevk etmemiştir?
eğer özkök bunu yapabilseydi işte o zaman bu ülkeye en büyük hizmeti yapmış en büyük komutanlardan olurdu. bu nasıl bir mücadeledir ki, hiçkimse ceza almamış! breh breh breh...
bugün bu ülkede ayrışmışlık, parçalanmışlık varsa sorumlularından biridir.
darbe iddialarına "ne var derim, ne yok derim" gibi abzürt ötesi bir cevap verebilen biri. bu şekilde bir cevap tsk'ya en büyük darbeyi vurmaktır. varsa "evet var ama ben dönemimde bir şey yapmadım" dersin veya "hayır ben böyle bir şeyi hiç görmedim" dersin. ne demek "ne var derim, ne yok derim" ne demektir allah aşkına? sen böyle bir cevap verirsen birileri tsk karşıtı olur "gördün mü bak demek ki varmış yok demedi" der bir kısım da tsk'ya sonuna kadar inanır "ama var da demedi" der.
varsa gerçek bir darbe planı ve bu adam bilip de saklıyorsa dünyanın en büyük şerefsizidir. -bak kendisine doğrudan şerefsiz demedim, "bilip de saklıyorsa" dedim, koşullu yani. eğer hilmi özkök dava açacaksa, öncelikle bir şeyleri bildiğini, sakladığını kabul etmesi lazım. tabi sakladığı şeyleri de bir zahmet açıklasın öyle bir durumda da yani hukuki sorun çıkarmaz, hakaret etmiyorum-
hüseyin kıvrıkoğlu amerika ile askeri ilişkiyi kesmemiştir. amerika ile askeri ilişkiler genelkurmay başkanının kafasına göre kesebileceği türden değildir.
bunun başbakanı var milli savunma bakanı var. digiturk aboneliği mi kapattırıyorsun lan.
onun haricinde varsayalım ki dünyanın süper gücü ile kesilmiş bir ilişkiyi tekrar başlatmış olsun. bu gayet mantıklı bişeydir. askeri alanda amerika duruken muz cumhuriyeti ile mi ilişki kuracağız ? dünyada en yüksek askeri teknoloji kimde var?
yani madem laf atacaksınız mantıklı argümanlarla gelin. he bir de gelirken kaynağınız lütfen götünüz olmasın.
edit: hala kaynak yok. kaynağı malum organ olan iddialar var.
akp'ye oy atanların demokrasi kahramanı ilan ettikleri asker. sefertasıyla karargaha kendisine yemek götürülmüştür. unutmamak lazım bunları ama abartmak da gerekmiyor bu adamı.
cumhuriyet tarihinin en büyük askeridir. ülkesinin ve milletinin demokratikleşme sürecine verdiği hizmetlerden ötürü bu millet kendisine minnettardır. Hilmi paşa ülkeyi en az 30 yıl geriye götürecek 3 adet darbe planını, darbeyi yapmaya çalışan orgenerallere barkovizyondan izlettirmiş ve onları şoke etmiştir. hilmi paşa bu toprakların yetiştirdiği milletini seven, ''halka rağmen halk için'' ci olmayan, laikliği ağzına sakız etmemiş bir insandır. insan gibi insandır.
zamanında giymiş olduğu ateşten gömleğin hakkını vermeye çalışmış ve bunu başarmış, ülkemiz gibi anti-demokrasi, oligarşi ve darbecilikle içli dışlı bir ülkede sahip olduğu gücü kişisel veya gizli örgütsel amaçlar için kullanmak yerine bu milletin layık olduğu demokrasi adına kullanmış, saçma sapan darbecilik oyunu oynamaya tenezzül etmemiş, adı her zaman hayırla yâd edilecek kaliteli insan, komutan*.
*komutan: üçüncü dünya ülkelerinde rastlanan kirli ilişkiler ağına ve sivil hayata çeşitli müdahelelerden uzak, mensubu olduğu milletin menfaatlerini basit ve küçük kişisel çıkarlara tercih etmeyen sorumluluk sahibi asker.
postalı en çok yalanan eski genel kurmay başkanıdır. Postalının altında "yeşil kundura" değil de "demokrasi" yazdığını iddia edenler tarafından yalanır da yalanır hilmi özkök ün postalı. tertemizdir o postal. o kadar ki, demokrasi güneşi(ya da ampulü) yansır o postaldan. hepimizin üstüne düşer aydınlatır bizi.
bu arada siz eğer hilmi postalını yalamak istemiyorsanız, darbecisiniz, faşistsiniz, ergenekoncusunuz vs.
süper sözlük demokratları buyurdu "hilmiyi sevmeyen darbecidir."
Milliyet"in "Hilmi Özkök tefrikası" bir birinden garip açıklamalarla sürüyor. Daha önceki bölümlerde 1 Mart tezkeresinin kabul edilmesi gerektiğini, Washington"un tezkere kabul edilmediği için Türkiye"ye kötü davrandığını ve bunda da haklı olduğunu dile getiren Özkök, Türk askerinin başına çuval geçiren ABD lilerin rencide etmek için değil pratik bir yöntem olduğu için böyle bir yola başvurduklarını söyleyerek rezalete imza atanları savunmuştu.
başkomutanı ve mareşal rütbeli iki kişiden birisi olan mustafa kemal atatürk'ün resmini kara kuvvetleri komutanlığı'nın brövesinden çıkartmaya cüret edebilecek kadar davasına(!) sadık bir cemaat adamı. başbakanın kendisine kameralar önünde bile hocam diye hitap etmekte sakınca görmediği kişi.
