Hilafet darül islam'ın en önemli müessesi... Peygamber varisinin makamı... 632'den 20 asrın başına kadar süregelmiş bir gelenek...
19. asrın son dönemi ve 20. asrın başları... sömürgeci batı yaptığı bir takım hamlelerle madde planında büyük adımlar atarken mana planında zaten çökük bir vaziyettedir. Doğu ise madde planında yerle bir olmuş vaziyette, mana planında ise tutunduğu tek müessese hilafet ve cihad...
Batının makineleşmeyle birlikte büyük pazar arayışındayken dermanı zengin kaynaklara sahip olan doğu olacaktır. Hem zenginlik, hem pazar... Batı için doğu zenginliğe giden yoldur. Bu zenginliğe ulaşabilmek için bilhassa ingilizler büyük gayret içerisinde... Fakat önlerinde büyük bir engel: Hilafet... Bilhassa Abdülhamid han döneminde sürekli osmanlı'ya karşı bir harekattan kaçınır tavır... Sebebi: Ulu Hakan'ın cihad çağrısından korkmak...
Abdülhamid düşürüldükten sonra, Müslüman Anadolu'da bir takım harekatlar ve doğan yeni hareketler... Sonrası malum saltanat ve hilafetin kaldırılması, dilimize hiçbir şekilde uyumu olmayan latin alfabesinin kabulü, kılık kıyafet kanunu... Madde planında bir kaç asır önce çökmeye başlayan milletin mana planında helak edilişi... Yanlış anlamayın batılılaşma bu; taklitçilik değil...
Batılılaşmak adına saltanat kaldırıldı ve hilafet ilga edildi... Şimdi sormak lazım o batılılaşanlara, neden batılılaşırken batının istediklerini yerine getirdik de, bazı şeyleri onlar gibi yapmadık... Misal mi? ingiltere ve bir çok batı ülkesinde kraliyet ailesinin korunması ve kraliyetin kaldırılmaması... Hesapta kraliyet göstermelikmiş... ingiliz siyasetçilerinin isimlerini hanginiz biliyorsunuz? Emin olun hiç biriniz ingiliz başbakanının adını Kraliyet ailesi mensuplarının isimleri kadar duymuyorsunuz...